Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

talebinin reddine, davalı-davacının kendisi için tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin sabit yaşamakta olduğu Fransa Devletinin Sosyal Güvenlik Makamından sosyal yardım aldığı, gelirinin ve mal varlığının bulunduğu, yoksulluk halinin mevcut olmadığı gerekçesiyle tedbir-yoksulluk nafakası, eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile de manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/588 Esas sayılı dosyasında davacı-davalı hakkında tehdit, hakaret ve basit yaralama suçlarından beraat kararı verildiği, kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, erkeğin kusurlarının ispatlanmadığı, kadının birlik görevlerini yerine getirmediği, köyde yaşamayı istemediği için ilçeye taşındığı, eşinin köydeki evine gidip yemek ve temizlik yapmadığı ve bu suretle tam kusurlu olduğu, ortak çocuk ... ergin olduğu ve tedbir nafakası davasında Müberra için tedbir nafakasına hükmedildiğinden çocuk için olan nafaka talebinin reddi gerektiği, ortak çocuk ... ergin olduğundan ... için annenin babadan yardım nafakası talep edemeyeceği, kadının tam kusurlu olması, çalışması ve ortak hanede kira vermeden oturması nedeniyle yoksulluğa düşmediği gerekçesi ile; erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının davası, kadın için talep edilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin...

    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; boşanma davasından ayrı olarak, aynı mahkemede açılan ve boşanma davası ile birleştirilen nafaka davasında yapılan yargılama sonucu hükmedilen nafakanın, boşanma davasının devam ettiği sırada verilen ve TMK’nın 169.maddesinde düzenlenen tedbir nafakası mı; yoksa eşlerin ayrı yaşaması nedeniyle verilen ve TMK’nın 197.maddesinde yer alan tedbir nafakası mı olduğu, varılacak sonuca göre de eldeki davada kesinleşme tarihinden sonraki alacaklar için takibin iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Öncelikle tedbir nafkasına ilişkin yasal düzenlemelerin açıklanmasında yarar vardır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Geçici Önlemler” başlıklı 169. maddesi; “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır.” Hükmünü içermektedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Tedbir Nafakası-Ziynet ve Çeyiz Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velayet düzenlemesi, ziynet eşyası alacağı ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı kadın tarafından 18.12.2013 tarihinde ziynet alacağını da içerir şekilde karşı dava açılmış olup, talep edilen ziynetlerin değerlerinin karşı dava tarihi olan 18.12.2013 itibarıyla hesaplanması gerekirken, bu husus nazara alınmadan davacı-davalı...

        Boşanma Hukukunun temel ilkelerinden birinin tarafların kusur belirlemesine ilişkin olduğu, 4721 sayılı Kanunu'nun 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına dayanan iş bu karşılıklı boşanma davasında, İlk Derece Mahkemesinin kararı davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin kabul edilen boşanma davası yönünden kanun yolu başvurularına konu edilmekle; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulanan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velâyet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür....

          Hukuk Dairesinin 2018/2571 E., 2019/1634 K. sayılı ilamı ile taraflarca boşanma kararı yönünden istinaf talebinde bulunulmadığından boşanmaya ilişkin hükmün kesinleştiği belirtilerek yoksuluk nafakası yönünden kararın kaldırılmasına, diğer istinaf istemlerinin reddine karar verildiği, Büyükçekmece 3.Aile Mahkemesince boşanma yönünden verilen kararın 08/10/2018 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi düzenlendiği görülmüştür. Boşanma davası içerisinde TMK'nın 169. maddesi gereğince hükmolunan tedbir nafakası, boşanma ile ilgili hükmün kesinleşmesi ile kendiliğinden ortadan kalkar....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından, kadının tedbir nafakası davası ve boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ile tazminatlar, kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175)....

            Aile Mahkemesi'nin 2017/887 Esas sayılı dosyası ile erkek vekili tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve velayet talepli dava açılmış, kadın vekili tarafından ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayanılarak açılan karşı davada boşanma, velayet, 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 3.500,00 er TL tedbir ve iştirak nafakası, 500.000,00 TL maddi ve 500.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunulmuştur....

              Bu durumda, ilk mahkemenin ikinci mahkemede birleştirme kararı usul ve yasaya aykırıdır. Ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması (Md.195-201) hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir ve MK. md.201 uyarınca nafaka isteyen eş yerleşim yerinde açtığı dava ile tedbir alınmasını; nafaka verilmesini isteyebilir. Tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki, tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır....

                Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından usul hükümleri, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir nafakası miktarı, yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında karar verilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından fiili ayrılık nedenine (TMK md. 166/4) dayalı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda davanın kabulü ile erkeğin tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm tesis edilerek kadın yararına 500,00 TL tedbir nafakasına ve kadının daha öncesinde açılıp karara bağlanan önlem nafakası davasına ilişkin nafaka artırım talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu