Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı kd kadın istinafa karşı cevap dilekçesinde; Davalı erkeğin tam kusurlu olduğunu, mahkemece kusur yüklenilen müvekkilime isnat edilen vakıalardan güven sarsıcı davranışın soyut olup, belirsiz olduğu, yüzünü asmak ve zenginle evlenmek isteğine dair davalı erkeğin dayandığı vakıanın olmaması karşısında erkeğin tam kusurlu olduğu nafakanın ve tazminatın az olduğu, aylık 1000 TL nafaka ve tazminatların da 20.000 TL maddi 30.000 TL manevi olması gerektiği kanaatiyle; İlk derece mahkemesi kararının bu yönüyle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. HUKUKİ SEBEP, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Asıl dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma ve ziynet eşyasının iadesi istemlerine; Karşı dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir....

müşterek eve gittiğinde ziynet eşyalarını bulamadığını,davalıdan ziynetlerin tarafına iadesini istemesine rağmen bu konuda herhangi bir yanıt alamadığını ileri sürerek; kendisine ait olan tahminen 125 gram ziynet eşyasının tarafına iadesi ve teslimine,olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve ziynet eşyasının iadesi yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı erkeğe kusur olarak yüklenen tehdit vakıasının kanıtlanmadığı, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusur durumuna göre boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı erkeğin yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik...

      Dava, evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....

      Davalı - karşı davacı tarafça karşılıklı boşanma davalarına yönelik istinaf başvurusu yönünden istinaf harçları yatırıldığı, ziynet, çeyiz ve kişisel eşyaların iadesi davaları yönünden istinaf harçları yatırılmadığı halde, sadece ziynet, çeyiz ve kişisel eşyaların iadesi davaları yönünden istinaf isteminin HMK'nın 344. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekirken, karşılıklı boşanma davalarına yönelik istinaf isteminin de reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir. O halde, ilk derece mahkemesinin davalının karşılıklı boşanma davalarına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair 17/05/2021 tarihli Ek Kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Ziynet, çeyiz ve kişisel eşyaların iadesi davaları yönünden verilen Ek Kararın isabetli olduğu anlaşılmış, bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir....

      Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Somut olayda, ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını ve bir kısmının ise evlilik birliği içerisinde davalı tarafından bozdurularak harcandığını, davacıya tekrar iade edilmediğini iddia etmiş, davalı taraf ise altınların hiçbir zaman davacıdan alınmadığını savunmuştur. Taraflar arasındaki boşanma dosyasında dinlenen tanıklar, gerekçeli karar ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesi kararı kapsamında; davalının, davacıyı darp ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kocanın daha kusurlu olduğunın tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili 11.03.2015 tarihli celsede yemin deliline dayanarak, davalı tarafa yemin teklifinde bulunmuş, davalı taraf ziynet eşyalarının kendisinde olmadığına dair yemin etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ziynet ve ev eşyasının iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava dosyasında bulunması gereken; taraflar arasındaki tefrik edilen 2009/602 E.-2010/1771 K.sayılı boşanma dosyasına rastlanılamamıştır. Sözü geçen dosyanın, dosyasına konularak temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, ....04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkil tarafların birbirlerine boşanma davalarını açmadan kısa bir süre önce davalı eski eşi tarafından önce dövülmüş akabinde birkaç gün evde hapsedilmiş ve ardından evden gönderilmiş ve daha sonra müşterek evin anahtarının değiştirilmiş olması nedeniyle eve tekrar giremediğini, şahsi eşyaları ve çeyizlerinin evde kaldığını, ziynet eşyalarının ise emanet olarak kayınvalidede olduğu için geri alamadığını belirterek dava dilekçesinde belirtilen çeyiz ve ziynet eşyalarının mevcutsa aynen, değilse bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı ise davacının iddiasının mesnetsiz olduğunu, dövüldüğünün ispat edilmesi gerektiğini, evden kendi rızası ile ayrıldığını, ziynetleri de giderken götürdüğünü, çeyiz eşyalarının bir kısmının mevcut olduğunu belirterek altın takılar hariç yedimizde bulunan eşyaları boşanma davası sonucunda iadeye hazır olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada iki talebin havi olduğunu, taleplerden birinin ziynet eşyalarına diğerinin ise mal rejimi tasfiyesine ilişkin olduğunu, işbu dosyadaki düğün takılarının aynen iadesi veya iadesi mümkün değilse bedelinin ödenmesi talebinin boşanmanın eki niteliğinde olmayan bağımsız bir talep olduğunu, diğer taraftan ziynet eşyasının rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalar olduğunu, bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesinin de mümkün olacağını, bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerektiğini, dolayısıyla kadının ziynet eşyalarının varlığını ve bunların zorla elinden alındığını veya evde kaldığını ispatlamakla yükümlü olduğunu, boşanma davasının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının dosya kapsamında iddiasını ispata yarar belge ve bilgi yer almadığını ve buna ilişkin delil de sunulmadığını belirterek...

            Ziynet eşyasının iadesi talebi yönünden kabul hükmünün gerekçelendirilmesi ile, davanın ispat edilemediği sonucuna varılması haline ise kadının yemin deliline dayandığı gözetilerek bu doğrultuda işlem yapılması gerekmektedir. Kabule göre de; kadının boşanma ve ziynet eşyasının iadesine ilişkin talebinin kısmen kabulüne/kısmen reddine karar verildiği halde erkek lehine ziynet yönünden nispi vekalet ücretine, hükmedilmemesi de hatalıdır. Yine kadın tarafından eşyanın aynen iadesi, olmadığı takdirde ise bedelinin iadesinin talep edilidği ve hükmün de bu şekilde terditli olarak kurulduğu, dolayısıyla eşyanın aynen iadesinin de dava tarihi itibariyle kuyumcunun bu eşyayı satışı halinde mümkün olabileceği ve bedelin de tabii olarak alış bedeli(kuyumcu için satış) üzerinden hesaplanması gerektiği, bundan zuhul ile bozuluş bedeli üzerinden hüküm kurulmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu açıktır....

            UYAP Entegrasyonu