ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/256 ESAS DAVA KONUSU : Kamulaştırmasız El Koyma Ned KARAR : Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı idarenin davacıya ait Alanya İlçesi Uğrak köyü Aydap mevkii 206 ada 8 parselde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinden yüksek gerilim hattı geçirmek sureti ile taşınmaza kamulaştırmasız el attığını, bu durumun kalıcı nitelikte olduğunu, buna ilişkin davacıya kamulaştırma bedelinin ödenmediğini belirterek kamulaştırma yapılmadan el atıldığı için fazlaya ilişkin tüm hakları saklı tutarak şimdilik 100,00 TL kamulaştırmasız el atma tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, özetle, davanın reddine karar verilmesini, taşınmazın 3.şahıslara satış ve devrinin önlenmesi açısından tapu kaydına ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....
Hemen belirtilmelidir ki, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davalarında, dava tarihine göre belirlenen taşınmaz bedelinin tahsiline ve bu tarih itibariyle faize hükmedildiğinden; mal sahibinin kamulaştırmasız el koymaya dayalı tazminat davası ile birlikte ve ya ayrıca, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat dava tarihinden geriye doğru süre için ecrimisil davası açabileceği, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat dava tarihinden geriye doğru belirlenen ecrimisilin hüküm altına alınması gerekeceği tazminat dava tarihinden sonraki dönem için yasal faize hükmedilmesi sebebi ile ayrıca ecrimisil davası açılamayacağı kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece, dava konusu 13 parsel sayılı taşınmazın yol olarak kullanılan 5259,14 m²'lik bölümü yönünden kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat dava tarihinden sonraki döneme ilişkin olarak, 2007 , 2008, 2009, 2010 ve 2011 yılları için belirlenen toplam 5.268,30 TL ecrimisilin hüküm altına alındığı görülmektedir....
Bunun kabul edilmemesi halinde kamulaştırmasız el koyma sebebiyle elkonulan kısmın bedeline hükmedilmesini istemiştir. Başka bir ifade ile dava kademeli olarak açılmıştır. Davacının öncelikli isteği kabul edildiğine göre, başka bir ifade ile müdahalenin men'i ve kal'e karar verildiğine göre, ikinci kademede yer alan istek hakkında kabul kararı verilemez. Bu husus nazara alınmadan, kamulaştırmasız el koyma sebebiyle el konulan kısmın bedeline hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile temyiz edilen hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/11/2020 NUMARASI : 2019/74 ESAS 2020/312 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırmasız el koyma ned KARAR : Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava konusu Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, Dutlubahçe Mahallesi 2639 ada 2 parsel sayılı taşınmazda müvekkilinin hissesinin bulunduğunu, davalı idare tarafından taşınmaz üzerine Çarşamba Pazarı yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek, bu nedenlerle dava konusu parselde müvekkilinin hissenin rayiç değerlerinin kamulaştırmasız el atma hükümlerine göre tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL kamulaştırmasız el atma tazminatı ile 1.000,00 TL ecrimisil bedelinin faizi ile birlikte davalı idareden alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
tahkikat keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit edilebileceğini, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olduğunu, davacı taşınmazının dava tarihi itibariyle piyasa rayiç değerinin kamulaştırmasız el atma hükümlerine göre ödenmesi gerektiğini, taşınmazın kamulaştırmasız el atma hükümlerine göre tespit edilecek piyasa rayiç değerini fazlaya ilişkin hakları ve artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL sinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ettiği, mevcut fiili durum Anayasal güvence altında olan mülkiyet hakkının ihlali olduğu, davalı idarenin hukuka aykırı eylem ve işlemleriyle mülkiyet ve tasarruf hakkı kısıtlanan davacının taşınmazın kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda bedelini talep ettiğini, yasal zorunluluk olmamasına rağmen 08/10/2018 tarihli ve 18540749 sayılı dilekçesi ile davalı idareye müracaat edip anlaşma talebinde bulunduğunu, dilekçeye olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmediğini, dava konusu Antalya...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/217 Esas 2017/455 karar nolu dosyası ile acele el koyma kararı alındığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından; " Dosya içerisinde yer alan Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/217 E. Sayılı Acele el koyma davasının incelenmesinde dava konusu parsele yönelik acele el koyma davasının 08/03/2017 tarihinde açıldığı ve 17/05/2017 tarihinde karar verildiği, Yargıtayın yerleşik uygulamalarına göre acele el koyma davalarının neticelenmesinden sonra 6 aylık makul süre içerisinde idare tarafından bedel tespiti ve tescil davasının açılmaması halinde kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açılabileceğinin, iş bu davanın 12/06/2017 tarihinde acele el koyma davasının karara bağlanmasından yaklaşık 1 ay sonra açılması nedeni ile makul sürenin dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine " Karar verilmiştir....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....