koşullar nedeniyle genel ve soyut hususlardan dolayı davacının geç ödeme nedeniyle kendisinin şahsen ve somut olarak uğradığı zarar olgusunu ileri sürüp ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Karar Sayılı İlamı) Somut olayda; davanın sebebi ZMMS poliçesi kaynaklı olmayıp aracın değer kaybına ilişkin ödemenin geç yapılmış olması nedeniyle munzam zararın tazminine ilişkin açılan bağımsız nitelikte yeni borç mahiyetindeki TBK 122. maddesine dayalı açılan tazminat davasıdır. Dolayısıyla eldeki dava, yukarıda açıklanan mutlak ticari davalardan değildir. Yine davacı asil tacir olmadığından nispi ticari davanın şartları da somut olayda oluşmamıştır. Dava; asıl borçtan tamamen bağımsız (yani TTK da düzenlenen sigorta hükümlerine dayanan poliçeye dayalı tazminat talebinden tamamen bağımsız) TBK 122. maddesine dayanan yeni bir borç niteliğindeki bağımsız nitelikte munzam zarar iddiasına dayalı açılan tazminat davası olduğundan uyuşmazlıkta TBK 122....
Alacaklı, temerrüt nedeniyle uğradığı ve temerrüt faizini aşan bakiye zararının borçludan tahsilini talep edebilir. Ancak munzam zararın olduğu hususunun alacaklı tarafından ispatlanması gerekir. Diğer bir anlatımla fiilen uğranılan zararın somut veri ve belgelerle tevsik edilmesi gerekir. Zira munzam zarar, alacaklının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içerisindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan, somut olgular nedeniyle uğramış olduğu fiili zarardır (HGK'nın 31.10.2007 tarih ve 2007/11- ... E.-2007/ ... K. ilamı). Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde davacının karıştığı trafik kazası nedeniyle aracında değer kaybı meydana geldiği, bu hususta ... 'nin 20.12.2021 tarih, 2021/... E, 2021/ ......
Alacaklı, temerrüt nedeniyle uğradığı ve temerrüt faizini aşan bakiye zararının borçludan tahsilini talep edebilir. Ancak munzam zararın olduğu hususunun alacaklı tarafından ispatlanması gerekir. Diğer bir anlatımla fiilen uğranılan zararın somut veri ve belgelerle tevsik edilmesi gerekir. Zira munzam zarar, alacaklının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içerisindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan, somut olgular nedeniyle uğramış olduğu fiili zarardır (HGK'nın 31.10.2007 tarih ve 2007/11- ... E.-2007/ ... K. ilamı). Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde davacının karıştığı trafik kazası nedeniyle aracında değer kaybı meydana geldiği, bu hususta ... 'nin 20.12.2021 tarih, 2021/... E, 2021/ ......
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, alacağın geç ödenmesi nedeniyle davacının uğradığı munzam zarar 63.095,45 TL olarak hesaplanmış ve bu miktar hüküm altına alınmış, alacağın 20.000,00 TL'lik kısmına dava tarihinden kalan 43.085,45 TL'sine ise ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanarak davalıdan tahsiline karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi, 27. Hukuk Dairesi'nce, ... 5....
Davada uyuşmazlık, yaşlılık aylığının geç bağlanması nedeniyle davacının uğradığı zararın kapsamının diğer bir anlatımla zarar miktarının saptanması yönteminin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Zararın kapsamının saptanmasında Kurum işleminin niteliği ile davacının istek ve amacının gözönünde tutulması gerekir. Hal böyle olunca davacının mal varlığında husule gelen zarar, davacıya bağlanması gereken yaşlılık aylığıdır....
TAZMİNAT DAVASITEMERRÜD FAİZİ 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 105 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Pendik Asliye 2.Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 14.4.1998 gün ve 1997/680 E. 1998/168 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesi'nin 1.11.1999 gün ve 1999/11304-16829 sayılı ilamiyle; (...Dava, kamulaştırma bedelinin geç ödenmesine ilişkin munzam zarar talebine aittir. Borçlar Kanunu'nun 105.maddesi uyarınca alacaklının duçar olduğu zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemiyeceğini ispat etmedikçe bu zararı dahi tazmin ile mükelleftir. Kanun koyucu para borcunun geç ödenmesi halinde bir zararın mevcut olduğunu kural olarak benimsemiştir. Bu zararın tazmini 2 bölümde düşünülmüştür....
Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağının varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanamayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür. Yargıtay, borçlu temerrüde düştükten sonra alacağın tahsili için başlatılan yargılama süreçlerinin uzun sürmesi nedeniyle bu süreçte oluşan zararlar açısından, mütemerrit borçlunun kusursuzluğunu gerekçe göstermekte ve sorumluluğu kaldırmaktadır. -------- Dairesi nin bir kararında “Davacının bu alacağını geç tahsil etmesi yargılamanın uzamasından doğmakta olup, bundan dolayı davalıya atfedilecek bir kusur bulunmamaktadır. Bu durumda davada munzam zarar istenmesinin koşulları bulunmamaktadır.” Denilmektedir." savunmuş ve davanın reddini, dava masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:Dava, davacının -------- E....
Bu bağlamda aşkın (munzam) zarar alacaklısı, 6098 sayılı Kanun’un 122 nci maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle kaynağı ne olursa olsun evvela bir alacağı olduğunu, borçlunun temerrütte bulunduğunu, illiyet bağını ve bu alacağını tahsil edememesinden veya geç ödeme yapılmasından doğan ve duruma göre malvarlığında azalma veya engellenen kazançlardan oluşan zararını kanıtlamak durumundadır. Aşkın (munzam) zararın talebinde varlığı iddia olunan zararın, yine alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlaması gerekir. Başka bir anlatımla, alacaklı tarafça aşkın (munzam) zarar olgusu, 6100 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince ispata elverişli şekilde somutlaştırılarak ileri sürülen iddianın ispatı için gerekli tüm deliller somut olarak ortaya konulmalıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava; Türk Borçlar Kanunu'nun 122. maddesi hükmüne dayanılarak açılan alacağın geç tahsil edilmesi nedeniyle geçmiş günler faizi ile karşılanmadığı iddia edilen aşkın (munzam) zararın tahsili istemine ilişkindir....