Mahkemece; yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, ziynet eşyasının rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalar oldukları, evden ayrılan kadının bunları üzerinde götürebileceği, normal şartlarda ziynet eşyasının kadının yanında olduğunun kabulü gerektiği, müşterek evden kendi isteği ile ayrılan davacının ziynet eşyalarının miktarını ve davalı tarafta kaldığını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı tarafın, 1 adet kalın burma bileziğe yönelik sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacı tarafın diğer ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, davalı eşte kaldığı ileri sürülen 10 adet ... Burması diye adlandırılan ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davacının ziynet eşyalarının iadesi, olmadığı taktirde bedelinin iadesi talebinin reddine; çeyiz eşyaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü : Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili boşanma davasında karşı dava olarak açtığı daha sonra boşanma davasından tefrik edilen ziynet ve çeyiz eşya istemli davada, davalının kusurlu eylemleri nedeniyle birlikteliğinin çekilmez hal aldığını, bu yüzden şahsının davalı tarafından baba evine bırakıldığını, çeyiz eşyalarının davalı da kaldığını ayrıca, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafça bozdurulduğundan bahisle sözkonusu çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen...
Dosyada bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden önce verilmiş ve Yargıtay temyiz denetiminden geçmiş ziynet eşyasının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin iadesi ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan herhangi bir karar mevcut olmayıp bu taleplere ilişkin davanın, boşanma dava dosyasından 04.06.2015 tarihinde tefrik edildiği ve hükmün 06.07.2021 tarihinde verildiği dikkate alındığında kanun yolu inceleme görevi bölge adliye mahkemelerine ait olmakla dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesi için ilk derece mahkemesine İADESİNE, oy birliğiyle karar verildi. 06.06.2022 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kendi boşanma davasının reddi, ziynet alacağı davasının kabulü ve ziynet alacağı davasındaki vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kendi boşanma davasının reddi ve ziynet alacağının reddedilen kısmı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı ve Çeyiz Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından; tazminatların miktarları, çeyiz eşyası davasının reddi, ziynet eşyası davasının reddedilen bölümü ve vekalet ücreti yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise; davacı-davalı kadının boşanma davası ve fer'ileri, birleşen boşanma davasının reddi ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 27.09.2016 günü tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Davacı kadının tanıklarının, kadının talep ettiği ziynet eşyasının cins, ayar ve gramına dair net beyanlarının olmadığı ancak bir kısım ziynet eşyasının araç alımı nedeniyle bozdurulduğunu beyan ettikleri, aynı şekilde erkeğin tanığı Nuri'nin de durumu teyit ettiği, erkeğin zaten eşyanın miktarına açıkça itiraz etmediği ancak akıbeti konusunda beyanda bulunduğu, esasında kadının daha fazla ziynet eşyası talep edebilecekken sadece cüzi miktarda eşya talep etmiş olmasının dahi talebinin haklı olduğuna delalet ettiği, dava zaten ispat edilmiş iken erkeğe res'en yemin teklifinin de yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesi tarafından da davanın reddine karar verildiği, esasında kocanın ziynet eşyasının, cins, miktar, ayar ve gramına açıkça itiraz etmemiş olması ve araç alımı için talep edilen miktar kadar bir paranın kadın tarafından kendisine verildiğini kabul etmiş olması ve bozdurma eylemi vaki olduğunda ve erkeğin uhdesine geçen bir bedel bulunduğunda; tabidir ki bunun diğer alacak kalemleri...
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde belirtilen sayı ve nitelikte ziynet eşyasının olmadığını; ziynet eşyalarını, davacının evden ayrılırken götürdüğünü; çeyiz eşyasının olmadığını, eşyaların eskimiş olduğunu, davacının isteği üzerine müvekkil tarafından yenilendiğini; müvekkilinin, davacıya şiddet uygulamadığını savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; tanık beyanlarında, tanıkların; ziynet eşyaları ve ev eşyalarına yönelik bilgilerinin olmadığını beyan ettikleri; bu şekilde, davacı tarafın iddialarını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....
davalıya takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi ya da aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir....
Bu bağlamda, kural olarak davacı kadın, dava konusu ettiği ziynet eşyalarının varlığını ve evden ayrılırken bunların zorla elinden alındığını, ziynetlerin müşterek hanede ya da davalıda kaldığını ispat etmek zorundadır. Zira; olağan olan ziynet eşyasının kadının üzerinde olması yada evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Somut olayda; tarafların 08.07.2011 tarihinde, boşanmanın fer'i nitelikte başkaca talep olmadan, anlaşmalı şekilde boşanmalarına karar verildiği, aralarında boşanma protokolü bulunmadığı, kararın 27.07.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacının, ziynet eşyalarının davalıda kaldığı iddiasının, davacı tanıkları Z.. Ş.. ve S.....
rızası dışında alındığını ve bir daha geri verilmediğini ileri sürerek; müvekkiline ait ziynet eşyalarının tamamının aynen iadesi veya bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....