"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak...16768 ada 2 parsel sayılı taşınmaz bedelinin ve ecrimisil alacağının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, kamulaştırmasız al atma nedeniyle tazminat ve ecrimisil istemine ilişkin olup, mahkemece dava konusu taşınmaza pazar yeri olarak el atmanın dava tarihinden önce sonlandırıldığı ve pazar yeri olarak kullanımı engelleyen tedbirlerin de alındığı gerekçesi ile tazminat davasının reddine, ecrimisil isteminin kabulüne karar verilmiştir....
Bu durumda, davalı idare tarafından Kamulaştırma Kanunu hükümleri uyarınca acele el koyma kararı alındığı ve kamulaştırma yapılmasına ilişkin kararın geri alınmaması ile davalı idarenin acele el koyma kararı doğrultusunda dava konusu taşınmaza her an el atma hukuki hak ve yetkisine sahip olması karşısında, kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği anlaşılmıştır . Dava, kamulaştırmasız el atılarak üzerine enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davası ile birleştirilen 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Asıl dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava yönünden kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat birleştirilen dava ise 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir....
İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır. Bu itibarla taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmamış (olsa bile)... makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olup, taşınmazın aynına ilişkin bu davaya bakmak Adli Yargının görevidir...."...
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/09/2020 NUMARASI : 2019/60 2020/222 DAVA KONUSU : Tazminat (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle) KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Müvekkilinin Tekirdağ İli,Çorlu İlçesi, Kazımiye Mahallesi, 719 Ada 162 parsel sayılı taşınmaz maliki olduğunu, davalı idarece dava konusu taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol geçirmek suretiyle fiilen el atıldığını öne sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava konusu taşınmazın yol olan kısmının davalı kurum adına tescili ile taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümleri kıyasen uygulanarak tespit edilecek değerin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere kamulaştırmasız el atma karşılığı şimdilik 10.000 TL. bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek Anayasanın 46.maddesi uyarınca kamu alacakları için uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, ... İli Merkez İlçesi Meydan Mahallesi 470 ada 92 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü. Kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Her bir davacının hissesine düşen bedel karar tarihi itibariyle 2.080,00 TL.sını geçmemektedir....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
maddesinin yürürlük tarihi olan 30.06.2010 tarihinden sonraki bir tarih olduğundan yasa kapsamında ise de ilama konu fiilen el koyma tarihinin 04.11.1983 tarihinden öncesine ait olup olmadığı anlaşılamamaktadır. 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi 04.11.1983 tarihinden itibaren onbeş yıl süreyle kamulaştırmasız el koyma işlemleri dolayısıyla tazminat ilamlarının icrasında idarenin mal, hak ve alacaklarının haczi yasağı uzatılmış ise de anılan hüküm bozma kararından sonra Anayasa Mahkemesince iptal edilmekle; iptal kararının davanın her aşamasında kendiliğinden göz önüne alınması gereklidir. Söz konusu Geçici 6. madde hükmü 04.11.1983 tarihinden önceki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine uygulanacağı için, mahkemece idarenin fiilen taşınmaza el koyma tarihinin araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Şu hâle göre direnme kararının yukarıda yazılan değişik gerekçeyle bozulması gerekir....