Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ne var ki, davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan katılma alacağından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacı da dahil bütün mirasçıların miras payları oranında sorumlu olduğuna, dolayısıyla raporda tespit edilen 62.600 TL miktarındaki katılma alacağından davacının 1/4 oranındaki miras payı düşüldüğünde aslında davacının 46.950 TL katılma alacağı olduğu halde mahkemece asıl davada 50.000 TL katılma alacağına hükmedildiğine göre, artık davacının talep edebileceği bir katılma alacağı kalmadığından bu alacak talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....

    İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....

      istemi reddedilen.... .... vekili tarafından, diğer nedenlerin yanı sıra,.... ....’ın katılma talebinin reddedilmesinin de isabetsiz olduğu gerekçesiyle hüküm temyiz edilmiş olduğundan katılma usulü ve karar verecek mercilerin belirlenmesi, dolayısıyla Özel Dairece katılma istemi konusunda karar verilmek üzere hükmün bozulmasının isabetli bulunup bulunmadığının da değerlendirilmesi zarureti doğmuştur....

        Ağır Ceza Mahkemesinin 19/07/2017 tarih, 2017/24 esas ve 2017/303 karar sayılı hükmüne karşı, sanık müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararı, sanık müdafii ve katılma talep eden müşteki ... Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmiş olup, temyiz incelemesi sonucu; 1- 6284 sayılı Yasanın 2/1-d ve 20/2. maddeleri uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bu suçun zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK’nin 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, ilk derece mahkemesince usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve CMK’nin mağdur ... katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hüküm kurulduğu, buna göre Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1....

          Taraflar arasında evlilik tarihinden 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TMK. m. 170.), bir yıl içinde başka mal rejimini seçmediklerinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 26.10.2005 tarihine kadar eşler arasında yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 s.K. md. 10/1, 4721 s.K. TMK. md. 202/1.) . Dava; TMK.nun 202/1 ve devamı maddeleri uyarınca yasal edinilmiş mallarla katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağına ilişkin olup, dava konusu 20 RF 631 plakalı traktör 20.04.2004 tarihinde satış yoluyla davalı koca Veli adına tescil edilmiş, 27.04.2005 tarihinde satış yoluyla diğer davalı ...’ye devredilmiş, dosyadaki bilgi ve belgelere göre tütünün teslimi 2002 yılında yapıldığı anlaşılmıştır....

            Bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 3. kişiye satış bedelinin güncel değerinin belirlenerek artık değere katılma alacağının hesaplanması gerekirken, usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde taşınmazın güncel değeri dikkate alınarak hesaplanan artık değere katılma alacağına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. b- ... Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi yönünden; Mahkemece verilen ilk hükümde tasfiye konusu şirketin sadece kar payı yönünden davalının %5 hissesi olduğu kabul edilerek belirlenen artık değer katılma alacağına hükmedilmiş, bu hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Bozma sonrası verilen ikinci hükümde ise; şirketin sermaye artışından kaynaklanan miktar yönünden ve kar payına ilişkin olarak da davalının %90 hissesi olduğu kabul edilerek belirlenen artık değere katılma alacağına hükmedilmiştir....

              Katılma talebinde bulunan ... harç yatırıp davaya asli müdahale dilekçesi vermiş ise de, dilekçenin verildiği tarihte mahkemece esas hakkında hüküm verildiğinden ve verilen hüküm sonradan kesinleştiğinden mahkemece ...'ın katılma talebinin ayrı bir dava olarak değerlendirilip esasa kaydının yapılarak incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Hükümden sonra katılma dilekçesi verilmesi adı geçene taraf sıfatını kazandırmaz. Bir dava sonucunda verilen hükmü ancak davanın tarafları ve aleyhine hüküm oluşturulmak kaydıyla üçüncü kişiler temyiz edebilir. Hükmü temyiz eden ... davanın tarafı olmadığından ve hüküm yerinde aleyhine bir karar da verilmediğinden temyiz inceleme isteminin REDDİNE, peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 8,25 TL harcın katılma talebinde bulunan ...'dan alınmasına, 08.11.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

                Katılma yomuyla temyiz isteği asıl temyiz isteğine sıkı sıkıya bağlıdır. Davacı-karşı davalı kadının kusur belirlemesine ve nafakaya ilişkin bir temyizi bulunmamaktadır. Bu durumda, davalı-karşı davacı erkeğin bu yönlere ilişkin katılma yoluyla temyiz isteği incelenmeyeceğinden, erkeğin kusur belirlemesine ve nafakaya yönelik katılma yoluyla temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmektedir. Bu sebeplerle, sayın çoğunluğun, erkeğin katılma yoluyla temyiz itirazlarının incelenebileceğine dair görüşüne katılmıyorum....

                  Hukuk Dairesince esastan reddedilmiş, hükmün, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2019/5848 Esas, 2019/11381 Karar sayılı ilamı ile, davanın artık değere katılma alacağı istemine ilişkin olduğu, sağ kalan eşin mirasçılık sıfatı sona ermiş olsa da (mirastan feragat, mirası ret, mirastan çıkartma, mirastan yoksunluk gibi) yasal mal rejimi tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağını isteyebileceği, mirastan feragat ve mirasın reddinin, katılma alacağı bakımından feragat anlamına gelmeyeceği, davacının edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan alacak hakkından vazgeçtiğine dair beyanı da olmadığı dikkate alınarak, davacının katılma alacağına yönelik talebi hakkında, taraf delilleri bu doğrultuda değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığına işaret edilerek bozma kararı verilmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Mala zarar verme ve hakaret HÜKÜMLER : Mahkumiyet, ceza verilmesine yer olmadığına Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Katılma talebi bulunan ...’nın hükmün tefhiminden sonra süre tutum dilekçesi verdiği ancak gerekçeli karararın katılma talebi bulunan ...’ya tebliğ edilmediği anlaşılmakla; gerekçeli kararın usulüne uygun şekilde katılma talebi bulunan ...’ya tebliği sağlanarak eksikliğin giderilmesi, katılma talebi bulunan ... gerekçeli temyiz dilekçesi sunarsa bu konuda düzenlenecek ek tebliğname de eklendikten sonra incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu