Hukuk Dairesi Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davalı idare vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı idare vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce ecrimisile yönelik olarak kararın kesin olması nedeniyle usulden reddine, kamulaştırmasız el koyma bedeli yönelik olarak ise esastan reddine karar verilmiş olup, hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....
Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6 ncı maddesi hükmü, 4.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanır” denilmiştir....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun ....05.1956 gün ve .../... sayılı kararı ile HGK.nun ........2010 gün ve 2010/...-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun ....05.1956 gün ve .../... sayılı kararı ile HGK.nun ........2010 gün ve 2010/...-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak ... İli ... İlçesi ... Köyü 13 ada 18 parsel sayılı taşınmaza el koymanın önlenmesi, mümkün görülmez ise bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davacının uzlaşma yoluna gitmeden dava açtığı gerekçesiyle davanın usülden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu durumda; Yargıtay 5.HD.nin yerleşik hale gelen içtihadına göre, YİBK 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Dava kamulaştırmasız el atma tazminat davasıdır. Dosya kapsamından dava konusu taşınmazın 611,22 metrekarelik kısmına ilişkin davalı idarenin talebi ve 8.514,29 TL acele el koyma bedelinin depo edilmesi üzerine Ergani Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/03/2014 gün ve 2013/370 esas 2014/349 karar sayılı kararı acele el koyma kararı verildiği, akabinde davalı idare tarafından kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmadığı, davacı tarafından eldeki davanın ikame edilmesini müteakip ilk derece mahkemesince dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin 15.257,27 TL olarak tespit edildiği ve taleple bağlı kalınarak acele el koyma gereği ödenen bedelin mahsubu ile 1.485,71 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davacı adına olan tapusunun iptali ile davalı adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK.'...
Arsalarda ecrimisile hükmedilmesi için davacının taşınmazın el atılan bölümünü fiilen kullanması nedeniyle menfaat temin ediyor olması, diğer bir deyişle gelir elde etmesi ve el koyma nedeni ile bu gelirden mahrum kalması gerekir. Gelir elde edilmemesi durumunda ise ecrimisile hükmedilemez....
Arsalarda ecrimisile hükmedilmesi için davacının taşınmazın el atılan bölümünü fiilen kullanması nedeniyle menfaat temin ediyor olması, diğer bir deyişle gelir elde etmesi ve el koyma nedeni ile bu gelirden mahrum kalması gerekir. Gelir elde edilmemesi durumunda ise ecrimisile hükmedilemez....