DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından zinaya dayalı açılan davanın kabulü, kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden, davacı-karşı davalı kadın tarafından ise katılma yoluyla tazminatlar ve tedbir nafakasının miktarı ile yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına...
nin erkekten ayrılmak istediği fakat erkek tarafından kabul edilmemesi ve erkek tarafından tehdit edilmesi üzerine davacı kadından yardım istediği, kadının bu birlikteliği 2014 yılının Aralık ayında bu şekilde öğrendiği ve 20.02.2015 tarihinde boşanma davasını açtığı yapılan yargılama ve dinlenen tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Kadının zina eylemini 2014 Aralık ayında öğrendiği ve dava dilekçesini 20.02.2015 tarihinde verdiği anlaşıldığına göre, hak düşürücü süre geçmiş sayılmaz. Toplanan delillerden, davalı erkeğin zina yaptığı anlaşılmaktadır. O halde, davacı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesi uyarınca zina hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası ve Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası uyarınca boşanmaya karar verilmesi gerekirken zina hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma talebinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; erkeğin davasının (166/1)'den kabulü, erkeğin davasının ıslahı, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi, erkek yararına hükmolunan tedbir nafakası yönünden davalı-davacı erkek tarafından ise; davasının zina hukuki sebebiyle kabul edilmemesi, kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, tazminat taleplerinin reddi, tedbir nafakasının miktarı ve mal rejimi tasfiyesine ilişkin davasının tefriki yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 14/11/2017 günü temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davacı-davalı ... vekili Av. ... geldiler....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadının terditli olarak açtığı davada zina mümkün olmadığı takdirde pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, karşılıklı açılan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalıdan kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının ve erkeğin boşanma davasının kabulünün isabetli olup olmadığı, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat, toptan yoksulluk nafakası ile miktarları noktasında toplanmaktadır. 2....
Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; zinaya dayalı boşanma davası ile ziynet davasının kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, terditli olarak öncelikle zina hukuksal sebebine dayalı boşanma, bu talep yerinde görülmez ise evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 161. maddesine göre; "Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece karşılıklı açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m. 166/1) boşanma davaları hakkında hüküm kurulduğu halde, davacı-davalı erkeğin pek fena muamele (TMK m. 162) hukuki sebebine dayalı birleşen boşanma davası hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmadan karar verilmiştir. Dava ve birleşen dava birbirinden bağımsız ayrı davalardır ve davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir (HMK m. 294-1). Açıklanan sebeple davacı-davalı erkeğin birleşen boşanma davası hakkında da inceleme yapılarak olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
(evlilik birliğinin sarsılması) maddesine dayalı boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı erkekte kadının davasına karşı dava olarak Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanma talep etmiş, mahkemece davacı-karşı davalı kadının zinaya dayalı davasının reddine, her iki tarafın Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2. maddeleri uyarınca boşanmalarına karar vermiştir.Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller ile özellikle davacı-karşı davalı kadının tanığı Safiye Koçak’ın beyanından davalı-karşı davacı erkeğin bir kadınla olağanın dışında samimi bir şekilde görüldüğü devamında bu kadınla beraber aynı evde yaşamaya başladığı, akşamları eve beraber geldikleri ayrıca davalı-karşı davacı erkeğin bu evden taşınıncaya kadar da bu durumun devam ettiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (Mehmet Semih) tarafından, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden; davalı-davacı ... tarafından ise her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı (koca)nın, bir başka kadınla ilişkisinin olduğu ve bu kadınla aynı evde birlikte yaşadığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Mahkemece de, maddi hadise bu şekilde tespit edilmiştir. Evli erkeğin başka bir kadınla aynı evde birlikte yaşaması, zinaya muhakkak nazarıyla bakılmasını gerektiren bir durumdur. Kocanın zinası ispatlanmıştır....
Açıklanan sebeplerle, davalının zinaya dayalı boşanma davasının kabulü ile nafaka miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, hükmün bu yönlerden düzeltilerek Dairemizce HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereği yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davalının sair istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davalının zinaya dayalı boşanma davasının KABULÜ ile nafaka miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, Diyarbakır 2....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından zinaya dayalı davasının reddi, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatların miktarı ile mehir alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk ...'nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir....