Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mal rejiminin tasfiyesi ve alacak talebine konu taşınmaz ve diğer malvarlığı unsurlarının tamamı 1993 yılından daha sonraki yıllarda davalı koca tarafından iktisap edilmiştir. O halde davaya konu malvarlığının tamamı taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarihten sonra 2001, 2005 ve 2007 yıllarında iktisap edildiğinden davalının kişisel malvarlığı olarak kabul edilmesi ve herhangi bir tasfiye işlemine konu edilmemesi gereklidir. Bu malvarlığı değerleri Aile Mahkemesi tarafından bakılan mal rejiminin tasfiyesi davasının konusu olamazlar. Genel hükümler çerçevesinde genel mahkemelerde dava konusu edilebilirler. Tarafların yabancı ülkede boşanmalarına rağmen, Türkiye'de bu boşanma kararının tanınması tarihine kadar kayden evli gözükmesi, hatta bu dönemde fiilen evli gibi karı-koca olarak birlikte yaşamaları; mal rejiminin tanınmasına karar verilen yabancı boşanma ilamına konu yabancı boşanma davasının dava tarihinden geçerli olarak sona ermiş olduğu gerçeğini değiştirmez....

    Yargıtayın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin kanunda yazılı sebeplerden biri ile sona ermiş olması gerekir.(TMK m.180, 206, 208, 225) Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu olması için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Ön koşul gerçekleşmeden mal rejimine ilişkin davaların görülmesi ve sonuçlandırılması mümkün değildir. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda, usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK m.30) bekletici mesele yapılmalıdır....

    Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı TMK.nun ikinci kitabının birinci kısmının dördüncü bölümünün başlığı "Eşler Arasındaki Mal Rejimi" dir. Bu bölümün ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci ayırımları; sırasıyla "Edinilmiş Mallara Katılma", "Mal Ayrılığı", "Paylaşmalı Mal Ayrılığı" ve "Mal Ortaklığı" başlıklarını taşımaktadır. Söz konusu bölüm ve ayırımların altında yer alan bir çok kanun maddelerinde de "mal" ya da "malvarlığı" tabiri kullanılmıştır. Nitekim, 219.maddede "Edinilmiş Mallar", 220.maddede "Kişisel Mallar" ve 222/2.maddede "Paylı Mülkiyete Konu Mallar" hakkında düzenleme getirilmiştir. Sözü edilen kanunlar ile bölüm başlıkları ve kanun maddeleri bir bütün olarak ele alıp değerlendirildiğinde; "mal" tabirinden, eşlerin sahip oldukları ve mal rejiminin tasfiyesi davalarında konu edilebilecek, ekonomik değeri bulunan taşınır-taşınmaz varlıkların tamamının anlaşılması gerekmektedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi kapsamında alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi kapsamında alacak davasının reddine dair ... 1. Aile Mahkemesi'nden verilen 11.10.2012 gün ve 124/1309 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, dava dilekçesinde belirttiği taşınmaz ve araçların tarafların evlilik birliği içinde edinildiğini, vekil edeninin çalışarak ve ayrıca 10 adet bilezik ve 30 adet altınını dava konusu taşınmazlardan 8092 ada 21 parselde kain 5 nolu bağımsız bölümün alımı için davalıya vererek katkı sağladığını açıklayarak, mal rejiminin tasfiyesini, bu kapsamda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 150.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

        Sayısı ile boşanmalarına karar verildiği, kararın 07.09.2017 tarihinde kesinleştiği, taraflar arasındaki mal rejiminin boşanma dava tarihi olan 29.07.2015 tarihinde sona erdiği, ancak işbu davanın boşanma davası açılmadan önce, yani taraflar arasındaki mal rejimi sona ermeden önce 01.09.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Mal rejimin tasfiyesi davasının boşanma davasından önce açıldığı bu nedenle kanunda belirtilen dava şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından davanın USULDEN REDDİNE"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir....

        Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesinin ve buna bağlı alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Henüz mal rejimi davası derdest iken açılan ve devam eden boşanma davasının bulunması halinde, boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği hususu öteden beri Yargıtay 8. Hukuk Dairesince ilke olarak kabul edilmektedir. (Yargıtay 8. HD'nin 20/02/2019 tarih ve 2017/13253 Esas, 2019/1687 Karar, 10/04/2019 tarih ve 2018/12846 Esas, 2019/3941 Karar vs.) Mal rejiminin tasfiyesi davalarında görülebilirlik koşulu dava şartı niteliğindedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının dava dilekçesinin iptaline dair Hatay 1.Aile Mahkemesinden verilen 25.05.2011 gün ve 1030/654 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen dava dilekçesinde kısmen ada ve parsel numaraları, kısmen adresleri belirtilen taşınmazların, 31 DR 733 plakalı aracın, şirket hisseleri ve banka hesaplarının davalı eş adına kayıtlı bulunduğunu, dava konusu tüm mal varlığının edinilmesine vekil edeninin katkısı olduğunu açıklayarak, mal rejiminin tasfiyesi ile şimdilik 1.000 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı koca tarafından; kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı, tazminatlar, mal rejiminin tasfiyesi yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise davacı-karşı davalı kocanın kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz isteklerinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50'şer TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle tazminat ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle tazminat ve boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Aile Mahkemesinden verilen 14.07.2009 gün ve 265/645 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1.151,05 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına 27.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Dosyanın yapılan incelemesinde; tarafların boşanma dava dosyasına sundukları boşanma protokolünde mal rejimin tasfiyesine yönelik bir düzenleme olmadığı gibi, gerekçe ve hükümde de mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir hüküm bulunmadığı, diğer yandan, feragatin somutlaştırılmış bir hak ile ilgili kayıtsız ve şartsız, herhangi bir kuşkuya yer vermeyerecek biçimde açık olması gerektiği, bu durumda, 18.08.2005 tarihli duruşmadaki taraf beyanlarının mal rejiminin tasfiyesi yönünden feragat olarak kabul edilmesinin de mümkün olmadığı anlaşılmakla, Dairemiz kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu