Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır....
Bunun yanında temerrüt faizi, sözleşmeden doğan para borçlarının yanı sıra, sözleşme dışı hukukî ilişkiden kaynaklanan para borçlarında da uygulama alanı bulur ------- Munzam zarara ilişkin düzenleme TBK’nın 122. Maddesinde yapılmış olup, anılan madde “Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. ------borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır....
bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, munzam zarar istemine ilişkin olup mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek “davacının talep edebileceği 58,92 TL tutarında munzam zarar alacağı kalmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, munzam zarar istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde, 143.347,00 TL talep etmiş olup, mahkemece ilk kararda 61.724,43 TL hüküm altına alınmasına rağmen bu karar sadece davalı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkeme kararı, Dairemizce hesap yöntemi ve 818 sayılı BK'nın 43. maddesinin uygulanmaması nedeniyle davalı yararına bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporu ile munzam zarar 406.708,75 TL olarak belirlenmiş, mahkemece 818 sayılı yasanın 43. maddesi gereği de munzam zarardan %20 oranında indirim yapılmasına karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, munzam zarar alacağının tahsili talebi ile açılan belirsiz alacak davasıdır. Davalı yan süresi içerisinde ilk itiraz olarak ... Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin yetki itirazında bulunduğu görülmüştür. Uyuşmazlık, munzam zararın tahsili amacıyla açılan davada yetkili mahkemenin davacının mı yoksa davalının ikametgahı üzerinden mi belirlenmesi gerektiği hususundadır. Munzam zarara ilişkin TBK’nın 122. maddesinde, alacaklının temerrüt faizini aşan bir zararının olması halinde borçlunun hiçbir kusuru olmadığını ispatlamadığı sürece alacaklının bu zararını tazmin etmekle yükümlü olduğu belirtilmektedir. Buna göre munzam zarar, bir para borcunun ifasında temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı, borçlu borcunu ifada temerrüte düşmeseydi alacaklının malvarlığının kazanacağı değere bakılarak belirlenen bir zarardır. Bu haliyle asıl borçtan bağımsız yeni bir borçtur....
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır....
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır....
Davalı vekili; önceki dosyaya ilişkin davacının, davalılardan müştereken ve müteselsilen tapu iptal ve tescili, olmadığı takdirde alacak tahsili şeklindeki talebinin belirsiz, yargılamaya muhtaç ve likit alacak olmadığını, müvekkilinin hukuki yargılanma hakkını kullandığını, yargılamaya muhtaç hukuki uyuşmazlığın Mahkeme tarafından çözümünün gecikmesinin müvekkiline kusur olarak yüklenemeyeceğini, bu nedenle temerrüt oluşmadığını, munzam zarar belirlemesi yapılırken, alacaklının fiilen yaptığı iş ve faaliyet alanının, ileri sürülen zararın oluştuğuna ilişkin iddia ile somut olarak örtüşüp örtüşmediğinin, davacının geçmişte yaptığı tasarrufların, yatırımların, daha önceki ticari kazançlarının nasıl değerlendirildiğinin davacının kendine özgü somut durumuna bakılarak tespit edilmesi gerektiğini, soyut iddiaya göre hesaplama yapılamayacağını, davacının munzam zarar isteyebilmesi için öncelikle temerrüt faizini aşan zararının varlığını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet...
Zira, asıl davada (726.838.000) TL ile (2.647.500.000) TL., birleşen ilk davada da (2.301.000.000) TL., yani toplam (5.675.338.000) TL talep edilmişse de, asıl davada talep edilen faiz miktarı davalı tarafından ödenmekle asıl davanın konusu kalmamış, birleşen birinci davada da davacı vekilinin taleplerini açıkladığı 29.03.2002 tarihli dilekçesinde, talep edilen (2.301.000.000) TL'nin (1.571.465.000) TL'nin munzam zarar, bakiyesinin de aracının çalışamamasından kaynaklanan zarar olduğu belirtildiğinden ve aracın çalışamaması nedeniyle oluşan zarar talebi asıl davada reddedilip kesinleşmiş olmakla yeniden talep edilemeyeceğinden, davacının birleşen ikinci davada talep edilen (13.434.807.000) TL munzam zarar talebinin dışında, birleşen birinci davadaki munzam zarar talebi ancak (1.571.465.000) TL olmaktadır....
Zira, asıl davada (726.838.000) TL ile (2.647.500.000) TL., birleşen ilk davada da (2.301.000.000) TL., yani toplam (5.675.338.000) TL talep edilmişse de, asıl davada talep edilen faiz miktarı davalı tarafından ödenmekle asıl davanın konusu kalmamış, birleşen birinci davada da davacı vekilinin taleplerini açıkladığı 29.03.2002 tarihli dilekçesinde, talep edilen (2.301.000.000) TL'nin (1.571.465.000) TL'nin munzam zarar, bakiyesinin de aracının çalışamamasından kaynaklanan zarar olduğu belirtildiğinden ve aracın çalışamaması nedeniyle oluşan zarar talebi asıl davada reddedilip kesinleşmiş olmakla yeniden talep edilemeyeceğinden, davacının birleşen ikinci davada talep edilen (13.434.807.000) TL munzam zarar talebinin dışında, birleşen birinci davadaki munzam zarar talebi ancak (1.571.465.000) TL olmaktadır....