El koyulan kısım ile imar planında kamusal alana özgülenen kısımların niteliği, el koyulan bölümün imar planında büyükşehir belediyesinin bakım ve sorumluluğunda bulunan alanda kaldığı ancak diğer davalı Kocasinan Belediye Başkanlığı tarafından el koyulan kısım dikkate alındığında, imar planına uygun bir el koyma olmadığına göre; proje bütünlüğünden söz edilemeyeceğinden; dava konusu taşınmaz üzerinde yalnızca fiilen el koyulan bölümün bedeline hükmedilmesi; fiili el koyma bulunmayan bölüme davacının mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca bu...
Taşınmaza ilişkin acele el koyma dosyasında, yapı bedeli 88.348,93 TL, arsa bedeli de 206.228,00 TL olmak üzere toplam bedel 294.576,93 TL olarak kabul edilmiş olup sadece yapı bedelinin ödenmesi hususunda hüküm tesis edilmiş olduğu ve dosya kapsamına göre de tüm bedelin bloke edilmiş olduğu değerlendirilmekle, ilk kararda mahkemece, acele el koyma dosyasındaki bedelin mahsubu ile fark 90.431,63 TL bedelin ödenmesinin hüküm altına alındığı, kaldırma kararı sonrasında ikinci kararda ise acele el koyma dosyasındaki bedel ödenmemiş ise tespit edilen kamulaştırma bedelinin tamamına, ödenmiş ise acele el koyma dosyasındaki bedel ile hüküm altına alınmış olan bedel arasındaki fark bedel olan 187.003,05 TL bedele son karar tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş ise de dosya kapsamına göre acele el koyma dosyasındaki bedelin bloke edilmiş olduğu, ancak kararda sadece yapı bedelinin ödenmesinin hüküm altına alındığı, acele el koyma dosyasındaki bedelin tamamının ödenip ödenmediğinin...
Davacı idare vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede ise; Tespit edilen bedelden acele el koyma bedeli mahsup edildikten sonra fark bedel için 25.04.2015 tarihinden, karar tarihi olan 30.06.2016 kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde acele el koyma kararıyla yatırılan bedel indirilmeden ve faiz başlangıç ile bitiş tarihinin hatalı gösterilerek hüküm kurulmuş olması, Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. bendinin 2. paragrafında yer alan (TESPİTİNE,) kelimesinden sonra gelmek üzere (acele el koyma dosyasında davalıya ödenen 7.400 TL'nin mahsubu ile bakiye kalan ve davalı adına ... Bankası ......
Ancak; ...)Tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele el koyma bedeli olan ....967,32-TL'nin mahsubundan sonra kalan fark bedel ....055,62-TL olduğu halde, hesap hatası sonucu idareye fazla bedel bloke ettirilmesi , ...)Dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedeli ile acele el koyma bedeli hüküm fıkrasında ayrı ayrı gösterilmeden, acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra kalan fark bedelin kamulaştırma bedeli olarak tespitine karar verilmek suretiyle infazda tereddüte yol açılması, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının ... nolu bendindeki (kamulaştırma bedelinin) kelimelerinden sonra gelen kısmın tümü ile hükümden çıkartılmasına, yerine (....022,94-TL olarak tespitine, bu bedelden acele el koyma bedeli olan ....967,32-TL'nin mahsubu ile fark bedel olan ve ... Bankaşı ......
Ancak; Yapılan incelemede; dava konusu taşınmaza acele el koyma kararı verildikten sonra makul süre içinde Kamulaştırma Kanunu 10. maddesi gereği kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili davası açılmadığından davacının kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davası açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır....
Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/3971 değişik iş sayılı kararıyla malvarlıklarına tedbir konulduğunu, bu kararın daha sonra kaldırıldığını ancak kaldırma kararına bir türlü ulaşamadıklarını, yine Mutki Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da bu süreçte kendi aidiyetlerindeki bir başka hakim hakkında el koyma kararı uygulanması için bankalara yazı yazıldığında sehven ekli listedeki davacıların da malvarlığına el konulduğunu, el koyma işleminin hukuka aykırı olduğunu, davacıların el koyma işleminden sonra yapmak zorunda kaldıkları harcamalar için borçlanmak zorunda kaldıklarını ve bu süreçte ruhsal çöküntüye uğradıklarını belirterek davacıların maddi ve manevi zararlarının tazmini için her bir davacı için 50,00' şer TL maddi, 100.000,00'er TL manevi tazminat el koyma tarihinden işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. 2....
öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla; Davacının 130.000 TL maddi, tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 50.979,85 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; El koymaya konu çayların el konulduğu tarihteki piyasa koşullarına göre belirlenen fiyatı üzerinden maddi tazminatın belirlenmesi gerekirken...
etmediklerini, acele el koyma talepli işbu davalarda daimi irtifaklar boru hatlarının daimi mevcudiyeti nedeniyle, geçici irtifaklar ise boru hattı döşeme/inşaat sürecinde hareket alanı olarak kullanılmak amacıyla talep edildiğini, dolayısıyla yapılan tüm işlemlerde, muhatapların mağdur edilmemesi saikiyle hareket edildiğini, bu kapsamda inşaat nedeniyle kullanılamayacak alanlarında geçici irtifak bedellerinin hissedarların hesaplarına ödendiğini, hal böyle iken, davacı tarafça, inşaat işlerinde taşınmazların tamamına halel geldiğinden bahisle talepte bulunmasının kabul edilemeyeceğini, davalı kuruluşun talebiyle gerçekleştirilen acele el koyma kararlarının icrası nedeniyle, davacının talep ettiği büyüklükte herhangi bir zarar oluşmadığını, acele el koyma nedeniyle oluşacak ürün kaybı zararları ise davacıya ödendiğini, acele el koyma kararına konu edilen 3 taşınmazın toplam büyüklüğünün 32.890,85 m2 olmasına karşın davacı tarafça 41.310 m2'lik taşınmaza dair talepte bulunulduğunu, bu...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/01/2021 NUMARASI : 2019/326 ESAS - 2021/17 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat) KARAR : Yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün istinaf incelemesi talep edilmiş olmakla, dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin maliki olduğu İstanbul ili, Silivri ilçesi, Büyükçavuşlu Mah 2417 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece yol yapım çalışmaları kapsamında kamulaştırmasız el atıldığını, taraflarına herhangi bir kamulaştırma işlemi ile ilgili tebligat yapılmadığını, kamulaştırma bedelinin ödenmediğini, söz konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, bu nedenlerle müvekkillerinin maliki olduğu taşınmaza el atıldığının tespitine, el atma tazminatı olarak fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 1.000,00....
Davacının talebinin haksız el koyma nedeniyle mahrum kalığı kazanç kaybı ve el konulan çayların imha edilmesi nedeniyle 150.000 TL maddi tazminat olduğu, çayların 06.07.2013 tarihinde imha edildiğinin anlaşılması karşısında; davacının iade edilemeyen 1550 kg çayın imha edilmesi nedeni ile davacıya tasfiye bedeli verilip verilmediği araştırılarak, söz konusu çayların el koyma anındaki piyasa koşullarına uygun fiyatı esas alınarak ve ayrıca el konulan ürünün tasfiye edilmesi sonucu davacı tarafa ödenen tasfiye bedeli var ise tasfiye bedelinin düşülerek talep uyarınca el koyma anından itibaren yasal faizi ile birlikte hükmedilmesi gerektiği gözetilmeyerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, Hukuka aykırı olup, açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Van Bölge Adliye Mahkemesi 2....