Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

    Yapılan incelemede; dava konusu taşınmaza kaldırım yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı iddia edildiğine göre, mahallinde keşif yapılarak davalı idare tarafından fiilen el atılıp atılmadığı belirlenip, fiili el koyma olgusunun varlığının tespit edilmesi halinde TC Anayasası' nın 13, 35 ve 46. maddelerine göre mülkiyet hakkının özüne dokunulmaksızın ancak yasalarla sınırlandırılabileceğine ilişkin düzenlemeleri dikkate alınarak kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeline hükmedilmesi gerekirken, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunun 7/g ve İmar Kanunun 34/4 maddeleri çerçevesinde değerlendirilerek payzaj projesi kapsamında kaldırım düzenlemesinin yasal sınırlar içinde yapıldığından mülkiyet hakkının kısıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

      arttırılmak üzere kamulaştırmasız el koyma karşılığı olan 100 TL taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacı müvekkillere verilmesini veya, ilgili idare tarafından el atılan kısım sonrası taşınmazda arta kalan kısım; müvekkillerinin kullanımına fayda sağlamayacak ise tüm taşınmaz bedelinin tespit edilecek değerinin HMK 107/2 gereği tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere kamulaştırmasız el koyma karşılığı olan 100 TL taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacı müvekkillere verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Mahkemenin görevsizliğine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece uyuşmazlığın idarenin işleminden kaynaklandığından bahisle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 16.05.1956 gün 1/6 sayılı içtihadı Birleştirme Kararına göre kamulaştırmasız olarak taşınmazına el konulan şahıs ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine el koymanın önlenmesi davası açabileceği gibi bu eylemli duruma razı olduğu takdirde taşınmazın değerinin tahsili davası da açabilir....

        Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....

          Davalının haksız el atmasının mevcut olduğu belirlenmiştir. Bu haliyle davalının eylemi, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve mülkiyet hakkını sınırlandıran bir niteliğe sahiptir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleşmesinin sonucu olarak, davalının hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı sınırlanan taşınmaz mal sahibi davacı, kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda el koyma bedelini talep edebilecektir. Davalının el koyma bedelini davacıya ödemesi gerektiği yönünde mahkememizde vicdani kanaat oluşmuştur. Davalı idare cevap dilekçesinde özetle ; Dosya arasında bulunan tapu kayıtları ve Araban Belediye Başkanlığı’nın yazı cevaplarına göre dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde olduğu anlaşılmış olup, bilirkişi raporunda arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir yöntemine göre değer biçilerek hesaplama yapıldığı görülmüştür....

          Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16/05/1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nun 15/12/2010 gün ve 2010/5- 662/651 kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....

          6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretinin nispi olarak uygulanması gerekmektedir....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/01/2018 NUMARASI : 2017/278 ESAS - 2018/41 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırmasız El Koymadan Kaynaklanan Tazminat KARAR : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARINI ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu Van ili, Tuşba ilçesi, Kalecik Mahallesi 601 parsel sayılı taşınmazına davalının kamulaştırmasız el attığını, enerji nakil hattı geçirmeye başladığını belirterek 3.000,00 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının el atma tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıya yüksek bedel teklif edildiği halde kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunduğu anlaşılmıştır....

            Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....

              UYAP Entegrasyonu