Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık, bir kısım ziynet eşyaları ile ev eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkindir:Mahkemece yargılama sırasında tutanakla teslim edilen ev eşyaları hakkındaki dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, ziynet eşyaları hakkındaki davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin evlilik birliği içinde bozdurulan ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince ; Davacı vekili, taraflar arasında görülen boşanma davasında 6.11.2008 tarihinde açtığı karşılılık davada davalının, müvekkilesini evden kovarak peşi sıra boşanma davası açtığını, evlilik birliği içinde davalının davacının ihtiyaçlarını karşılamadığını,...

    Çeşitli sebeplerle (ev veya araç alımı, evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Somut olayda; davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyalarının davalı tarafından elinden alınarak kendisine iş imkanı yaratılmaya çalışıldığı iddia edilmiş, davalı cevap dilekçesinde ziynet eşyalarına yönelik bir savunmada bulunmamıştır. Davacı dinlenen tanık beyanları ve dosyaya sunulan fotoğraflarla ziynet eşyalarının varlığını ispat etmiştir. Davalı yargılama aşamasında; eşinin hastalığının tedavisi ve tüp bebek tedavisi için eşinin rızası ile birkaç adet bilezik bozdurduğunu, daha sonra eşinin rızası olmadan yine birkaç tane daha bilezik alıp bozdurduğunu, bunları eşine iade etmek istediğini, ancak ekonomik durumunun iyi olmaması nedeni ile iade edemediğini, bir kısım ziynet eşyalarının yine kendisine ait olan ziynet eşyalarının da davacıda kaldığını savunmuştur....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma ve ferileri ile ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı taktirde bedelinin iadesine, karşı dava evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanmaya ilişkindir. Davalı-karşı davacı taraf; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen ziynet ve çeyiz alacağı davası yönünden süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı tarafından istinaf başvurusu yapılırken 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı yatırılmış ise de; kabul edilen ziynet ve çeyiz alacağı davasının değerine göre; davalının 2.884,92 TL nispi istinaf karar harcı yatırması gerekmektedir. 6100 sayılı HMK'nın 344. maddesine göre; istinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilâmında; tanık ifadelerinin net ve yetersiz olduğunun vurgulanmasına nazaran taraflarınca tanıklarının tekrar dinlenilmesi talep edilmesine rağmen bu taleplerinin yerel mahkeme tarafından kabul görmediğini, müvekkilinin boşanma niyetiyle evden ayrılması sırasında yanına almış olduğu ziynet eşyalarının " yüzük, küpe, saat, ve saat arkası ve küçük bir bilezik" olduğunun tanıklarından Mehmet Polat, Havva Polat ve Duran Polat'ın anlatımları ile sabit olup davaya konu edilen sair ziynet eşyası ve takı parasının müvekkilinin uhdesinde kalmadığını, davalının yalan yere yemin etmiş olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının müvekkili lehine bozulmasına karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, ziynet ve takı parası alacağı istemine ilişkindir....

    Somut olayda; davacı kadın, 5 adet Adana burması bilezik, 1 adet 22 ayar set takımı, 6 adet takı bileziği ve 13 adet çeyrek altının davalıda kaldığını ileri sürerek iadesini talep etmiş, davalı koca ise, dava konusu edilen bu ziynet eşyalarından 13 adet çeyrek altın ile 6 adet takı bileziğinin davacı ile birlikte gittikleri akraba düğünlerinde davacının da rızasıyla hediye olarak götürüldüğünü, bu altınların bu şekilde harcandığını beyan etmiştir. Şu durumda; davalı tarafın ikrarı ile dava konusu edilen bir kısım ziynet eşyalarının koca tarafından harcandığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafın, bozdurulup harcanan bu ziynet eşyalarının bir daha iade edilmemek kaydıyla kendisine verildiğini, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının harcandığını ispatlaması gerekir. Başka bir deyişle, davalının bu hususları ispatlaması halinde davalı koca bu ziynet eşyalarını iade etmekten kurtulur....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ziynet eşyası taleplerinin ve iddialarının yerinde olmadığını, İstanbul'da davacıyı döverek ziynet eşyalarının elinden almış olsaydı davacının her zaman olduğu gibi bu konuyu adli makamlara taşıyacağını, hiçbir zaman davacının rızası hilafına ve döverek ziynet eşyalarını almadığını, birlikte o dönemlerde borçlarının çok olduğu ve çocuklarının doğduğu için davacı eşinin tamamen kendi rızası ile bu altınları birlikte satarak borçlarını beraber ödediklerini, kendisinin davacıya ilerde yeniden altın alacağını söylemediğini ve davacının da böyle bir talebinin olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir....

    GEREKÇE: Dava, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra açılan düğünde takılan ziynet eşyası ile nakit para, çeyiz eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedellerinin tahsili ile evlilik birliği içerisinde davacı kadın tarafından çekilerek davalı erkeğe verildiği iddia edilen tüketici kredisinden kaynaklı alacak isteğine ilişkindir. Mahkemece;" Tüm dosya kapsamına göre; davacının, talep ettiği eşyaların, davacıya ait olduğunun, düğünde takılan takı ve paraların, davalı tarafından alınarak tekrar davacıya iade edilmediğinin ve davacı tarafından Akbank ve Denizbank'tan çekilen kredilerin, davalı tarafça kullanılarak davacıya iade edilmediğinin, davacı tarafça kanıtlanamadığı " gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 1- Davacı kadının, kredi borçlarından kaynaklanan alacak talebi, genel hükümlere dayalı (TBK m. 19 vd.) olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde değildir....

    Davalı - karşı davacı tarafça karşılıklı boşanma davalarına yönelik istinaf başvurusu yönünden istinaf harçları yatırıldığı, ziynet, çeyiz ve kişisel eşyaların iadesi davaları yönünden istinaf harçları yatırılmadığı halde, sadece ziynet, çeyiz ve kişisel eşyaların iadesi davaları yönünden istinaf isteminin HMK'nın 344. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekirken, karşılıklı boşanma davalarına yönelik istinaf isteminin de reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir. O halde, ilk derece mahkemesinin davalının karşılıklı boşanma davalarına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair 17/05/2021 tarihli Ek Kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Ziynet, çeyiz ve kişisel eşyaların iadesi davaları yönünden verilen Ek Kararın isabetli olduğu anlaşılmış, bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir....

    itibari ile 2.000,00 TL olmak üzere toplam 46.510,00 TL ziynet eşyası alacağı ve takı alacağının dava tarihi olan 20.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin ziynet eşyası ve takı alacağı talebinin reddine karar verilmiştir....

      Bu bakımdan ana-babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da ana-baba sevgi ve şefkatini tatmasına yeterli olacak şekilde aynı şehir-ayrı şehir ayrımına gidilmeksizin kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 3-Davalı-karşı davacı kadın dava dilekçesinde ayrıca ziynet eşyası alacağı talebinde bulunmuş, davaya konu ziynet eşyalarının cins, nevi ve miktarlarını belirtmiş, mahkemece ziynetler yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Düğünde takılan takı paraları ve ziynet eşyaları kadına aittir. Toplanan delillerden kadına takılan ziynetlerin yarısının erkek tarafından bozdurulduğu ve bu ziynetlerin kadına iade edilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece bozdurulan ziynetlerin belirlenerek bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, ziynetlerin tamamı yönünden davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....

        UYAP Entegrasyonu