Davacının "tam kusurlu" olması, koşullarının gerçekleşmesi halinde bu maddeye göre boşanma kararı verilmesine engel değildir. Kusur, burada boşanma kararı verilmesi bakımından bir unsur olarak kabul edilmemiştir. Sadece boşanmanın sonuçları düzenlenirken etkilidir. Davacı tarafından daha önce açılan boşanma davası reddedilmiş, karar 08.02.2010 tarihinde kesinleşmiştir. İş bu dava ise 20.02.2013 tarihinde açılmıştır. Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak üç yıl geçtiği ve ortak hayatın yeniden kurulamadığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerle gerçekleşmiştir. Bu durumda davacı tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekir. Bu husus nazara alınmadan "tam kusurlu" olduğundan bahisle davacı-davalı(nın) boşanma davasının reddi doğru bulunmamıştır....
O halde, davacı-karşı davalı erkeğin davası yönünden Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesindeki boşanma koşulları oluşmamıştır. Açıklanan nedenlerle erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Ne var ki davalı-karşı davacı kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle boşanma hükmü kesinleştiğinden, erkeğin davasının konusuz hale geldiği de görülmektedir. Bu durumda erkeğin boşanma davasının esası hakkında bir karar verilmeyecektir. Ancak, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre vekalet ücreti ve yargılama giderlerini takdir ve tayin eder (HMK m.331/1). Bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, davacı-karşı davalı erkek tam kusurludur....
Bu durumda, erkek tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken, reddi doğru değildir. Ancak, davacı-davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle usulen kesinleşmiştir. Bu durumda erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır. O halde, bu husus gözetilerek erkeğin boşanma talebi hakkında "konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmak ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden haklılık durumuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın ...'...
Bu durumda, erkek tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken, reddi doğru değildir. Ancak, davalı-davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle usulen kesinleşmiştir. Bu durumda erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır. O halde, bu husus gözetilerek kocanın boşanma talebi hakkında "konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmak ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden haklılık durumuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Ne var ki, davalı-karşı davacı kadının davasında verilen boşanma kararı temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden bu husus bozma sebebi yapılmamış, tenkit edilmekle yetinilmiştir. 2- Tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusurlarına yönelik tanık ifadeleri soyut ve eski tarihli olup, kusur belirlemesine esas alınamayacağı anlaşılmaktadır. Buna göre tarafların boşanma davalarının reddine karar verilmesi gerekirken, her iki davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de; kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmekle erkeğin boşanma davası konusuz hale gelmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuksal sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Mahkemece davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının TMK 161. maddesi uyarınca kabulü ile boşanmaya karar verilmiş, kadının TMK 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talebi hakkında hüküm kurulmamıştır. Mahkeme dava konusu yapılan her bir boşanma sebebi hakkında ayrı ayrı hüküm kurmak zorundadır (HMK m. 26/1). Davacı-davalı kadının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
Davacı vekili Av. ... 01.02.2016 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirmiş ise de bu husus karar düzeltme talebinin incelenmesi sırasında gözden kaçmış, 03.02.2016 tarihinde davalının boşanma ve fer'ilerine ilişkin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı kadın boşanma hükmü henüz kesinleşmeden 01.02.2016 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğinden, bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere Dairemizin 03.02.2016 tarihli karar düzeltme talebinin reddine dair kararın kaldırılmasına, davalı erkeğin karar düzeltme talebinin kabulüne, yine Dairemizin boşanma ve fer'ilerine yönelik kısmi kararın boşanma ve fer'ilerine yönelik olarak bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan eldeki boşanma davasında, mahkemece boşanma ve tedbir nafakasının kaldırılması talepleri dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiş ve taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarının yer aldığı ... l. Aile Mahkemesinin 2012/453 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir. Eldeki davada ise davacının manevi tazminat ve velayete ilişkin boşanmanın feri niteliğindeki taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-ı maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından TMK 161. maddesine dayalı açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, verilen bu karar davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma kararının 13.6.2019 da kesinleştiği, bu haliyle boşanma davasının konusuz kaldığı, erkeğin boşanma davası hakkında da karar verilmesine yer olmadığına, ancak kadının zinası ispatlanmış olup erkeğin dava açmakta haklı olduğu gerekçesiyle davacı erkek yararına vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmiştir...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek mirasçılarından ... Fırla ve ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince boşanma ve fer'ileri yönünden hüküm kurulmuştur. Davacı kadın, karara karşı nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden, 14/10/2019 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Kadının istinaf başvuru dilekçesinde boşanma hükmünün başvuru dışında kaldığı açık olarak belirtilmiştir. Davalı erkek 03/08/2020 tarihinde ölmüş ve davacı kadın 10/08/2020 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir....