Temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2) Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Kamulaştırmasız el atma davaları uygulamada sıklıkla karşılaşılan davalardan olmakla birlikte, yasa ile düzenlenmiş değildir. Bu konuya ilişkin tek yasal düzenleme olan 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 38. maddesi de 10.04.2003 tarih ve 2002/112 E. 2003/33 K.sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiştir. Uygulamada kamulaştırmasız el atma davaları; İ.B.K., H.G.K. ve Hukuk Dairelerinin içtihatlarıyla yön bulmaktadır. Konunun dairemizi ilgilendiren yönü ise, bu nevi davalarda hükmedilen tazminatların zamanında ödenmemesi halinde uygulanacak faizin ne tür ve oranda olması gerektiği noktasındadır. Zira kamulaştırma yasası gecikme faizini öngörmemektedir. Bu cümleden olmak üzere, H.G.K. kararları ve Dairemizin istikrar bulmuş içtihatlarında; "Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında uygulanan T.C....
Temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2) Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Kamulaştırmasız el atma davaları uygulamada sıklıkla karşılaşılan davalardan olmakla birlikte, yasa ile düzenlenmiş değildir. Bu konuya ilişkin tek yasal düzenleme olan 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 38. maddesi de 10.04.2003 tarih ve 2002/112 E. 2003/33 K.sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiştir. Uygulamada kamulaştırmasız el atma davaları; İ.B.K., H.G.K. ve Hukuk Dairelerinin içtihatlarıyla yön bulmaktadır. Konunun dairemizi ilgilendiren yönü ise, bu nevi davalarda hükmedilen tazminatların zamanında ödenmemesi halinde uygulanacak faizin ne tür ve oranda olması gerektiği noktasındadır. Zira kamulaştırma yasası gecikme faizini öngörmemektedir. Bu cümleden olmak üzere, H.G.K. kararları ve Dairemizin istikrar bulmuş içtihatlarında; "Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında uygulanan T.C....
Temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2) Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Kamulaştırmasız el atma davaları uygulamada sıklıkla karşılaşılan davalardan olmakla birlikte, yasa ile düzenlenmiş değildir. Bu konuya ilişkin tek yasal düzenleme olan 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 38. maddesi de 10.04.2003 tarih ve 2002/112 E. 2003/33 K.sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiştir. Uygulamada kamulaştırmasız el atma davaları; İ.B.K., H.G.K. ve Hukuk Dairelerinin içtihatlarıyla yön bulmaktadır. Konunun dairemizi ilgilendiren yönü ise, bu nevi davalarda hükmedilen tazminatların zamanında ödenmemesi halinde uygulanacak faizin ne tür ve oranda olması gerektiği noktasındadır. Zira kamulaştırma yasası gecikme faizini öngörmemektedir. Bu cümleden olmak üzere, H.G.K. kararları ve Dairemizin istikrar bulmuş içtihatlarında; "Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında uygulanan T.C....
C- İSTİNAF BAŞVURUSUNDA GÖSTERİLEN NEDENLER : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözlü yargılamaya davet edilmediklerinden hükmün usulden kaldırılması gerektiğini, keşif kendilerine bildirilmediğinden savunma haklarının ihlal edildiğini, taşınmaza fiili el atma olmadığını, kamulaştırma planında kaldığından el atma olgusunun kabul edilemeyeceğini, taşınmazın 2.derece askeri yasak bölge olmasının değerlendirilmediğini, kapitalizasyon oranının %4 alınmasına ve mükerrer artışa neden olacak şekilde objektif değer artışı uygulanmasına itiraz ettiklerini, ağaç bedellerine yönelik hesaplamanın yanlış olduğunu, bilirkişi raporunun hüküm vermeye elverişli olmadığını, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. D-DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir....
Zira, taşınmaza elatma tarihinin 09.10.1956- 04.11.1983 tarihleri arasında olduğunun belirlenmesi halinde el atma tarihi itibarıyla, 04.11.1983 tarihinden sonra elatıldığının anlaşılması halinde ise, dava tarihi itibarıyla taşınmazın vasfının yani arsa mı, yoksa arazi mi olduğu belirlenerek, dava tarihi itibarıyla değerinin belirlenmesi gerekmektedir. Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılacak tazminat davalarında taşınmazın değerinin tespitinde Kamulaştırma Kanunu'nun değer biçmeye ilişin hükümleri kıyasen uygulanacaktır....
Bu itibarla ıslah edilen kısım yönünden de dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi de usul ve yasaya uygun olmuştur. e-Yine kamulaştırmasız el atma nedeni ile açılan tazminat ve tescil davalarında; el atma tarihinin 09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasında olması halinde maktu, el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olması halinde ise nispi vekalet ücreti ve nispi harca hükmedilmesi gerektiğinden nispi vekalet ücreti ve nispi harca hükmedilmesi doğrudur....
Zira, kamulaştırma kararı alınmadan veya kamulaştırma işlemlerini tamamlamadan taşınmaza el koyan idarenin haksız işgalci konumunda olacağı sabittir. Bununla birlikte, kamulaştırmasız elatma nedeniyle taşınmaz mal malikinin, idarenin bu fiili durumuna razı olup, bedeli mukabilinde taşınmazın mülkiyetini idareye devretme iradesini ortaya koyduğu, eş söyleyişle kamulaştırmasız el koyma karşılığının tahsili talebiyle dava açtığı tarihe kadar idarenin taşınmaza el atması haksız fiil niteliğindedir. Sonuç olarak kamulaştırmasız elatma nedeniyle mal sahibi, taşınmazın dava tarihindeki değerini isteyebileceği gibi, ecrimisil de isteyebilir. Ancak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasından sonraki dönem için ecrimisil istenemeyeceği kuşkusuzdur....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf sebepleri: 1- Davacı tarafından müvekkil kuruma karşı daha önce kamulaştırmasız el atma davası açmış olup, tapu kaydına 31/b şerhinin anılan davaya istinaden konulduğunu, kamulaştırmasız el atma davasının amaç ve sonuç itibariyle kamulaştırma davasıyla aynı nitelikte olduğunu, yasanın bu maddesinin kamulaştırmasız el atma davalarında da uygulanabileceğini, 2- Kamulaştırmasız el atma davalarında kurum lehine hükmedilen irtifak hakkının tescilinin davacıların taşınmaz mülkiyetini devri sebebiyle yapılamadığını, 4- Kamulaştırmasız el atma davalarında sundukları cevap dilekçelerinde "davalıdır" beyanı konulmasını talep etmelerine rağmen mahkemelerce bu taleplerinin dikkate alınmadığını, bunun yanında mahkeme kararlarının tapu müdürlüğüne ivedi bir şekilde gönderilmemesi veya gönderilse dahi tapu müdürlüğünün işlem yapmaması sebebiyle satış yapılması sonucunda tescil işlemlerinin yapılamadığını, 5- Yeni malikler aynı taşınmaz ve ENH hattı için...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf sebepleri: 1- Davacı tarafından müvekkil kuruma karşı daha önce kamulaştırmasız el atma davası açmış olup, tapu kaydına 31/b şerhinin anılan davaya istinaden konulduğunu, kamulaştırmasız el atma davasının amaç ve sonuç itibariyle kamulaştırma davasıyla aynı nitelikte olduğunu, yasanın bu maddesinin kamulaştırmasız el atma davalarında da uygulanabileceğini, 2- Kamulaştırmasız el atma davalarında kurum lehine hükmedilen irtifak hakkının tescilinin davacıların taşınmaz mülkiyetini devri sebebiyle yapılamadığını, 3- Kamulaştırmasız el atma davalarında sundukları cevap dilekçelerinde "davalıdır" beyanı konulmasını talep etmelerine rağmen mahkemelerce bu taleplerinin dikkate alınmadığını, bunun yanında mahkeme kararlarının tapu müdürlüğüne ivedi bir şekilde gönderilmemesi veya gönderilse dahi tapu müdürlüğünün işlem yapmaması sebebiyle satış yapılması sonucunda tescil işlemlerinin yapılamadığını, 4- Şerhin kaldırılması için müvekkil kuruma veya...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE ULAŞILAN KANAAT : Dava, kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın irtifak hakkı bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davacının dava konusu taşınmazda tam pay ile tapu maliki olduğu anlaşılmıştır. Kamulaştırmasız el atma davalarında 2942 sayılı kamulaştırma kanununun kamulaştırılan yerin bedelinin belirlenmesine ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. Davalı kurumun yazı cevabına göre dava konusu taşınmazdan 1975 yılında hattın geçirildiği ,bunun için kamulaştırma işleminin yapılmadığı tespit edilmiştir. Alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmaz üzerinde ENH bulunmakta olup , el atmanın gerçekleştiği sabittir.Bu hali ile 1983 yılı öncesinde gerçekleşen el atma nedeniyle dava konusu taşınmazın el atma tarihindeki vasfının mahkemece araştırılması ve bu vasfına göre dava tarihindeki değerinin tespitinin yapılmış olması doğrudur....