Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nın 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır. 16/11/2022 tarihinde kabul edilen 7421 sayılı kanunun 3....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: -K A R A R- 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 14/3. maddesi uyarınca kamulaştırma davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 5219 sayılı Kanunla değişik HUMK’un 427. maddesi uyarınca, 4.270,00-TL'den az olan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin hükümler kesindir. Bu nedenle taraf vekillerinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 12/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK’nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....

      Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dilekçesinde, davacılara ait arsa niteliğindeki taşınmaza....nun fiilen el koyduğunu ve halen bu durumun devam ettiğini, davalı kurumun uzun süre önce söz konusu taşınmaza el koyarak eğitim alanı olarak kamunun kullanımına açtığını, herhangi bir kamulaştırma işlemi olmaksızın yapılan bu el koymaya davalıların rızası bulunmadığını, taşınmazdaki mülkiyet hakkına yapılan kalıcı tecavüz nedeniyle kullanılmadığını kullanılmasının da imkansız hale geldiğini, taşınmazın geriye dönülmez bir biçimde kamu hizmetine özgülendiğini, usule uygun bir kamulaştırma işlemi de söz konusu olmadığını, davalı kurumun haksız eyleminin kamulaştırmasız el koyma niteliğinde olduğunu, kamulaştırmasız el koymadan dolayı müvekkillerinin uğradığı zarar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL nin fiili el atma tarihinden itibaren...

        Bu durumda, davalı idare tarafından Kamulaştırma Kanunu hükümleri uyarınca acele el koyma kararı alındığı ve kamulaştırma yapılmasına ilişkin kararın geri alınmaması ile davalı idarenin acele el koyma kararı doğrultusunda dava konusu taşınmaza her an el atma hukuki hak ve yetkisine sahip olması karşısında, kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği anlaşılmıştır ....

        Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin ecrimisile yönelik olarak kararın kesin olması nedeniyle HMK’nın 352. maddesi gereğince ecrimisil yönünden usulden reddine, kamulaştırmasız el koyma bedeline yönelik itirazlar yönünden HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davacılar vekilince yapılan istinaf başvurusunun ise kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kalıdırılmak suretiyle esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı; davalı idare vekilince yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 5....

          tarihinden sonra el koyan davalı idarenin tasarrufundan tamamen bağımsız olarak imara geçmesi veya el koyan idare dışında gelişen olaylar nedeniyle hukuken arsa vasfını kazanması halinde, nasıl ki el konulmayan taşınmazda kamulaştırma yapılması veya el konulması halinde bu taşınmaz arsa olarak değerlendirilecekse ve daha önce taşınmaza haksız el koyan idare hala bu taşınmazı yasaya aykırı olarak elinde tuttuğuna ve her yeni gün kamulaştırma hukuku bakımından yeni bir kamulaştırmasız el koyma niteliğinde olduğuna göre arazi olarak el konulan taşınmaza da artık arsa olarak değer biçilmesi gerekmektedir....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/224 Esas, 2022/261 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1- b/2 maddesi gereğince DÜZELTİLMESİNE, II) 1- Davanın KABULÜ ile, Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tespit edilen 32.370,02- TL toplam kamulaştırmasız el atma tazminatı bedelinden Nizip 1....

          - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olup birleştirilen dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırılan taşınmaz bedelinin tespiti ve idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, birleştirilen kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının kabulüne, asıl dava olan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkin davanın konusu kalmadığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Arsa niteliğindeki Pamukova Mahallesi 1538 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

            Ancak; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretinin nispi olarak uygulanması gerekmekte olup, temyiz edenin sıfatı da dikkate alınarak nispi harç yerine maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru değil ise de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. maddesinin tamamen hükümden çıkarılarak yerine "Kamulaştırmasız el atma tazminatı yönünden alınması gerekli 8.498,45 TL ile ecrimisil yönünden alınması gereken 290,59 TL nispi harcın peşin alınan 148,50 TL ve ıslah ile alınan 2.197,30 TL toplamı 2.345,80 TL den mahsubu ile bakiye 6.443,24...

              UYAP Entegrasyonu