Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır", "Katılma Usulü" başlıklı 238. maddesinde ise; "1) Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur. 2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur. 3) Cumhuriyet savcısının, sanık ve varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir. 4) Sulh ceza mahkemesinde açılmış olan davalarda katılma hususunda Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaz" şeklinde düzenlenlemeler yer almaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, iftira HÜKÜM : Beraat Sanığa yüklenen suçtan doğrudan zarar görmesi nedeniyle kamu davasına katılma hakkı olan ve 28.05.2013 tarihli celsede katılma talebinde bulunan şikayetçi ... vekili Av. ...'ın, CMK’nın 238/2. maddesi uyarınca davaya katılma talebine rağmen katılma kararı verilmemiş ise de, yargılama aşamasında katılma isteminde bulunan ve beraat hükmünü temyiz eden şikayetçi vekilinin 5271 sayılı CMK'nın 260/1. maddesi gereğince yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğundan aynı Yasanın 237/2. maddesi uyarınca şikayetçi ...'un davaya katılan, Av. ...'...
Davalının temyiz talebinin geçerli olmadığının anlaşılması karşısında, davacının katılma yoluyla temyizinin dayanağının ortadan kalktığı anlaşıldığından, davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz talebinin incelenmesine yer olmadığına, 14.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m). Dava ve kabule konu 247 ada 8 parsel üzerindeki bodrum kat,10.09.2004 tarihinde satın alınarak davalı ..... adına tescil edilmiş, 07.01.2009 tarihinde annesi ......'ya devredilmiştir. Dava; 4721 sayılı TMK.nun 202 vd.maddeleri uyarınca edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkindir. 1- Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller toplanarak karar verildiğine, takdirde de bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece yazılı şekilde davacı yararına 24.777,72 TL katılma alacağına hükmedilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır....
Her ne kadar, bölge adliye mahkemesince davalı-davacı kadının “kendi davasının(birleşen davanın) kabulü”ne yönelik istinaf talebinde bulunmaması nedeniyle birleşen davanın kabulü yönünden erkeğin katılma yoluyla istinaf hakkının bulunmadığı belirtilerek katılma yoluyla istinaf dilekçesinin yukarıda belirtilen yönlerden usûlden reddine karar verilmiş ise de; bölge adliye mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere katılma yoluyla istinaf talebi asıl istinaf talebine sıkı sıkıya bağlı olup somut olayda karşılıklı boşanma davaları bulunduğu göz önüne alındığında hükmün davalı-davacı kadın tarafından sadece "Kusur belirlemesine" yönelik istinafı halinde dahi erkeğin katılma yoluyla "kadının davasının(birleşen davanın) kabulü” yönünden katılma yoluyla istinaf taleplerinin esastan incelenmesi gerekirken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 348. maddesinin yorumunda hataya düşülerek, yazılı şekilde davacı-davalı erkeğin katılma yoluyla istinaf dilekçesinin bu yönlerden inceleme dışı bırakılmak...
(2) Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz. Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır” ” hükmü yer almaktadır. Katılma usulünü düzenleyen 238. maddede ise; “(1) Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur. (2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur. (3) Cumhuriyet savcısının, sanık ve varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir. (4) Sulh ceza mahkemesinde açılmış olan davalarda katılma hususunda Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaz” ” şeklinde katılma isteminin şekli ve istem üzerine yapılacak işlemler ayrıntılı olarak düzenlenmiştir....
Katılma usulünü düzenleyen 238. maddede ise; “(1) Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur. (2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur. (3) Cumhuriyet savcısının, sanık ve varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir. (4) Sulh ceza mahkemesinde açılmış olan davalarda katılma hususunda Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaz”” şeklinde katılma isteminin şekli ve istem üzerine yapılacak işlemler ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Yasa yollarına ilişkin genel hükümlerin yer aldığı 260. maddesinde ise; ““… katılma isteği karara bağlanmamış, …… bulunanlar için kanun yolları açıktır”” hükmüne yer verilmiştir. Olağan yasa yollarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için, bir temyiz davası açılmış olmalıdır....
.” şeklindeki hüküm ile kamu davasına katılma hak ve yetkisi bulunanlar üç grup hâlinde belirtilmiştir....
süre red kararı veren … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; katılma payının kendilerine tebliğ edilmediği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir....
Somut olayda, her ne kadar, bölge adliye mahkemesince, davacı-karşı davalı kadının istinaf yoluna başvurmuş olduğu, HMK. 348/1 maddesi gereğince katılma yoluyla istinaf başvuru hakkı bulunmadığı belirtilerek katılma yoluyla istinaf talebinin reddine karar verilmiş ise de; istinaf dilekçesi kendisine tebliğ olunan tarafın kendisinin daha önce hükmü istinaf edip etmediğine bakılmaksızın ve karşı tarafın da istinaf sebepleri ile bağlı olmaksızın katılma yoluyla her iki davayı bütün yönleriyle istinaf etme hakkı bulunduğu gözetilerek, katılma yoluyla istinaf taleplerinin esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde kadının katılma yoluyla istinaf dilekçesinin bu hükümler yönünden inceleme dışı bırakılarak usûlden reddi doğru olmamış, hükmün münhasıran bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir....