Maddesinde belirtildiği üzere kusursuzluğunu ispat eden borçlunun sorumluluktan kurtulacağını, davacı tarafin uğradığını iddia ettiği munzam zararı somut olarak ispat etmek zorunda olduğı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafından talep edilen munzam zararın ancak fiili ödeme tarihindeki gerçek zarar ile tahsil edilen faizli tutar arasındaki farktan ibaret olacağını, davacı tarafin iki yılı aşkın bir süre bekleyerek munzam zarar İddiasıyla İkame ettiği davada, bu süre zarfında zararın ciddî şekilde arttığını, dolayısıyla fiili ödeme günündeki gerçek zararınn tespitinin mümkün olmadığını, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE/ Dava, zarar gören yat için yat sigorta poliçesi kapsamında talep edilen tazminatın geç ödenmesi ve bu süreçte artan tamir masrafları nedeniyle faizle karşılanamayan zararların tazminine ilişkindir....
Maddesinde belirtildiği üzere kusursuzluğunu ispat eden borçlunun sorumluluktan kurtulacağını, davacı tarafin uğradığını iddia ettiği munzam zararı somut olarak ispat etmek zorunda olduğı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafından talep edilen munzam zararın ancak fiili ödeme tarihindeki gerçek zarar ile tahsil edilen faizli tutar arasındaki farktan ibaret olacağını, davacı tarafin iki yılı aşkın bir süre bekleyerek munzam zarar İddiasıyla İkame ettiği davada, bu süre zarfında zararın ciddî şekilde arttığını, dolayısıyla fiili ödeme günündeki gerçek zararınn tespitinin mümkün olmadığını, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE/ Dava, zarar gören yat için yat sigorta poliçesi kapsamında talep edilen tazminatın geç ödenmesi ve bu süreçte artan tamir masrafları nedeniyle faizle karşılanamayan zararların tazminine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (ilk esas)1992/1002 Esas sayılı dava dosyası ile 33/A - 106/A arası hakedişlerinin geç ödenmesi nedeniyle idare aleyhine, munzam zarar talebiyle 3.000,00 TL’nin tahsili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, iş bu davayla eldeki davanın dava konusunun aynı olduğu kabul edilmiş ise de söz konusu davada davacının 33/A – 106/A arası hakedişlerinin geç ödenmesi nedeniyle munzam zarar talebinde bulunduğu, eldeki davada ise tüm hakedişlerin geç ödenmesi nedeniyle munzam zarar talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelerden davacı tarafından sözleşmeye konu işle ilgili 149 tane hakedişin düzenlendiği, 1-33/A ve 106/A – 149 nolu hakedişlerin geç ödenmesi nedeniyle munzam zarar talebinin dava konusu yapılmadığı anlaşılmıştır....
O halde, munzam zararın ödenmesi söz konusu olduğunda kusur, bir unsur olarak yer almaktadır. Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.1996 gün ve 1996/5-144 esas 1996/503 karar sayılı kararında da değinildiği üzere; bu konuda kanıtlanması gereken, belli paranın gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi yüzünden uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır. Doğaldır ki bu zarar paranın zamanında ödenmemesinden dolayı mahrum kalınan olası (muhtemel) kar ya da varsayılan (farzedilen) gelir değildir. Bu zarar davacının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan somut olgular nedeniyle uğramış olduğu zarardır....
O halde, munzam zararın ödenmesi söz konusu olduğunda kusur, bir unsur olarak yer almaktadır. Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.1996 gün ve 1996/5-144 esas 1996/503 karar sayılı kararında da değinildiği üzere; bu konuda kanıtlanması gereken, belli paranın gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi yüzünden uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır. Doğaldır ki bu zarar paranın zamanında ödenmemesinden dolayı mahrum kalınan olası (muhtemel) kar ya da varsayılan (farzedilen) gelir değildir. Bu zarar davacının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan somut olgular nedeniyle uğramış olduğu zarardır....
Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.1996 gün ve ---- esas----- karar sayılı kararında da değinildiği üzere; bu konuda kanıtlanması gereken, belli paranın gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi yüzünden uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır. Doğaldır ki bu zarar paranın zamanında ödenmemesinden dolayı mahrum kalınan olası (muhtemel) kar ya da varsayılan (farzedilen) gelir değildir. Bu zarar davacının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan somut olgular nedeniyle uğramış olduğu zarardır. Hal böyle olunca davada istenen zararı doğuran somut olayın ve bu nedenle uğranılan zararın kanıtlanması gerektiği açıktır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2926 KARAR NO : 2022/829 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2021 NUMARASI : 2019/227 ESAS, 2021/253 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırma Bedelinin Geç Ödenmesinden Kaynaklanan Munzam Zarar Nedeniyle) KARAR : Yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün istinaf incelemesi talep edilmiş olmakla, dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosya incelendi. Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Dava konusu Çanakkale İli, Lapseki İlçesi, Güreci köyü 130 ada 16 parsel davalı idare mahkememizin 2017/310 D.İş....
Alacağın zamanında tahsil edilememesinden ve yasal faizi aşan zararın ortaya çıkmış olması sebebiyle aşkın zarar talebimize ilişkin huzurdaki davayı açma zarureti doğduğunu belirterek, müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00 TL'sinin davalıdan avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Genel Müdürlüğü aralarındaki arttırılan kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan zararın tazmini davasına dair Adana 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.4.2005 günlü ve 2004/846- 2005/180 sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 30.1.2006 günlü ve 2005/9466-2006/404 sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında benimsenen mahkeme kararındaki gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK.nun 440. maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından vaki düzeltme isteğinin REDDİNE, takdiren 136,00 YTL para cezasının düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine, fazla alınan karar düzeltme red harcının ise istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 2.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Genel Müdürlüğü aralarındaki artırılan kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan zararın tazmini davasına dair Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.4.2005 günlü ve 2004/958-2005/182 sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 30.1.2006 günlü ve 2005/9467-2006/405 sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında benimsenen mahkeme kararındaki gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK.nun 440. maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından vaki düzeltme isteğinin REDDİNE, takdiren 136,00 YTL para cezasının düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine, fazla alınan karar düzeltme harcının ise istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 2.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....