Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun m.2 ye aykırı olduğu, bu nedenle dava konusu işleticilik sözleşmesine göre davacı şirketin asıl dosyada cezai şart talep edebileceği, sözleşme içeriğine ve bilirkişi raporuna göre davacının davalı şirketten esasen 100.000 USD cezai şart talep edebileceği, ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince 10.000 USD'lik talebin değerlendirildiği, talep edilen cezai şart tutarının fahiş olmadığı, sözleşmenin başlangıç tarihinden 1 yıl sonra davalının satın aldığı akaryakıt miktarı belirlenebileceğinden davacının henüz dolmayan bir yıl nedeniyle ölçüm yaparak talepte bulunmasının mümkün görülmediği, bu yüzden davacı şirketin kar mahrumiyeti talep edemeyeceği, ariyetlerin davacı tarafından davalıya teslim edildiği ve henüz iade edilmediği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile 10.000 USD cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince kamu bankalarının bir yıllık USD mevduatına uyguladıkları en yüksek mevduat faizi ile birlikte fiili ödeme veya tahsil...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki aktin 09/01/2012 tarihinde aktin sona ermesinden 18 ay önce davalı ... tarafından tek taraflı ve haksız olarak feshedildiği, davalı ...' un sözleşmede kefil olduğu, davacının, sözleşmenin davalı tarafından erken ve haksız olarak feshedilmesi nedeniyle kar mahrumiyeti talebinin yerinde olduğu, yeni bir bayilik için kurulum süresinin en fazla 1 aylık sürede olacağına ilişkin bilirkişi raporu da nazara alındığında davacının talep edebileceği kar kaybının 8.155,69 TL olarak hesaplandığı, davalının sözleşmeyi 18 ay önce feshetmesinden dolayı cezai şart miktarının 142.500,00 TL ( Davacı talebinin ise 50.000,00TL ) olduğu ancak cezai şart miktarının davalının mahvına sebep olacağı anlaşılmakla cezai şart talebinin reddine karar verilerek, reddine karar verilen cezai şart miktarı yönünden davalı lehine vekalet ücreti verilmeyerek aşağıdaki...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki aktin 09/01/2012 tarihinde aktin sona ermesinden 18 ay önce davalı T4 tarafından tek taraflı ve haksız olarak feshedildiği, davalı Ahmet Ötünçtemur' un sözleşmede kefil olduğu, davacının, sözleşmenin davalı tarafından erken ve haksız olarak feshedilmesi nedeniyle kar mahrumiyeti talebinin yerinde olduğu, yeni bir bayilik için kurulum süresinin en fazla 1 aylık sürede olacağına ilişkin bilirkişi raporu da nazara alındığında davacının talep edebileceği kar kaybının 8.155,69 TL olarak hesaplandığı, davalının sözleşmeyi 18 ay önce feshetmesinden dolayı cezai şart miktarının 142.500,00 TL ( Davacı talebinin ise 50.000,00TL ) olduğu ancak cezai şart miktarının davalının mahvına sebep olacağı anlaşılmakla cezai şart talebinin reddine karar verilerek, reddine karar verilen cezai şart miktarı yönünden davalı lehine vekalet ücreti verilmeyerek...

      Gaz'ın diğer zarar, ziyan, kar mahrumiyeti, sözleşmenin diğer hükümlerinde yer alan cezai şart, kar mahrumiyeti, tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla cezai şart olarak, ödeme gününde uygulanmakta olan TCMB döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak karşılığı tutarında TL'yi ......

        Cezai şart alacağının doğduğunu ileri sürerek davalının haksız feshi nedeniyle sözleşmenin 24. maddesi gereği hesap edilen cezai şart alacağı 20.034,00 TL. Ve sözleşmenin 23. maddesi gereği hesap edilen 32.457,28 TL. Kar kaybı alacağı ile birlikte toplam 52.804,08 TL. Alacağın şimdilik 7.500,00 TL.lik kısmının ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin iş yapamaması neticesinde yaşadığı ekonomik zorluk nedeniyle sözleşmeyi süresinden önce feshetmek durumunda kaldığını, müvekkilinin davacı yana olan mali yükümlülüklerini yerine getirebilmek için borçlandığını, daha fazla borçlanmamak için sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilinin halen yurt dışında işçi olarak çalışmak suretiyle ailesini geçindirdiğini, müvekkilinin iş yerini kapattıktan sonra tüm boş tüpleri davacı tarafça gönderilen bir başka bayiisine teslim ettiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir....

