Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma ve eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1- 120- 96 sayılı kararı) Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir....
Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, bilindiği ve gerek öğretide, gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat ve ecrimisil isteğine ilişkindir. 1- Davalı İdarenin istinaf incelemesinde: 16.5.1956 gün 1/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, usulü dairesinde verilmiş bir kamulaştırma kararı olmadan ve bedeli ödenmeden taşınmazına el konulan kimse, ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, değer karşılığının verilmesini de isteyebilir. Kamulaştırmasız el koyma nedeniyle taşınmaz bedeli veya tazminat ya da ecrimisil davası açılması halinde davacının iddiasının araştırılması bilirkişi incelemesine bağlıdır. Bilirkişilerin taşınmazın değerinin tespitine ilişkin değer biçme esaslarını düzenleyen herhangi bir yasal düzenleme mevcut değildir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda tazminatı gerektirecek kötüniyet veya haksız işgal durumunun söz konusu olmadığını, Elektrik enerjisine duyulan ihtiyaç ile kamunun üstün nitelikte bir yararı bulunduğunu, haksız işgal tazminatı talebine bağlı olarak açılacak ecrimisil davalarının 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda tazminatı gerektirecek kötüniyet veya haksız işgal durumunun söz konusu olmadığını, Elektrik enerjisine duyulan ihtiyaç ile kamunun üstün nitelikte bir yararı bulunduğunu, haksız işgal tazminatı talebine bağlı olarak açılacak ecrimisil davalarının 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda tazminatı gerektirecek kötüniyet veya haksız işgal durumunun söz konusu olmadığını, Elektrik enerjisine duyulan ihtiyaç ile kamunun üstün nitelikte bir yararı bulunduğunu, haksız işgal tazminatı talebine bağlı olarak açılacak ecrimisil davalarının 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/238 ESAS 2022/57 KARAR DAVA KONUSU : Haksız İşgal Tazminatı (Ecrimisil) KARAR : İzmir 6....
davacılara ödenmesine, taşınmazın haksız şekilde işgal edilmesi nedeniyle, işgal tarihinden itibaren her yıl bir dönem kabul edilmek suretiyle, her dönem için ecrimisil tazminatı ile bu tazminatın her dönem sonundan dava tarihine kadar işleyecek yasal faizinin ayrı ayrı hesaplanarak davacılara ödenmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/09/2020 NUMARASI : 2019/28 ESAS 2020/166 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle) KARAR : Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin Antalya ili, Muratpaşa ilçesi, T4 ada, 9 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduklarını, parselin bulunduğu yerde 17/05/1997 tarihinde imar yapıldığını, imar planı yapıldıktan sonra kamulaştırma yapılmaksızın pazar yeri yapıldığını, dava konusu taşınmazın şehir merkezinde bulunduğu ve her türlü belediye hizmetinden yararlandığını, davalı idare tarafından fiilen el atılması nedeniyle taşınmazın kullanılmadığını ve arsadan faydalanılamadığını, idarenin hukuka aykırı eylemi nedeniyle kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda davaya konu taşınmazın piyasa rayiç bedelinin ve geriye dönük 5 yıllık ecrimisil bedelinin müvekkillerine ayrı ayrı ödenmesini, Antalya ili, Muratpaşa ilçesi, T4 ada, 9 parselde müvekkilleri hissedarlara...
Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir....