GEREKÇE: Dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK madde 166/1) ve ferileri ile ziynet eşyalarının iadesi ve mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarları, ziynet eşyalarının iadesi davasının reddedilen bölümü ve mal rejiminin tasfiyesi davası hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığına yönelik kararı, davalı vekili, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve ziynet eşyalarının iadesi davasının kabul edilen bölümü yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf kanun yolu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ila 361. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, ''İncelemenin Kapsamı'' başlığını taşıyan 355. maddede de düzenlendiği üzere; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....
Çeşitli sebeplerle (ev veya araç alımı, evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Somut olayda; davacı tarafından, düğünde takılan ziynet eşyaları ve takı paralarının erkek tarafından annesine verildiği, bilezikler dışındaki ziynet ve takı paralarının borçları için erkek tarafça bozdurulduğu, kayınvalidede olan bileziklerin ise istenmesine rağmen geri iade edilmediği iddia edilmiş, davalı ise; ziynet eşyalarının her zaman müşterek evde durduğu, borçları için harcandığı hususunun doğru olmadığı, davacı kadının evden tüm ziynetleri de alıp gittiği savunulmuştur. Davacı tarafça sunulan ses kaydı içeriği hukuka aykırı delil niteliğinde olup, diğer deliller ile desteklenmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyalarının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, ziynet eşyalarının iadesi yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakası miktarı, vekalet ücreti ve harçlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyası ve Takı Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarı, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı, takı alacağı, tazminatlar sebebiyle vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 21.04.2015 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davacı-davalı ... Duman vekili Av. ... geldi. Gelenleri konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde, talep edilen ziynet eşyalarının, nitelik ve niceliklerinin ne olduğunun açık olarak belirtilmemiş olduğunu, ziynet eşyalarının miktar olarak gerçeği yansıtmadığını, müvekkilin davacıya takılan altınlara dokunmadığını, taraflar arasındaki Gebze 2. Aile Mahkemesi'nin 2016/976 E. sayılı dosyasında yürütülmekte olan boşanma dava dosyası incelendiğinde davacı kadının bütün eşyalarını bavullara doldurarak boşanma niyetiyle evden ayrıldığını, ziynet eşyalarının kolay taşınabilir olduğunu, bütün eşyalarını almışken ziynetleri bırakmayacağını, davacı tarafın davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacının ispat edilemeyen davasının reddine karar verilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadının boşanma davası ile birlikte açtığı ziynet eşyalarının iadesi davası boşanma dava dosyasından tefrik edilerek yukarıda yazılı esasa kaydedilmiş olup, davacı kadın vekili 23/06/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; düğün yapıldıktan sonra düğün masraflarını karşılamak için takıların bozdurulduğunu ve harcandığını, kalan kısmın ise bankadan kasa kiralanarak burada muhafaza edildiğini belirterek ziynet eşyalarının iadesini talep ve dava etmiş, davacı kadın vekili talebini açıkladığı dileçesiyle; kolye, küpe, bileklikten oluşan 1 adet altın takı seti (3.900 TL), 15 adet 24 ayar altın burma bilezik (45.000 TL), 2 adet 18 ayar altın bilezik (2.000 TL), 1 adet 18 ayar altın kolye (500 TL), 1 adet 18 ayar altın bileklik (700 TL), 27 adet küçük altın (4.050 TL) niteliğindeki ziynet eşyaları ve 4.680 TL nakit para yönünden bedel talebini 57.230 TL olarak açıklamış, davacı kadın vekili 06/09/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle; düğün borçlarını kapatmak ve düğünden üç...
Davalı karşı davacıya takılan ziynet eşyalarının, nitelik, cins ve miktarları, alınan bilirkişi raporu ve fotoğraflarla ispat edilmiş, davacı karşı davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edildiği hususu ise davalı karşı davacı tanık beyanları ile ispat edilmiştir. Bu durumda ispat yükü davacı karşı davalıda olup, davacı karşı davalı, ziynet eşyalarının kendisine hibe edildiğini ispat etmek külfetine girecektir. Davacı karşı davalı ise, bir kısım ziynet eşyalarının kadının rızası ile tasarrufta bulunulduğunu iddia etmiş, bir kısım ziynet eşyalarının ise halen davalı karşı davacı kadının uhdesinde olduğunu bildirmiştir. Kadının rızası ile bozdurulduğunu bildirdiği ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kendisine verildiğini, kadın tarafından hibe edildiğini iddia etmemiştir....
Başka bir anlatımla ziynet eşyalarının karşı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır. Somut olayda; dinlenen tanık beyanları ve dosyada mevcut diğer deliller ile davaya konu ve kabulüne karar verilen ziynet eşyalarının varlığının, yine ziynet eşyalarının ve takı parasının davalı tarafından davacının elinden alındığı ve iade edilmediği vakıasının ispatlandığı, ziynetlerin ve takı parasının davalıya iade edilmemek üzere verildiğinin ispatlanamadığı, bu haliyle ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen kararının isabetli olduğu, ancak iadesi kabul edilen ziynetlerin bedellerinin hükümde tek tek gösterilmediği anlaşılmıştır....
Buna göre 18/12/2019 tarihli bilirkişi raporu ile kadına takıldığı tespit edilen ziynet eşyalarının erkek tarafından bozdurulduğu, takı parasının alındığı, ziynetlerin veya bedellerinin ve takı parasının daha sonra davalı erkek tarafından iade edilmediğinin davacı kadın tarafından ispatlandığı, davacı vekili tarafından 18/12/2019 tarihli bilirkişi raporu ile rapor edilen ziynet eşyalarının tamamının bedeli ve takı parası alacağı olan 74.005 TL üzerinden davanın ıslah edildiği anlaşılmış olup, davacı kadının ziynet eşyalarının iadesi ve takı parası alacağı davasının tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiği halde, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiştir....
Tüm dosya kapsamı ve istinaf talebi değerlendirildiğinde; davacı kadının talebi TMK.nun 226/1.maddesine dayalı kişisel eşya (ziynet eşyası) alacağı olup, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. (6.Hukuk Dairesi 09.05.2011 tarih ve 2011/1701- 6067, 6. Hukuk Dairesi 06.03.2012 tarih ve 2012/333- 3494, 3. Hukuk Dairesi 13.03.2013 tarih ve 2013/3318- 4289) Bu halde, kural olarak, davacı kadın ziynet eşyalarının varlığını ve evden ayrılırken davalıda kaldığını ispatlamak zorundadır....