Dava konusu taşınmazın kamulaştırılması üzerine davalı idarece 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi gereğince kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açıldığı, iş bu davanın da ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/497 Esas - 2015/555 Karar sayılı dosyası ile sonuçlandığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davalı idarece açılan bedel tespiti ve tescil davasına ilişkin kararın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davacının fiilen el atıldığı yolundaki iddiası yönünden mahallinde keşif yapılarak bu husus bilirkişi raporuyla açıklığa kavuşturulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu taşınmazın kamulaştırılması üzerine davalı idarece 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi gereğince kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açıldığı, iş bu davanın da ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/493 Esas - 2015/585 Karar sayılı dosyası ile sonuçlandığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davalı idarece açılan bedel tespiti ve tescil davasına ilişkin kararın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davacının fiilen el atıldığı yolundaki iddiası yönünden mahallinde keşif yapılarak bu husus bilirkişi raporuyla açıklığa kavuşturulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu taşınmazın kamulaştırılması üzerine davalı idarece 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi gereğince kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açıldığı, iş bu davanın da ....Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ....Karar sayılı dosyası ile sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı idarece açılan bedel tespiti ve tescil davasına ilişkin kararın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacının fiilen el konulduğu yolundaki iddiası yönünden mahallinde keşif yapılarak bu husus bilirkişi raporuyla açıklığa kavuşturulmadan davanın reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlk derece mahkemesince karara bağlanan uyuşmazlığın hukuki dayanağının ecrimisil ve eski hale getirme bedelinin ödenmesine ilişkin olduğu açıktır. Zira davacı, davalının dava konusu taşınmaza haksız el atmadan kaynaklı 300 TL ecrimisilin ve 1.700 TL eski hale getirme bedelinin davalıdan alınarak tarafına verilmesini talep etmektedir. HSK'nın iş bölümüne ilişkin 13/02/2018 tarih ve 208 sayılı kararı uyarınca "Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal, tescil ve el atmanın önlenmesi, yıkım (kal) istemli davalar ile haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" sonucu verilen hüküm ve kararlara ilişkin istinaf incelemesi yapma görevi Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'ne ait olup dairemizin görev alanı dışındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi ve kal davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalılardan ... ve ... vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ... vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına karar verildiği ve davalı idarece 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi gereğince kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemli dava açıldığı, iş bu davanın ... 3....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE : Dava, kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat istemine ilişkindir ve bu davalarda 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değer belirlemeye yönelik maddeleri kıyas yolu ile uygulanarak sonuca ulaşılır. Bu kapsamda yapılan incelemede; davalı idarenin istinaf dilekçesi içeriğinde dava konusu taşınmazlarla ilgili daha evvel kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığı ve davacıların bedellerinin ödendiğine ilişkin itirazları söz konusudur. Öncelikle bu yönüyle inceleme yapılmıştır. Bir taşınmazla ilgili kamulaştırmasız el atma davası devam ederken kamulaştırma bedel tespit tescil davası açılması halinde, asıl olan kamulaştırma davası olup, bedel tespit ve tescil yönünden inceleme yapılıp davaya devam edilmesi, kamulaştırmasız el atma davasında ise, bedel tespit tescil davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekir. (Emsal; Yargıtay 5....
Davalı idarece yaptırılan acele kamulaştırma işlemi sonrasında Yargıtay içtihatlarında makul süre olarak uygulanan 6 ay içinde bedel tespiti ve tescili davası açılmadığından davacının iş bu davayı açmasında hukuki yararın olduğu açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....