Belediyesi lehine 15.04.1997 tarihli 204.750.000,00ETL (204.75TL) miktarlı "0" dereceli ve "0" faizli 1 yıl süreli ipotek bulunduğunu, davacının ipotek bedelini kanuni faizi ile birlikte İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2014/1360 Esas sayılı dosyasına yatırdığını, ancak bu bedelin davalı tarafından alınmadığını ve ipoteğin kaldırılmadığını belirterek, taşınmaz kaydındaki ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili, davacının ipotek bedelini faizi ile birlikte icra dairesine yatırmış olduğunu, ancak İcra ve İflas Kanununun 153. maddesine dayanarak yatırılmış olan ipotek bedeli tahsil edilerek ipoteğin fekkinin istenemeyeceğini, davacıya fazla hisse verildiğini belirterek, güncel arsa bedelinin belirlenmesini ve gerekli işlemlerin yapılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Hükme esas alınan 25.04.2016 günlü bilirkişi raporunda 3.000.000,00 ETL ipotek bedelinin mevduat faizi dikkate alınarak yapılan güncellemesinde dava tarihinde 27,42 TL miktara ulaştığı saptanmıştır. Ancak, taşınmazda karz ipoteği veya üst sınır ipoteği dışında TMK'nın 893. maddesinde tanımlanan kanuni ipotek tesis edilerek taşınmazın ödenmeyen satış bedeli teminat altına alınmıştır. Bu nedenle, öncelikle taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri keşfen saptanmalı, belirlenen ipotek bedelinin depo edilmesi için davacıya süre verilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Davacı verilen uygun bir süre içerisinde bedeli depo ettiğinde ipoteğin fekkine, aksi halde davanın reddine karar verilmelidir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
Somut olaya gelince; davalı yararına 02.08.1993 tarihinde tesis edilen kanuni ipotek, 2.900.000 TL bedellidir. İpoteğin, imar uygulaması sebebiyle davalının maliki olduğu taşınmazdan bir miktarın davacı taşınmazına ilavesi zaruretinden kaynaklandığı görülmektedir. O yüzden, imar uygulama cetvellerinden davalı taşınmazından kaç m2 yer alındığı tespit edilerek, kanuni ipotek bedelinin alınan bu miktarın taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerekir. Zira, kanuni ipotekler tarafların serbest iradeleriyle değil, kanundan kaynaklanan bazı zorunlu durumlar sebebiyle tesis edilir....
O yüzden, imar uygulama cetvellerinden davalı taşınmazından kaç m2 yer alındığı tespit edilerek, kanuni ipotek bedelinin, alınan bu miktar taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerekir. Zira, kanuni ipotekler tarafların serbest iradeleriyle değil, kanundan kaynaklanan bazı zorunlu durumlar sebebiyle tesis edilir....
Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; bilirkişinin iki farklı yöntemle farklı değerler bulduğunu, davacı tarafın bilirkişinin ikinci yönteminin doğru olduğuna kanaat getirerek icra dosyasına 25 kuruş depo ettiğini, taraflarınca itiraz edildiğini, ipoteğin kanuni ipotek olduğunu, ipotek bedelinin rayiç bedel üzerinden hesaplanması gerektiğini söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Somut olayda, icra müdürlüğünce ipotek lehtarlarına, İİK.'nun 153.maddesine göre muhtıraların tebliğ edildiği, kendisine gönderilen muhtıraya karşı süresi içerisinde ipotek alacaklısı T3 vekilinin müvekkili tarafından ipoteğin bedelinin güncellenmesi amacıyla dava ikame etmiş olduklarından itirazlarının bulunduğunu bildirir dilekçe sunduğu, mezkur davanın görüldüğü Bakırköy 10....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.07.2010 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 226 ada 12 numaralı parselin imar uygulamasına tabi tutulduğunu, bu uygulama sırasında kanuni ipotek tesis edildiğini, ipotek bedelini ödemeye hazır olduğunu belirterek ipotek şerhinin terkinine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, ipotek bedelinin ödenmesi koşuluyla davacının talebinin değerlendirilmesi gerektiğini beyan etmişlerdir....
Somut olaya gelince; davalılar yararına 18.10.1991 tarihinde tesis edilen kanuni ipotek 2.616.000,00 ETL bedellidir. İpoteğin, imar uygulaması sebebiyle davalının maliki olduğu taşınmazdan bir miktarın davacı taşınmazına ilavesi zaruretinden kaynaklandığı görülmektedir. O yüzden, imar uygulama cetvellerinden davalı taşınmazından kaç m2 yer alındığı tespit edilerek, kanuni ipotek bedelinin alınan bu miktarın taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerekir. Zira, kanuni ipotekler tarafların serbest iradeleriyle değil, kanundan kaynaklanan bazı zorunlu durumlar sebebiyle tesis edilir. Mahkemece öncelikle, HMK'nın 266. maddesi hükmü gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılarak ve imar uygulama cetvelleri incelenerek, davalı ...'in taşınmazından imar uygulaması sebebiyle ne miktar yer alındığı tespit edilmeli, gerekirse keşif de yapılarak bu miktarın dava tarihindeki rayiç değeri bilirkişilere hesaplattırmalıdır....
Davacı vekilinin hükmedilen bedele yönelik temyiz itirazlarına gelince; Somut olayda, 25.02.1999 tarihli ve 472 yevmiye no.lu işlemle satıcı (davacı) ... lehine kurulan ipotek, kesin borç (karz) ipoteği değildir. Bilindiği üzere, 4721 sayılı TMK’nın 893. maddesinde; "Aşağıdaki alacaklılar, kanunî ipotek hakkının tescilini isteyebilirler: 1. Satıştan doğan alacağı için satılan taşınmaz üzerinde satıcı," düzenlemesine yer verilmiş olup, eldeki davada satıcı lehine tesis edilen ipoteğin kanuni ipotek olduğu ortadadır....
Davalı ..., imar uygulaması sonucu konulan ipoteğin bedelinin ödendiğinde kaldırılmasına itirazının bulunmadığını söylemiş, diğer davalılar savunma yapmamışlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalılar temyiz etmiştir. Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Somut olayda, davacıya ait 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydından “(B), ipotek: 06.11.1991 tarihli, birinci dereceden, 9YKrş. bedelli faizsiz ve (C), ipotek: 06.11.1991 tarihli, birinci dereceden, 76,50 YKrş. bedelli faizsiz davalılar yararına” kanuni ipotek şerhi bulunduğu anlaşılmaktadır. İmar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek hüküm kurulması gerekir....
Kabule göre de; HUMK.nun 74. maddesindeki taleple bağlılık kuralı dışına çıkılarak artırılan ipotek bedelinin tahsili istemi olmadığı halde tahsil hükmü kurulması, ipotek bedelinin tahsil hükmü kurularak alacaklısına ödeme yapıldığı halde ipoteğin terkin edilmemesi de yanlıştır. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 10.04.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....