Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kadının boşanma davasında verilen boşanma ve velayet hükmü erkek tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olduğu halde yeniden kadının boşanma davasına ve velayete yönelik hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 3-İlk derece mahkemesince verilen hükmün tazminatlara ve nafakalara yönelik kısmı erkek tarafından istinaf edilmiş olup, bölge adliye mahkemesince bu...

    Boşanma davası içinde, mal rejiminin tasfiyesine yönelik isteklerin incelenebilmesi, eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi halinde mümkündür. Evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesi halinde; mal rejimi evliliğin sona ermesini sağlayan davanın dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK.md.225/2). Boşanma yönünde oluşacak hüküm kesinleşmedikçe, bu taleplerin incelenmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. Bu sebeple boşanma davasının sonucu beklenmeden karar verilmesi doğru olmamıştır....

      Barışmadan önce gerçekleşen, ancak karşılıklı olarak affedilen ve hoşgörü ile karşılanan olaylara dayanılarak boşanma kararı verilemez. Bu nedenle, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasından söz edilemeyeceği, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesindeki boşanma koşulları gerçekleşmediği halde, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, boşanmaya karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, davalı-davacı kadın'ın kabul edilen boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında tutulmak suretiyle kesinleşmiş, davacı-davalı erkeğin boşanma davasın da, boşanma isteminin konusu kalmamıştır. Davacı-davalı erkeğin davasında, boşanma istemi konusuz kalmakla birlikte, dava açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden bir karar verilmesi gerekir. Davacı-davalı erkeğin boşanma davası hakkında açıklanan yönde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

        O halde davalı-davacı erkeğin boşanma davasının da kabulü gerekir. Ne var ki, kadının kabul edilen boşanma davasında verilen boşanma hükmü, temyiz edilmediğinden kesinleşmiş; davalı-davacı erkeğin boşanma davasında, boşanma isteminin konusu kalmamıştır. Erkeğin boşanma davasında boşanma istemi konusuz kalmakla birlikte, dava tarihi itibariyle haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden bir karar verilmesi gerekir. Davalı-davacı erkeğin davası hakkında açıklanan yönler göz önüne alınarak bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. 3-Yukarıda açıklandığı gibi; boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Eşit kusurlu eş yararına maddi tazminata hükmedilemez (TMK.m.174/1). Bu durumda; davacı-davalı kadının maddi tazminat talebinin reddi yerine yazılı şekilde tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir....

          TMK'nun 175/1 maddesinde " boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir" hükmü, aynı yasanın 178. maddesinde de "evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları boşanma hükmünün kesinleşmesi üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar hükmü getirilmiştir. Somut olayda tarafların Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/239 Esas ve 2013/71 Karar sayılı ve 11.02.2013 tarihli kararı ile boşandıkları, boşanma kararının 11.02.2014 tarihinde kesinleştiği, işbu yoksulluk nafakası davasının ise 02.01.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Yoksulluk nafakası için bağımsız olarak dava açılabilmesinin ön koşulu; taraflar arasındaki boşanma davasının kesinleşmiş olmasıdır....

            ile her iki boşanma davası da kabul edilmiş ve hüküm taraflarca her iki dava yönünden temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Tedbir Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; erkeğin boşanma davasının kabulü yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakanın kaldırılması davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı kadının davası münhasıran Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen "evlilik birliğinin sarsılması" hukuki sebebine dayalıdır. Davacı-karşı davalı kadının, dava dilekçesinde erkeğin açtığı ve retle sonuçlanan......

                Hal böyle iken tarafların eşit kusurlu kabul edilerek tarafların boşanma davalarının kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, davalı-davacı kocanın boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Bu nedenle verilen boşanma kararları sonucu itibariyle doğru olduğundan davacı-davalı kadının bu yöne ilişkin temyiz talebinin reddi ile boşanma hükmünün gerekçesinin değiştirilmek suretiyle onanmasına (HUMK md. 438/son) karar vermek gerekmiş, velayeti anneye bırakılan 11.07.1994 doğumlu müşterek çocuk...'...

                  boşanma davasını açarak boşanma sebebi yarattığından davacının tam kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır....

                  Bunun yanında, yerel mahkemece erkek tarafından açılan karşı boşanma davasının kabulüne karar verildiği, bu karara karşı davacı-k.davalı kadının istinaf başvurusunda bulunduğu, istinaf aşamasında davalı-k.davacı erkeğin kendi açtığı boşanma davasından feragat ettiği anlaşılmış olup, erkeğin karşı davası yönünden feragat beyanına göre mahkemece bir karar verilmesi gerektiğinden karşı boşanma davasına yönelik istinaf başvurusu kapsamında da yerel mahkeme kararının kaldırılması gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu