"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, nafaka ve tazminatların miktarı, ziynet alacağının reddedilen kısmı ile vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kadın lehine verilen tazminatlar, yoksulluk nafakası, reddedilen manevi tazminat talebi ile ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....
Hukuk Dairesinin, D: 2018/1819, K:2020/1138, 14/10/2020 tarihli kararı gereği boşanma, nafaka, velayet ve tazminat talepleri yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 2- Ziynet eşyaları talebi yönünden 5 adet 20 gramdan toplam 100 gr 22 ayar adana burması bilezik ile 60 gr 22 ayar setin davalı karşı davacıdan alınarak, davacı karşı davalıya aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının toplam bedeli 20.080,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı karşı davacıdan alınarak, davacı karşı davalıya ödenmesine" karar verilmiştir. Davacı-davalı erkek vekili, ziynet eşyalarının iadesi davasının boşanmanın feri niteliğinde olmaması, huzurdaki davada talep hakkı bulunmamasına rağmen ziynet eşyası alacağı davasının görülmesi ve ziynet eşyası alacağı davasının reddine karar verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı-davacı kadın istinafa cevap vermemiştir....
Asıl dava ve karşı dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ile fer'isi niteliğindeki, nafaka, maddi ve manevi tazminat ,ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir....
Mahkemece, davanın dayanağının taraflar arasında boşanma davasına esas olmak üzere hazırlanan ancak daha sonra anlaşmalı boşanmanın sağlanamaması nedeniyle işleme konulmayan protokole ilişkin olduğunu, bu protokolün taraflar ve tanıklar huzurunda müştereken imzalandığını, davacının davalıya verdiği ziynet altınlarını ve 10.000,00 TL'lik borcu boşanma durumunda istemeyeceği düzenlendiğini, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılacağını ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanacağını, davacı kocanın ziynet eşyasına ilişkin taleplerinin dayanaksız olduğunu, ziynet eşyasına konu 6 adet bilezik ve 10 çeyrek altına ilişkin talebin reddedildiğini, taraflar arasında yapılan protokolden davacının davalıya 10.000,00 TL borç verdiğinin anlaşıldığını, protokolün boşanmaya esas alınmasa da yazılı belge niteliğinde olduğunu, davalının borcu ödediğini ya da borç miktarının o kadar olmadığını başkaca yazılı delille ispatlayamadığı...
-TL'lik nakit para, 2 adet tam altın, 2 adet yarım altın, 34 adet çeyrek altın ve 1 adet altın hasır takımının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiş, davacının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, taraf vekilleri, ilk derece mahkemesi kararının boşanma yönünden onanmasını, ziynet alacağı yönünden lehlerine bozulması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuş, dosya dairemizin 2021/389 esas numarasına kaydedilmiş, söz konusu dosyada tarafların boşanma davasına yönelik istinaf istemleri incelenerek boşanmanın fer'isi niteliğinde olmayan ziynet alacağı davasının tefrikine karar karar verilmiş ve tefrik edilen dosya dairemizin yukarıdaki esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ziynet eşyalarının kullanıldığı yönündeki iddialarının asılsız olduğunu, düğün sonrası bozduran takılar ve toplanan paraların 15.000,00....
Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Somut olayda, ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını ve bir kısmının ise evlilik birliği içerisinde davalı tarafından bozdurularak harcandığını, davacıya tekrar iade edilmediğini iddia etmiş, davalı taraf ise altınların hiçbir zaman davacıdan alınmadığını savunmuştur. Taraflar arasındaki boşanma dosyasında dinlenen tanıklar, gerekçeli karar ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesi kararı kapsamında; davalının, davacıyı darp ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kocanın daha kusurlu olduğunın tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili 11.03.2015 tarihli celsede yemin deliline dayanarak, davalı tarafa yemin teklifinde bulunmuş, davalı taraf ziynet eşyalarının kendisinde olmadığına dair yemin etmiştir....
GEREKÇE : Bu dosyanın davalısı-yargılamanın yenilenmesi istenen dosyanın davacısı olan T3 tarafından, 18/07/2018 tarihinde, bu dosyanın davacısı-yargılamanın yenilenmesi istenen dosyanın davalısı olan T1 aleyhine, boşanma ve ziynet alacağı davası açılmış, bu davaya ilişkin dava dilekçesinde "CD ve fotoğraf" deliline de dayanılmıştır. İlk derece mahkemesince, 27/11/2018 tarihli ön inceleme duruşmasında yanlara delillerini sunmak üzere iki haftalık kesin süre verilmiş, ancak; kesin süreye uyulmamasının sonuçları taraflara ihtar edilmemiştir (Gerek boşanma ve ziynet alacağı davasının birlikte görüldüğü aşamada, gerekse tefrik kararından sonra ziynet alacağı davasının müstakil olarak görüldüğü aşamada, mahkeme tarafından, uyulmamasının sonuçları hatırlatılarak verilmiş bir kesin süre bulunmamaktadır)....
Davacı, evlenme sırasında takılan ve hediye edilen ziynet eşyalarının davalılar kayınvalide ve kayınpederi tarafından zorla alındığını, davalılar tarafından darp edilmesi nedeniyle davalıların yargılandıklarını ve mahkum olduklarını, eşi ile arasındaki boşanma davasının halen derdest olduğunu belirterek toplam 12.040.00.TL değerindeki ziynet eşyalarının aynen iadesi ya da bedelinin tahsilini istemiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemesi'nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa'nın 4/1. maddesi gereğince, 4721 sayılı Medeni Yasa'nın İkinci Kitabı'ndan doğan dava ve işlere aile mahkemesinde bakılır. Eldeki davada, davacının kayınvalidesi ve kayınpederi tarafından haksız olarak alındığı ve iade edilmediği öne sürülerek ziynet eşyalarının iadesi veya bedelinin tazmini istenmiş olup Medeni Yasa'nın İkinci Kitabı içerisinde yer almamaktadır. Bu nedenle davaya aile mahkemesinde değil, genel mahkemede bakılması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet eşyasının iadesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık yargı yeri belirlenmesi kararında da açıklandığı üzere, boşanma ve mali sonuçlarına ilişkin davadan tefriken gelen ziynet eşyasının iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili ile manevi tazminata ilişkin bulunduğuna, davada mal rejiminden kaynaklanan bir istek bulunmadığına mahkemece uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilerek çözüme kavuşturulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay ( 6. ) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE...
Diğer yandan; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında;müşterek çocuklar için hükmedilen tedbir nafakası ve iştirak nafakasına, karar verilmesi hakkaniyete uygundur. Davalı vekilinin bu nedenle yaptığı istinaf başvurusunun da reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur. Ziynet eşyaları iadesi olmadığı takdirde bedelinin iadesi yönünden davalı vekili tarafından kararın istinaf edildiği anlaşılmakla; Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu ziynetlerin iade edilmemek üzere kocaya verildiği kanıtlanmış olmadıkça, aynen veya bedelinin iadesi esastır....