Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde, talep edilen ziynet eşyalarının, nitelik ve niceliklerinin ne olduğunun açık olarak belirtilmemiş olduğunu, ziynet eşyalarının miktar olarak gerçeği yansıtmadığını, müvekkilin davacıya takılan altınlara dokunmadığını, taraflar arasındaki Gebze 2. Aile Mahkemesi'nin 2016/976 E. sayılı dosyasında yürütülmekte olan boşanma dava dosyası incelendiğinde davacı kadının bütün eşyalarını bavullara doldurarak boşanma niyetiyle evden ayrıldığını, ziynet eşyalarının kolay taşınabilir olduğunu, bütün eşyalarını almışken ziynetleri bırakmayacağını, davacı tarafın davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacının ispat edilemeyen davasının reddine karar verilmiştir....

Başka bir anlatımla ziynet eşyalarının karşı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır. Somut olayda; dinlenen tanık beyanları ve dosyada mevcut diğer deliller ile davaya konu ve kabulüne karar verilen ziynet eşyalarının varlığının, yine ziynet eşyalarının ve takı parasının davalı tarafından davacının elinden alındığı ve iade edilmediği vakıasının ispatlandığı, ziynetlerin ve takı parasının davalıya iade edilmemek üzere verildiğinin ispatlanamadığı, bu haliyle ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen kararının isabetli olduğu, ancak iadesi kabul edilen ziynetlerin bedellerinin hükümde tek tek gösterilmediği anlaşılmıştır....

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadının boşanma davası ile birlikte açtığı ziynet eşyalarının iadesi davası boşanma dava dosyasından tefrik edilerek yukarıda yazılı esasa kaydedilmiş olup, davacı kadın vekili 23/06/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; düğün yapıldıktan sonra düğün masraflarını karşılamak için takıların bozdurulduğunu ve harcandığını, kalan kısmın ise bankadan kasa kiralanarak burada muhafaza edildiğini belirterek ziynet eşyalarının iadesini talep ve dava etmiş, davacı kadın vekili talebini açıkladığı dileçesiyle; kolye, küpe, bileklikten oluşan 1 adet altın takı seti (3.900 TL), 15 adet 24 ayar altın burma bilezik (45.000 TL), 2 adet 18 ayar altın bilezik (2.000 TL), 1 adet 18 ayar altın kolye (500 TL), 1 adet 18 ayar altın bileklik (700 TL), 27 adet küçük altın (4.050 TL) niteliğindeki ziynet eşyaları ve 4.680 TL nakit para yönünden bedel talebini 57.230 TL olarak açıklamış, davacı kadın vekili 06/09/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle; düğün borçlarını kapatmak ve düğünden üç...

Buna göre 18/12/2019 tarihli bilirkişi raporu ile kadına takıldığı tespit edilen ziynet eşyalarının erkek tarafından bozdurulduğu, takı parasının alındığı, ziynetlerin veya bedellerinin ve takı parasının daha sonra davalı erkek tarafından iade edilmediğinin davacı kadın tarafından ispatlandığı, davacı vekili tarafından 18/12/2019 tarihli bilirkişi raporu ile rapor edilen ziynet eşyalarının tamamının bedeli ve takı parası alacağı olan 74.005 TL üzerinden davanın ıslah edildiği anlaşılmış olup, davacı kadının ziynet eşyalarının iadesi ve takı parası alacağı davasının tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiği halde, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, tazminat taleplerinin reddi ve ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadın, davaya konu ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep etmiştir....

    Davalı karşı davacıya takılan ziynet eşyalarının, nitelik, cins ve miktarları, alınan bilirkişi raporu ve fotoğraflarla ispat edilmiş, davacı karşı davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edildiği hususu ise davalı karşı davacı tanık beyanları ile ispat edilmiştir. Bu durumda ispat yükü davacı karşı davalıda olup, davacı karşı davalı, ziynet eşyalarının kendisine hibe edildiğini ispat etmek külfetine girecektir. Davacı karşı davalı ise, bir kısım ziynet eşyalarının kadının rızası ile tasarrufta bulunulduğunu iddia etmiş, bir kısım ziynet eşyalarının ise halen davalı karşı davacı kadının uhdesinde olduğunu bildirmiştir. Kadının rızası ile bozdurulduğunu bildirdiği ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kendisine verildiğini, kadın tarafından hibe edildiğini iddia etmemiştir....

    Tüm dosya kapsamı ve istinaf talebi değerlendirildiğinde; davacı kadının talebi TMK.nun 226/1.maddesine dayalı kişisel eşya (ziynet eşyası) alacağı olup, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. (6.Hukuk Dairesi 09.05.2011 tarih ve 2011/1701- 6067, 6. Hukuk Dairesi 06.03.2012 tarih ve 2012/333- 3494, 3. Hukuk Dairesi 13.03.2013 tarih ve 2013/3318- 4289) Bu halde, kural olarak, davacı kadın ziynet eşyalarının varlığını ve evden ayrılırken davalıda kaldığını ispatlamak zorundadır....

    Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-davalı kadın dava açmakta haklıdır. Davacı-davalı kadının boşanma davasının da kabulü gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır. 2-Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde 15 adet bilezik, 30 adet çeyrek altın ve 1 adet takı setinden oluşan ziynet eşyalarının 20.000.-TL bedelini talep etmiştir. Tefhim edilen kısa kararda ve hükümde bilirkişi raporunda belirtilen 14.642,00 TL ziynet bedelinin davalı-davacı erkekten tahsili ile davacı-davalı kadına ödenmesine şeklinde hüküm kurulmuştur. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan ziynet bedeline nasıl ulaşıldığı kabul edilen ziynetlerin cins nitelik, miktar ve değerleri denetime elverişli olacak şekilde gösterilmemiştir....

      DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyalarının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi ikinci hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı erkek tarafından, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, velayet ve ziynet eşyalarının iadesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 154.30 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi...

        Davalı birleşen dosya davacısı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın iddia ve beyanlarını kabul etmediklerini, kusurlu olan tarafın davacı taraf olduğunu, zira müvekkilinin rutin kontrolleri için Almanya'ya uğurladıktan sonra arkasından boşanmak isteğini dile getirdiğini, eşyaları taşıdığını, evin kilidini değiştirdiğini, ziynet eşyalarının da davacı tarafça bu şekilde alındığını, müvekkilinin çocuk yapamama gibi bir rahatsızlığının söz konusu olmadığını, özellikle müvekkilinin çocuk sahibi olmak istemesine karşı davacının bundan kaçındığını ve geçimsizliğe yol açtığını, tarafların TMK 166 maddesi uyarınca boşanmalarına, 250.000,00 TL maddi, 250.000,00 TL manevi tazminat ile aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ziynet eşyaları, mobilya ve çeyiz eşyalarının toplam bedeli olan 31.000,00 TL'nin öncelikle ziynet eşyalarının ev eşyalarının çeyiz eşyalarının aynen iadesine karar verilmesini ve dava tarihinden itibaren fazi yürütülmesini talep etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu