Kamulaştırmasız el koymada kaynaklı tazminat davası sonunda davanın kabulü ve kurum lehine irtifak hakkı tesis edilmesine ilişkin hükmün özeti hükmün tefhimi ile beraber Mahkemece tapu sicil müdürlüğüne gönderildiğinde tapu kaydına işlenecektir. Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası haksız fiilden kaynaklanan bir dava olup, bu davada davacıya verilen tazminat kamulaştırma bedeli değil, haksız el atmanın karşılığı olan tazminattır. Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin yerleşmiş uygulamalarına göre Kamulaştırma Kanununun yalnızca taşınmazlara değer biçilmesine ilişkin hükümleri kıyas yoluyla uygulanır. Ancak usulüne uygun bir kamulaştırma işlemi yapılması halinde uygulama olanağı olan yasanın 31/b maddesi bu tür davalarda kıyas yoluyla uygulanamaz....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/05/2022 NUMARASI : 2020/284 ESAS 2022/201 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat KARAR : İzmir 16....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu taşınmaza yol olarak el atıldığından kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat isteminde bulunmuş, temyiz dilekçesinde de taşınmaza yol olarak fiilen el atıldığını belirterek adli yargının görevli olduğunu iddia etmiş olmasına göre mahallinde yapılacak keşifle dava konusu taşınmaza fiilen el atılıp atılmadığı tespit edildikten sonra oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile dava konusu taşınmaza fiilen kamulaştırmasız el atmanın bulunmadığı, davanın imar kısıtlamalarından kaynaklandığı ve çözüm yerinin idari yargı olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Ancak, Anayasa'nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkının, hak sahibinin rızasına bakılmaksızın kamulaştırmasız el atma nedeniyle ihlali halinde, toplumun genel menfaatleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, mülkün gerçek değeriyle orantılı makul bir tazminat ödenmediği sürece, bir mülkten mahrum bırakılmanın genelde aşırı bir ihlal teşkil edeceği, yasal faiz oranında gecikme faizi ödenmesinin yeterli olmadığı görüşü gerek öğretide gerekse uygulamada ağırlık kazanmaya başlamıştır....
Ancak, Anayasa'nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkının, hak sahibinin rızasına bakılmaksızın kamulaştırmasız el atma nedeniyle ihlali halinde, toplumun genel menfaatleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, mülkün gerçek değeriyle orantılı makul bir tazminat ödenmediği sürece, bir mülkten mahrum bırakılmanın genelde aşırı bir ihlal teşkil edeceği, yasal faiz oranında gecikme faizi ödenmesinin yeterli olmadığı görüşü gerek öğretide gerekse uygulamada ağırlık kazanmaya başlamıştır....
Ancak, Anayasa'nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkının, hak sahibinin rızasına bakılmaksızın kamulaştırmasız el atma nedeniyle ihlali halinde, toplumun genel menfaatleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, mülkün gerçek değeriyle orantılı makul bir tazminat ödenmediği sürece, bir mülkten mahrum bırakılmanın genelde aşırı bir ihlal teşkil edeceği, yasal faiz oranında gecikme faizi ödenmesinin yeterli olmadığı görüşü gerek öğretide gerekse uygulamada ağırlık kazanmaya başlamıştır....
Ancak, Anayasa'nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkının, hak sahibinin rızasına bakılmaksızın kamulaştırmasız el atma nedeniyle ihlali halinde, toplumun genel menfaatleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, mülkün gerçek değeriyle orantılı makul bir tazminat ödenmediği sürece, bir mülkten mahrum bırakılmanın genelde aşırı bir ihlal teşkil edeceği, yasal faiz oranında gecikme faizi ödenmesinin yeterli olmadığı görüşü gerek öğretide gerekse uygulamada ağırlık kazanmaya başlamıştır....
İdare Mahkemesinin 11.06.2014 tarih 2013/1156 – 2014/706 sayılı kararı ile 12 nolu plan notunun şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olması nedeniyle idari işlemin iptaline karar verilmiş ise de tapuların eski haline döndürülmediği, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açılabilmesi için malik olunması veya mülkiyetin davacıya aidiyetinin tespiti kararının verilmiş olması gerektiği, davacı taraf karardan sonra Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/72 Esas sayılı ./.. dosyası ile ihya hukuki sebebine dayanılarak tapu iptali ve tescil davası açtığını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirtmekte ise de, davacı bu davayı kazanıp malik olduğunu ispatlaması halinde her zaman kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açmasının mümkün olduğu da gözetilerek, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Ancak; 1-Kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ile baraj gölü olarak terkinine karar verilmemesi, 2- Davacı ve karşılık davalı ....'in 12.02.2010 tarihli kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemli davasından sonra davalı-karşı davacı ... Genel Müdürlüğünün açtığı 18.08.2011 tarihli tapu iptal ve tescil davasının 5999 sayılı Yasa hükümleri ile Kamulaştırma Kanununun Anayasa Mahkemesince iptal edilen 38. Maddesinin yasal dayanağının kalmadığından reddine karar verilmesi gerekirken esas hakkında hüküm kurulması, 3- ... Genel Müdürlüğünün açmış olduğu davada davalı .... kendisini vekille temsil ettirdiğinden, lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve davacı idarenin yapmış olduğu yargılama masraflarının davacı idare üzerinde bırakılması, gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428....
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile kamulaştırmasız el atma nedeni ile ecrimisil ve tazminat taleplerini toplamda 12.350,35 TL olarak attırdıklarını beyan etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili idarenin dava konusu taşınmazı sahiplenme amacının bulunmadığını belirterek kamulaştırmasız el atmanın şartları oluşmadığından davanın reddini talep etmiştir....