Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/391-472 Esas ve Karar sayılı dosyasında 12.11.2008 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ... ileriye yönelik olarak feshine karar verildiği ve kararın tarafların temyiz etmemesi üzerine 03.01.2012 tarihinde, eldeki davanın yargılaması sırasında kesinleşmiş olduğu görülmüştür. ... Mahkemece sözleşmenin ileriye etkili feshedildiği gözden kaçırılarak bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmadan sözleşmenin tasfiyesi yapılmadan ve dava konusu dairenin yüklenicinin yapmış olduğu imalat oranına göre adına tescilini talep edebileceği bağımsız bölümlerden olup olmadığı belirlenmeden, eksik inceleme ve araştırmayla arsa sahibi ile yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiği gerekçesi ile davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir..." gerekçesiyle bozulmuştur....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı arsa sahibince binanın eksiksiz ve hatasız teslim alınmadığı, sözleşmedeki kira bedelinin davacı tarafınca hak edildiği, eksik imalat bedelinin 6.783,00 TL. olduğu, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 13. maddesinde belirtilen bodrum kattaki 3/10 hisse nispetindeki 60 m² lik alanın sözleşmenin 13. maddesi gereğince mal sahibine ait iş yerlerine mimari projede tahsis yapılmadığı, kat irtifakının kurulmuş olduğu ve belediye tarafından da onaylanarak son halini alan tadilat projesinde de kat maliklerinin birisinin dahi onayı olmadan yeni tadilat projesinin çizdirilemeyeceği dolayısıyla talebin 3194 Sayılı İmar Kanunu ve Kat Mülkiyeti Kanunu'na aykırı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 6.783,00 TL. eksik imalat bedelinin ve 10.000,00 TL. kira bedeli alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesinin kaldırma kararında değinilen kriterleri taşımadığını, imalat bedeli hesabının hatalı olduğunu, ihtiyati haciz kararına rağmen, kararın kesinleşme şartı gerçekleşmediğinden bahisle teminat mektubunun iade edilmemesine dair kararın hatalı olduğunu, imalat kalemi olmayan ve davacı tarafça ödendiği de belgelendirilmeyen SGK ödemesi davacının alacağına mükerrer 1.615,77- TL olarak eklenmesinin hatalı olduğunu beyanla, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, temyiz incelemesi sonuna kadar icranın geri bırakılmasını, 10/03/2021 tarihli bilirkişi raporunun ikinci seçenek hesaplamasına göre davanın reddi ile taraflarınca sunulan teminat mektuplarının iadesine karar verilmesini istinaf yolu ile talep etmiştir. İstinaf sebepleri ile sınırlı dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Dava; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçmişe etkili feshi nedeniyle yüklenicinin imalat istemidir....
Sayılı ilamı ) "...Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı yükenici Nihat Kezer ile davalılar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiği, buna rağmen tarafların rızası dahilinde yüklenicinin inşaata devam ettiği, yüklenici tarafından yapılan imalat bedelinin 300.143,00 TL, yüklenicinin tapusunu aldığı 7 ve 18 numaralı bağımsız bölümlerin değerinin ise 90.000,00 TL olduğu, bu durumda dava dışı yüklenicinin davalılardan 210.143,00 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 25.000,00 TL'nin 12.09.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin saklı tutulmasına karar verilmiştir. ... Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi sonrası, yapılan imalat bedelinin temlik alan sıfatıyla tahsili istemine ilişkindir....
Mahkemece sözleşmenin ileriye etkili feshedildiği gözden kaçırılarak bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmadan sözleşmenin tasfiyesi yapılmadan ve dava konusu dairenin yüklenicinin yapmış olduğu imalat oranına göre adına tescilini talep edebileceği bağımsız bölümlerden olup olmadığı belirlenmeden, eksik inceleme ve araştırmayla arsa sahibi ile yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiği gerekçesi ile davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bette açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 11.10.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/02/2021 NUMARASI : 2018/407 ESAS-2021/118 KARAR DAVA KONUSU : Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin Geriye Etkili Feshi- Tapu İptali Tescil KARAR : Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi-tapu iptal tescil davasında mahkemece davanın davalılar T3 T12 T5 T14 ve T8 yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı T13 yönünden kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı Haşim vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM; Davacı vekili tarafından verilen 12/09/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalılardan müteahhit olan T13 arasında 19/02/2012 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davacının maliki olduğu Eskişehir İli Odunpazarı İlçesi Yıldıztepe Mahallesi 5579 ada 2 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine...
Sulh Hukuk Mahkemesi 2019/14 Esas sayılı dosya üzerinden açılan delil tespiti davası ile) yapılan masrafların bedellerinin, imar iznine dair yapılan masrafların ve uğranılan zararların tamamının giderilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davacı şirket arasında imzalanan 04/06/2003 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve villa karşılığı inşaat sözleşmesinin tamamen davacının kusuru nedeniyle ... 4....
Arsa sahipleri 15.10.2002 tarihli ihtarname ile kat karşılığı inşaat sözleşmesini feshettiklerini yüklenicilere bildirmişlerdir. Yüklenici şirket de 27.03.2003 tarihinde yaptığı işlerin bedellerinin tahsili için birleşen davayı açmakla feshi benimsemiştir. Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi durumunda, yüklenicinin yaptığı işin bedelinin feshin kesinleştiği tarih itibariyle hesaplanması gerekir. Taraf iradeleri fesih konusunda 2003 yılında birleştiğine göre, yüklenicinin iş bedelinin 2003 yılı mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanması zorunludur. Yüklenici ancak imara ve projeye uygun olarak yaptığı, diğer bir ifade ile yasal olan işin bedeline hak kazanabilir. Dosyadaki bilirkişi raporlarında yapılan imalâtın imar durumuna ve projeye uygun olup olmadığı konusunda bir açıklama bulunmamaktadır. İş bedeli hesapları da 2003 yılı mahalli piyasa rayiçleri dikkate alınarak yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı asıl ... ile davacı vekili Av. ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Dava, taraflar arasında imzalanan ........1994 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi nedeniyle davalıya ait 40 parsel nolu arsa üzerine yapılan imalat bedelinin tahsili istemiyle açılmış, davalı vekili davanın reddini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. ......
Birleşen dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi nedeniyle imalat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 26.06.2012 tarih ve 6335 sayılı Kanunla değiştirilen 6102 sayılı TTK'nın 5. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olup, asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir. Somut olay, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, anılan bu tür uyuşmazlıklar 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan ticari davalardan olmadığı gibi dava her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan bir hukuk davası da değildir. Bu durumda, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, HMK’nın 166. maddesine aykırı olarak dava dosyasının Ankara 8....