Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; takip dayanağı ilamın boşanma ve ziynet eşyasının iadesine ilişkin olduğu, takibin ziynet eşyasının iadesi kararına dayalı olarak yapıldığı sonuç itibari ile tarafların malvarlığını etkileyen ve boşanma ilamlarının fer'i niteliğinde olmayan, ondan bağımsız ilam nedeni ile takip yapıldığı ve kesinleşmesine gerek olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; HMK'nun Geçici .... maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK'nun 443/.... (HMK'nun 367/....) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemezler. Ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik kısımları da aynı kurala tabidir....

    Mahkememizce tarafların evlilik süreleri, sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davalı-karşı davacı erkek lehine 3.000,00- TL maddi tazminata hükmetmek gerekmiştir." şeklindeki gerekçeyle; "Asıl davanın; Boşanma, maddi,manevi tazminat, yoksulluk nafakası talepleri yönünden REDDİNE, Özel eşyaların ve pike takımının iadesi dava sırasında yapılmış olmakla karar verilmesine yerolmadığına, kalan çeyiz ve kişisel eşyalara ilişkin talebin REDDİNE, Ziynet eşyalarına ilişkin talebin KISMEN KABULÜ ile 50 adet çeyrek altın bedeli (13.750 TL) ile 2.500 TL takı parası olmak üzere toplamda 16.250 TL'nin 16/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı karşı davacı Uğur'dan alınarak davacı karşı davalı Seher'e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Karşı davanın KABULÜ ile tarafların T.M.K.nun 166/1 maddesi gereğince Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle BOŞANMALARINA, 3.000 TL maddi tazminatın davacı-karşı davalı Seher'den...

    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; her ne kadar bağımsız olarak açılan ziynet alacağı davalarında HMK md. 9'da düzenlenen genel yetki kuralları gereği yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesi ise de bunun kesin yetki kuralı olmayıp ziynet eşyası davasının boşanma ile birlikte açılması halinde boşanma davasında yetkili olarak belirlenen mahkemelerin ziynet eşyası davasında da yetkili sayıldıklarını, eldeki ziynet alacağı davasının da boşanma davası ile birlikte açılmış olup daha sonra yerel mahkemenin boşanma hususunda karar vererek ziynete ilişkin taleplerini boşanma dosyasından tefrik edip ayrı bir esas kaydedildiğini, eldeki davanın boşanma davası ile birlikte açılmış bir dava olduğundan, boşanma davasında yetkili mahkemenin işbu ziynet alacağı dosyasında yetkili olduğunu, yerel mahkemenin tefrik kararı vermesinin mahkemenin yetkisini kaldırmayacağını, boşanma davasında ise yetkili mahkemelerden birinin de eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi olduğunu,...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat ile ziynet alacağının kabulü yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından tazminatların miktarı, ziynetlerin hesaplanmasında hesap hatası yapılması yönününden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre ve özellikle davacı-karşı davalı erkeğe yüklenen tehdit, eşine çalışmasını söyleme, kadının tarla işlerinde çalıştırılması ve erkeğin ailesi tarafından baskı altında tutulması vakıalarını ispata yarar tanık ifadelerinin duyuma dayalı olduğunun anlaşılmasına göre erkeğin yine de evlilik birliğini sonlandıran olaylarda...

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilini istemediğini söylemesi üzerine müvekkilinin ailesinin davalının ısrarları üzerine müvekkilini müşterek haneden götürmek zorunda kaldıklarını, müşterek haneden ayrılırken hiçbir eşyasının alınmadığını, 04/05/2016 tarihinde ziynet eşyaları dışındaki eşyaların müvekkiline teslim edildiğini ancak ziynet eşyaları ile 2.500,00 TL takı parasının teslim edilmediğini belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedellerinin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 2.500,00 TL nakit paranın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, dava değerini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL olarak bildirmiş, cevaba cevap dilekçesinde ayrılmadan kısa bir süre önce davalının altınları müvekkilinden zorla alarak banka kasasına koyduğunu söylediğini...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Maddi Tazminat ve Ziynet (Takı) Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm evlilik nedeniyle uğranılan nişan giderlerine dayanan maddi tazminat ile ziynet (takı) eşyası alacağı istemine ilişkin olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 tarihli 2011/1 sayılı kararı gereğince inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 29.09.2011 (prş)...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Boşanmaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, usul ve kanuna uygun olan boşanmaya ilişkin hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. 2-Ziynete ilişkin temyiz itirazların incelenmesine gelince; Mahkemece 22 ayar toplam 99 gram bileziğin yarısının, 24 adet çeyrek altının, 14 ayar toplam 30 gram takı setinin yarısının, 14 ayar toplam 6 gram tektaş alyansın yarısının mümkün olmadığı takdirde bedellerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine...

          taraf olduğunu, davalıdan maddi manevi tazminat nafaka talebinin olmadığını, davalıdan sadece ziynet eşyası 100 gr altın ve 5 adet küçük altın talebinin bulunmakta olduğunu, bu nedenlerle gerekli yargılamanın yapılarak, davalıdan boşanmalarına ve ziynet eşyasının tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Aile Mahkemesinin 2011/878 esas, 2011/850 karar sayılı dosyada boşanma ile 87 adet çeyrek altın ve 5 bileziğin aynen, olmadığı taktirde bedelinin iadesi amacıyla ziynet alacağı davası açıldığı, tarafların barışmaları üzerine kadın tarafından 15.11.2011 tarihinde boşanma ve ziynet alacağı davasından feragat edildiği anlaşılmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 311. maddesi uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Feragatten dönülemez, yeniden talepte bulunulamaz. O halde davalı-davacı kadının ziynet alacağı davasının tümden reddi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulu doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından manevi tazminatın miktarı ve reddedilen ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinin (2). fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme...

              UYAP Entegrasyonu