          İlk derece mahkemesince; yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 17.09.2013 tarihinde Rekabet Kurulu kararı uyarınca sona erdiği ve sonradan yapılan 1 aylık sözleşmeden sonra sözleşmenin yenilenmediği, davalı-karşı davacının bayilik sözleşmesi süresince ve sonradan yapılan 1 aylık bayilik sözleşmesinin imzalanması anında davacı-karşı davalının alım taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle cezai şart ve kar kaybı haklarını saklı tutmadığı için cezai şart ve kar mahrumiyeti talep edemeyeceği, taraflar arasındaki protokol uyarınca ödenen satış teşvik priminin iadesine yönelik bir düzenleme olmadığı gibi intifa sözleşmesinin ve bayilik sözleşmesinin 5 yıl sonunda yapılan 1 aylık süre sona erdikten sonra feshedildiğinden davalı-karşı davacının peşin satış teşvik piriminin iadesini talep edemeyeceği gibi açıklanan nedenlere göre davacı-karşı davalının düzenlendiği faturaya göre ödenmemiş 594.790,00 TL peşin satış teşvik...

            Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ... bayilik sözleşmesinde (sözleşme eki asgari alım taahhüdünde) öngörülen yıllık asgari ürün alımı taahhüdüne aykırı davranıldığı iddiasına dayalı cezai şart alacağından kaynaklanmaktadır. Davaya konu uyuşmazlığın çözümünde, cezai şarta ilişkin hükümlerin tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaad ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevketmektir. Cezai şart, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güder. Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl borcun mevcut olmasını gerektirir. Asıl borç yoksa cezai şart da söz konusu olamaz. Bu niteliği itibariyle cezai şart asıl borca bağlı fer'i bir borçtur. Asıl borç, mevcut ve geçerli ise, cezai şart da borç doğurur. Asıl borç sona ermiş ya da geçersiz doğmuşsa, cezai şart bağımsız bir borç oluşturamaz....

              Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taahhütnamede, taahhütlerin fiilen akaryakıt satışına geçildiği tarihten itibaren yerine getirilmeye başlanacak olduğunun belirtildiği, akaryakıt istasyonunda satış yapılabilmesi için ön koşulların yerine getirildiğinin somut olarak ispatlanamadığı, davacının kar mahrumiyeti talebinin yerinde olmadığı, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshine veya iptaline ilişkin belge bulunmadığı, davalının davacı ile arasındaki sözleşmeyi feshetmeden dava dışı Çeken Firması ile sözleşme imzaladığı, taahhütnamenin 1. maddesini ihlal ettiği, davalının davacı şirkete cezai şart ödemesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının cezai şarta yönelik talebinin ıslah da dikkate alınarak 60.000 TL olarak kabulü ile 01.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan tahsiline, davacının kar mahrumiyetine yönelik 5.000 TL'lik davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Kar mahrumiyeti bakımından Alpet'in Kurumlar Vergisi Beyannamesinden alınan verilere göre karlılık oranı hesaplanarak brüt karlılık yüzdesinin 0,0614 olduğu belirlenmiş ve buna göre 800 metreküp taahhüt miktarı ile 1 metreküp kar mahrumiyeti üzerinden kar mahrumiyeti toplamı 773.205,70- TL olarak hesaplanmış olup, birleşen dosyada davacı vekili tarafından 01/03/2018 harç tarihli dilekçesi ile cezai şart yönünden dava değerinin 78.590,21- USD arttırılarak 88.590,21- USD ve kar mahrumiyeti yönünden de dava değerinin 49.000 USD arttırarak 50.000 USD olmak üzere toplam 138.590,21 USD'nin tahsiline dair ıslah talebi dikkate alınmak suretiyle, yerinde görülmeyen asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne ...", karar verilmiştir. Bu karara karşı, asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekili Av.Güngör Özkan tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

                Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davalının sözleşmeyi haksız feshettiği, davacının haksız fesih nedeniyle kar mahrumiyeti ve cezai şart isteyebileceği, sözleşmede belirlenen cezai şart oranının davalının ekonomik olarak mahvına neden olacak derecede yüksek bulunduğu dikkate alınarak, % 50 oranında tenkisi ile davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 69.273,13 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, cezai şart olarak talep edilen 50.000 ABD Doları'nın % 50 oranında tenkisi ile 25.000 ABD Doları'nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz dilekçesi temyiz defterine kaydedilmediği gibi harcının da yatırılmamış olduğu anlaşıldığından temyiz isteminin reddi gerekmiştir. 2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına...

                  UYAP Entegrasyonu