Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

'nin münfesih olması ve SMK 26. maddesi uyarınca gayrifaal olması nedeniyle tescil edilmiş olan "..." markasının iptalinin gerektiğinin tespiti ile bu şirket üzerine kayıtlı ”...” markasına ilişkin koruma tescil kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 01/11/2021 tarihli dilekçesi ile: TPMK ve Ticaret Odasına ait yazı cevaplarında da belirtildiği üzere, markanın adına tescilli olduğu davalı...Tic.Ltd.Şti'nin münfesih olduğu, markanın tescil hakkının halen bu firma üzerine kayıtlı olduğu, şirketin tüzel kişiliğinin bulunmadığından dava dilekçesinin tebliği ve hasım olarak kabul edilmesine gerek olmadığını, markanın iptali şartlarının da oluşmuş olduğundan, haklı davanın kabulü için gereğinin yapılmasını talep etmiştir. Mahkememizce 23/11/2021 tarihinde:"...Ticaret Sicil kayıtlarından davalı...Ltd. Şti.' nin terkin edildiği anlaşılmakla, Davacı vekiline, davalı ...Tic. Ltd. Şti.'...

    TTK'nın şirketin tescil ve ilanı başlıklı 354. maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleriyle şirketi temsile yetkili kimselerin ad ve soyadları, unvanları, yerleşme yerleri ve vatandaşlıkları. tescile tabi olup, aynı Yasa'nın değişiklikler başlıklı 31. maddesi ise "Tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişiklik de tescil olunur." hükmünü haizdir. Açıklanan bu hükümler kapsamında davacı istifa iradesini ortaklığa bildirmesine rağmen bu husus tescil ve ilan edilmemiş olduğundan ve davanın tescil ve ilan istemesinde hukuki yararı bulunduğundan TTK'nın 354. ve 31. maddelerindeki tescilin zorunlu olduğuna dair amir hükümler gözetilerek, davacının davasının kabulü ile, davacının davacı şirketin yönetim kurulundan 28/10/2008 tarihi itibariyle istifa ettiğinin tespiti ile bu hususun ticaret sicil müdürlüğü nezdinde tescil ve ilanına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPUSUZ TAŞINMAZ TESCİLİ -KARAR- Dava, kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan yerin, tapu kaydına dayalı olarak tescil isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 16.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 11.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan davacı adına kayıtlı marka tescil belgeleri celp olunmuştur....

          Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79. ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti" söz konusu olmayacağından mahkemece bu husus gözetilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, tescil ilamı ile adına oluşan tapu kaydının kapsadığı alanın kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakıldığını, daha sonra bu yerin idari yoldan Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek, idari yoldan Hazine adına tescil edilen 109 ada 19 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının, tapusunun kapsamında kalan bölümüne ilişkin olarak iptali ile adına tescili isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece;"tarafların tüm delillerinin toplanması, keşif yapılması, tescil krokisinin uygulanması gerektiği" gerekçeleri ile bozulmuş, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ...'...

              Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.03.2014 gününde verilen dilekçe ile binanın tespiti ve temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK 724. maddeye dayalı temliken tescil ve aidiyetin tespiti talebine ilişkindir. Davacılar vekili, ... İli, ... İlçesi, 1029 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacılara ait 4 katlı bina bulunduğunu, binanın yaklaşık 20 yıl önce inşa edildiğini, davalıların imar uygulaması ile paydaş haline geldiklerini, binanın tespiti ile TMK 724.madde gereğince tapu kaydının iptali ile payları oranında davacılar adına tescilini talep etmiştir....

                Hukuk Dairesince karar verildiğini, tespit talebinde hukuki yararının bulunduğunu, arazisinin üzerindeki binalarını işgal edip ikamet edenlerin Boğazici Öngörünüm Belgesinde kalan binalarını tahrip edip zarar verenlerin ve arazisinden kira geliri elde edenlerin tespiti ve taşınmazların korunması için ikame edeceği davalar yönünden gelir tespitinin yerinde olduğunu belirterek Beykoz 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/14 D.iş sayılı dosyasından verilen kararın kaldırılmasını ve delil tespiti davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, delil tespiti istemine ilişkindir....

                Ancak; Her ne kadar dava Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca açılmış ise de; mahkemece geniş çaplı araştırma yapılarak, alınan bilirkişi raporları doğrultusunda karar verildiği gözetilerek, davanın 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayalı olarak açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası olarak nitelendirilmesi gerektiğinden; 1-Taşınmazın kamulaştırılan bölümündeki davalı payının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, acele el koyma kararı verilmesi, 2-Bedelin kamulaştırma yer bedeli olarak tespiti yerine, acele el koyma bedeli olarak gösterilmiş olması, 3-Mahkemece, bedel yönünden temyizi kabil, tescil yönünden kesin olarak karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, bedelin tahsili ve el koymaya ilişkin kararın kesin olarak verilmesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin çıkartılmasına, yerine...

                  Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79 ve 5510 sayılı Kanunun 86.maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacağından, belirtilen şekilde kayıt ve tescili, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı bulunmayan murisin tarım ... sigortalılığına hükmedilemeyeceğinden, ölüm aylığı talebinin de buna göre reddedilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                    UYAP Entegrasyonu