"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Eşya İadesi - Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * ziynet ve çeyiz eşyasının aynen iadesi olmazsa alacak istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 29.01.2007 tarihli kararının 2. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 08.01.2008...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından TMK 163 maddesine dayanan talebi hakkında hüküm kurulmaması, kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı yararına hükmolunan manevi tazminatın miktarı, maddi tazminat talebinin reddi, yoksulluk nafakası talebinin reddi, ziynet alacağı talebinin reddi, kadının ziynet alacağı davasının kabulü yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise; boşanma davasının reddi ile erkeğin boşanma davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı erkek 21.05.2015 tarihli ıslah dilekçesinde "haysiyetsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması" hukuki sebeplerine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2021 NUMARASI : 2019/262 ESAS 2021/710 KARAR DAVA KONUSU : Karşılıklı Boşanma ve Ziynet Eşyalarının İadesi KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı davacı - karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla HMK’nın 353. maddesi gereğince duruşma yapılmadan incelenmesine karar verilerek HMK’nın 355. maddesi gereğince de istinaf dilekçesinde yazılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
Asıl dava ve karşı dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ile fer'isi niteliğindeki, nafaka, maddi ve manevi tazminat ,ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir....
Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; düğünde davacının ailesi tarafından sahte bilezikler takıldığını, sahte bileziklerin halen davalıda olduğunu, ziynetlere ilişkin tüm iddiaların asılsız olduğunu, davacının rızası olmadan hiçbir ziynet eşyasının satılmadığını, ziynet eşyalarının birçoğunun davacı tarafından Giresun'da satıldığını belirterek karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacının maddi ve manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davalı lehine 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan Karşılıklı boşanma ve ziynet eşyalarının iadesi davasında (TMK m.166/1) davacı- davalı taraf; erkeğin kabul edilen davası, kusur tespiti, hükmedilen nafaka miktarları ile reddedilen tazminat talepleri ve reddedilen çeyiz eşyaları yönünden, Davalı-karşı davacı taraf; kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen nafakalar, velayet ve kabul edilen ziynetler ile reddedilen tazminat talepleri yönünde süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet ve çeyiz eşyasının mümkünse aynen veya bedelinin tahsili davasına dair karar davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet ve çeyiz eşyasının aynen iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
Davalı-davacı kadın, talep ettiği ziynet eşyalarının davacı-davalı erkek tarafından bozdurularak harcandığını ileri sürmüş, davacı-davalı erkek ise. ziynetleri almadığını ve eşinde olduğunu savunmuştur. Somut olayda kadın, dava konusu ziynet eşyasının, eşi tarafından elinden alınıp satıldığını ve bunların iade edilmediğini sunduğu delillerle ispat edememiştir. Davalı-davacı kadın delil listesinde yemin deliline de dayanmıştır. İspat yükü kendisine düşen ve davasını diğer delillerle kanıtlayamayan davalı-davacı kadına ziynet eşyalarına ilişkin talebi konusunda diğer tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 225 ve devamı maddelerindeki yeminle ilgili usul işlemleri yerine getirilip, gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen manevi tazminat ve reddedilen ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, davacı kadının ağır kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı kadının gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre; boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurludur....
Davalı, davacının iddia ettiği kadar ziynet eşyasının bulunmadığını, yine söz konusu ziynetlerin kendisi tarafından bozdurulmadığını, bu ziynetlerin davacının zilyetliğinde olduğunu; davacının 2008 yılında evdeki tüm eşyalarını, fotolarını, ziynetlerini de alıp müşterek haneyi terk ettiğini, sonrasında da mahkemenin 2008/773 E. sayılı dosyası ile kendisi aleyhine boşanma davası açtığını, bu dava devam ederken davadan feragati sonrası davacı ile yeniden biraraya geldiklerini, davacının müşterek haneye döndüğü zaman ziynet eşyalarını beraberinde getirmediğini, nikah yüzüğü dahil tüm ziynet eşyalarını sattığını ve parasını babasına verdiğini kendisine beyan ettiğini; nitekim, davacının babasının davacı müşterek haneyi terk ettiği tarihlerde eski taşınmazını satarak 2009 yılı Nisan ayında yeni bir ev satın aldığını savunarak; davanın reddini istemiştir....