saklı kalmak üzere 300 TL olarak talep ettikleri munzam zarar alacaklarını ise 34.650 TL olarak davalıdan tahsili istenmiştir....
Davalı vekili, davacı aracı üzerinde rehin hakkı bulunan bankanın davaya muvafakati sağlanmadan davanın görülmeyeceğini ve aktif dava ehliyeti yokluğundan reddinin gerektiğini, aracın poliçe tanziminden önce kaza yapıp pert olduğunu, davacının aracı pert olarak aldığını ve tamir ettirmeden poliçe tanzimini sağladığını, aracın tek anahtarı ile satın alındığı iddiasının ve çalınma olayının inandırıcı olmadığını, davacının aracı pert olarak satın almış olması nedeniyle talep olunan tazminatın fahiş olduğunu, davacının munzam zarar talebinin de yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, 6098 sayılı TBK'nun 122. maddesine dayalı munzam zarar istemine ilişkindir. -------- sayılı kararında belirtildiği üzere munzam zararın ispatına ilişkin yükümlülük, bu zararın varlığını iddia een alacaklının üzerinde olup, alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlanması gerekir. Tüm dosya kapsamına göre davacı tarafından dava dilekçesinde kendi durumuna özgü şekilde açık ve somut olarak oluşan zarar olgusuna dair bir iddiada bulunulmadığı, davacının ispata yeter bir delil sunmadığı, ekonomik koşullar nedeniyle oluşan genel ve soyut hususlardan ziyade davacının geç ödeme nedeniyle kendisinin şahsen ve somut olarak uğradığı zarar olgusunu ileri sürüp ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
SAVUNMA: Davalı vekili; cevap dilekçesinde,------ dosyalarında alınan kararlar işbu dava için kesin hüküm niteliğinde olduğunu, davacının talebinin mümkün olmadığını, başvurunun dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmektedir. lll.İNCELEME ve GEREKÇE: Davacı dava dilekçesinde temerrüt faizi ile karşılanmayan munzam zarar talebinde bulunmuştur. Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir. Faizi aşan zararın ödenebilmesi için uğranılan zararın varlığı ile miktarının ispatlanması gerekir....
Leasing AŞ'den kira dönemi sonunda satın alınmak üzere kiralanan ve davalı tarafından sigortalanan biçerdöverin yanarak kullanılamaz hale geldiğini, yangının elektrik aksamından kaynaklandığının yetkili servis teknisyeni ve davalı tarafça yaptırılan tespit sonucu belirlendiğini, ihbara rağmen davalının zararı karşılamadığını, zarar giderilmediğinden müvekkilinin biçerdöverin çalışamaması sebebiyle munzam zararının da oluştuğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00 TL tazminatın hasar tarihinden işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli mevduata uyguladığı en yüksek avans faizi ve ticari makine olması nedeniyle bu sürede meydana gelen munzam zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır....
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. ---- zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır. ------ borçlunun temerrüdü ile alacaklının munzam zararı arasındaki illiyet bağının mevcudiyetidir....
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır. Dördüncü koşul ise borçlunun temerrüdü ile alacaklının munzam zararı arasındaki illiyet bağının mevcudiyetidir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin mümkün olmadığını, başvurunun dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmektedir. Davacı dava dilekçesinde temerrüt faizi ile karşılanmayan munzam zarar talebinde bulunmuştur.Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir. Faizi aşan zararın ödenebilmesi için uğranılan zararın varlığı ile miktarının ispatlanması gerekir. Bu açıklamalar ışığında davacının zararını somutlaştırarak zarar iddiasını ispat edecek delilleri ortaya koyması gerekir....
Ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, alacaklı yönünden aşkın zarar olarak nitelendirilemeyeceği gibi salt bu olguya dayanılması neticesinde zararın ispatına dair koşulun gerçekleştiği söylenemez. Zira burada zararın olgusunun, HMK’nın 194. maddesi kapsamında ispata elverişli bir şekilde somutlaştırılarak zarar iddiasının ispatı için gerekli tüm deliller ortaya konulmalıdır. (emsal Yargıtay 3. HD 10/03/2022 tarih 2022/691 Esas ve 2022/2136 Karar sayılı ilamı) Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince, geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı bir zarar bulunduğu ispat edilemediğinden davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olmamıştır....