Somut olayda, davacı dava dilekçesinde ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, talep olmasına rağmen ziynet eşyaları yönünden bedele hükmedilmeksizin sadece aynen iadeye hükmedilmesi, böylece davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmesi, ayrıca hükümde ziynet eşyalarının iadesine dair "aynen ya da bedelinin iadesi" yönünde açık bir ifade yazılmaksızın, HMK 297 maddesine aykırı ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2) Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....
baba evine bırakıldığında üzerinde ziynet eşyalarının olmadığı, kadın tarafından talep edilen bir adet beşibiryerdenin CD kayıtlarında görünmediği ve bu istemin dosya kapsamındaki başkaca delil ile de ispatlanamadığı gerekçesiyle kadının ziynet eşyalarına ilişkin karşı davasının kabulüyle cins ve niteliği gerekçeli kararda kalem kalem belirtilen ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde 61.080,00 TL'nin kadına ödenmesine, bu bedelin 60.000,00 TL'sine dava tarihinden, geri kalan miktarına ise ıslah tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde faiz işletilmesine karar verilmiştir....
Mahkemece; boşanma davası ve fer'ileri ile ilgili davanın ve dava dilekçesinde yer alan manevi tazminata ilişkin talebin bu dosyadan tefriki ile yeni bir esasa kaydına; evlilik mallarının paylaştırılması talebine ilişkin davanın bu dosyadan tefriki ile yeni bir esasa kaydına; ziynet eşyalarının iadesi, iadesi olmadığı takdirde bedelleri ve nakit 1.500-TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ilişkin davanın 03/02/2014 tarihli 2. ön inceleme celsesinde verilen 2 nolu ara kararda yer alan kesin süreye rağmen harca esas değerleri üzerinden gerekli harcın yasal sürede yatırılmamış olması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı koca tarafından; hüküm altına alınan ziynet ve eşya alacağı yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; kusur belirlemesi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadın ziynet ve eşyalarının aynen iadesini, olmadığı taktirde bedeline hükmedilmesini talep etmiş ve mahkemece yalnızca bedele hükmedilmiş ise de, bu hususun davalı-davacı kadın tarafından temyiz konusu yapılmamış olması nedeniyle bozma sebebi yapılamayacağına ve hükümde belirtilen 6285 TL.'nin eşya alacağına, 12050 Tl.'...
GEREKÇE; Dava; evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı karşılıklı boşanma- ziynet davası niteliğindedir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Boşanma ve kusur yönünden yapılan istinaf incelemesinde; İncelenen aile nüfus kayıtlarına göre tarafların; 21/10/2017 tarihinde evlenmiş oldukları anlaşılmaktadır....
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Somut olayda; Davalı-karşı davacının ziynet eşyalarına ilişkin davasını tanık ve diğer delillerle ispat edemediği, yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığında karşı tarafa yemin teklif ettiği, davacı-karşı davalının yemin teklifini kabul ederek yemin ettiği, dolasıyla ziynet eşyalarının davacı/karşı davalıda kalmadığı kesin delil ile ispatlandığından ilk derece mahkemesinin ziynet eşyalarıyla ilgili verdiği kararda isabetsizlik görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kesinleşen yönlerden yeniden hüküm kurulması ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece kurulan ilk hüküm davacı-davalı erkek tarafından her üç dava yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 23.01.2018 tarihli kısmen bozma, kısmen onamaya dair ilamı ile, hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümler ise onanmıştır....
Davacı vekili dava dilekçesinde nitelik ve sayısını bildirdiği ziynet eşyalarının davalıda kaldığını iddia etmiştir. Kural olarak düğün sırasında kadına takılan ziynetler kendisine bağışlanmış sayılır ve onun kişisel malıdır. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardır. Davacı kadın davaya konu ziynet eşyalarının evi terk ederken zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispatlamadıkça bu talebi kabul edilemez....
kadarıyla altınlara el konulmasının gerçek sebebinin davalının ikinci el araba almak olduğunun ortaya çıktığını, ki gelinen noktada davalı tarafça fiili ayrılıktan kısa bir süre sonra araç alındığının, kuvvetle muhtemeldir ki sözü edilen aracın bedeli müvekkiline ait olan ziynet eşyalarının satılması suretiyle ödendiğinin, söz konusu aracın plakasının 34 XX 407 olup, hali hazırda boşanma ve ziynet eşyasına ilişkin davaların muhtemel sonuçlarından kurtulma ve mal kaçırma adına davalının halası olan İkbal Görmez adına alındığını ve kaydedildiğini, fiili ayrılıktan sonra taraflar arasında anlaşmalı olarak boşanabilme, çeyiz ve ziynet eşyalarının iadesi hususunda bazı görüşmeler olmuş ve bir kısım eşyalar müvekkiline iade edilmiş ise de, ziynet eşyaları hususunda dava açılması gerektiği söylenerek taleplerinin olumsuz karşılandığını, müvekkiline söz düğün ve nişan merasimlerinde takılan ve iade edilmeyen 6 adet 15 gramlık bilezik, 8 adet yarım altın, 12 adet çeyrek altın, 1 adet turalı kolye...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, lehine hükmedilen tazminatların miktarı ile kabul edilen ziynet eşyalarının fiili ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığına hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı kadının "Kabul edilen ziynet eşyalarının değerinin fiili ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığına hükmedilmemesine" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 Sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar...