-TL karar ve ilam harcının ve erkek tarafından ziynet eşyası talebi yönünden yatırılan 81,00....
GEREKÇE : Davanın konusu TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ileri ile ziynet ve çeyiz alacağına ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Dava, boşanma davası ile birlikte 10.000 TL maddi tazminat istemi olarak açılmış, davacı tarafından maddi tazminat isteminin boşanma davasının fer'isi niteliğinde TMK.nun 174 maddesi gereğince açılan maddi tazminata yönelik olmadığı, kişisel eşya niteliğindeki ziynet eşyasına yönelik olduğu belirtildiğinden, boşanma davasından tefrik edilerek, bu yönde inceleme yapılmış ise de; Davacı kadının talep ettiği ziynet eşyalarına yönelik istemi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından dava değeri üzerinden harca tabidir. Mahkemece ziynet alacağına ilişkin alınması gereken peşin harcın, cins, miktar ve değerleri davacı tarafından açıklanan değer üzerinden tamamlatılarak davanın esası yönünden karar verilmesi gerekirken, peşin harç tamamlatılmadan yargılamaya devam edilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Kadının ziynet eşyalarının varlığını ve evde kaldığını ya da erkek tarafından elinden alındığını kanıtlaması halinde ziynetlerin kadına iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının erkek tarafından kanıtlanması halinde, erkek ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davalı - karşı davacı kadın, ziynetlerin varlığını ve davacı - karşı davalı erkek tarafından elinden alınıp iade edilmediğini ispat yükü altındadır....
Ş.. tarafların boşanma davası esnasında ziynet eşyasına ilişkin anlaşma yaptıklarını, davalının, ziynet eşyalarını, boşanma davası sonrasında, iade etmeyi kabul ettiğine ilişkin görgüye dayalı beyanları ile ispatlandığı; davalının, ziynet eşyalarının bedelini, boşanma esnasında 8.500TL senet ile ödediğine ilişkin iddiasını, davalı tanığı kardeşi E.. Y.. beyanıyla uyumlu olduğu, ancak, davalının, cevap dilekçesinde, davacı tarafa, boşanma davası esnasında yapılan ödemelerin, düğünde davacıya takılan paranın karşılığı olarak yapıldığını açıkladığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece; davacı tanık beyanları ile, ziynet eşyalarının, davalıda kaldığının sabit olduğu, davalının aksini ispatlayamadığı, nazara alınarak ziynet eşyalarına ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
ZİYNET EŞYALARININ AYNEN İADESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 6 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan alacak davasına dair karar davacı tarafından süresi İçinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde 17.835 TL bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, çeyiz ve ziynet eşyalarının tarafların müşterek mülkiyetinde olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, evlilik akdi sırasında çeyiz listesinde yazılı 61 adet çeşitli ziynet ve çeyiz eşyalarının davalıya teslim edilmesine rağmen davacıya iade edilmediğini belirterek çeyiz ve ziynetlerin mümkünse aynen, değilse bedelinin tahsilini istemiştir....
Somut olayda, davacının, evlilik birliğinin kurulması ve devamı amacıyla davalıya bağışladığı ziynet eşyasının iadesi isteminde bulunduğu, davacı tarafından davalı aleyhine açılan boşanma ve davalı tarafından davacı aleyhine açılan ziynet eşyasının iadesine ilişkin davaların halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında, TMK uyarınca kurulmuş bir evlilik birliği bulunmaktadır. Davacı tarafından davalıya hibe edilen ziynet eşyasının iadesinin istendiği, bu isteğin aile yükümlülüklerine uymama sebebine dayandırıldığı görülmektedir. Buna göre, ziynet eşyasının iadesi sorunu, aile işlerinden doğmuş bir sorundur. (4787 S.K. 4. m.) O halde, dava Aile Mahkemelerinde görülmelidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Denizli 1. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/12/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Dava dilekçesi ile istinaf dilekçesindeki anlatımlar dikkate alındığında, birleşen boşanma davası yönünden davalı/b.davacı tarafın boşanma davasının dayanağının ne olduğu hakkında TMK.nun 162, 163 ve 166. maddeleri kapsamında açıklama alınarak buna göre değerlendirmesi yapılması gerekirken, doğrudan TMK 166.maddesi uyarınca değerlendirme yapılması hatalı olmuştur. 2- Ziynet eşyası alacak davası yönünden ise; a-Birleşen davadaki kadının ziynet alacağı talebi hakkında mahkemece, "davalı-birleşen davacı kadının, talebine konu ettiği ziynet eşyalarının, davacı-birleşen davalı koca tarafından zorla elinden alındığını veya bozdurulduğunu kanıtlayamadığı, kaldı ki dinlenen bir kısım tanıkların anlatımlarından ve gerekse birleşen dava dilekçesi kapsamından, ziynet eşyalarının ev alımında kullanıldığının beyan edildiği ve dolayısıyla anılan talebin açılacak olan katılma alacağı davasında gündeme getirilebileceğinden cihetle kadının ziynet eşyası alacağına yönelik talebinin reddine karar" verildiği...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve kişisel malların iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü....
Maddesi uyarınca; 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nu üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler Aile mahkemesinde görüleceği, Yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacılardan T1 ile davalı Canan Vatan arasında Nevşehir Aile Mahkemesi'nin 2018/473 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası görüldüğü, boşanma dosyasında davalı Canan Vatan'ın karşı dava dilekçesi ile birlikte ziynet eşyalarının iadesini talep ettiği, Nevşehir Aile Mahkemesi'nin 2018/473 Esas sayılı dosyasının davalı Canan Vatan'ın ziynet eşyalarının iadesini talebi yönünden tefrik edilerek 2019/429 Esasına kaydedildiği, davacılar eş T1 ile Kayın peder T2 davalı Canan Vatan'a karşı düğünde takılan kişisel eşyaların iadesi için Nevşehir Aile Mahkemesi'nin 2019/279 Esası ile dava açtıkları, 2019/279 Esas sayılı dosyası...