olması karşısında; yapılan işlemden kasıt 29.08.2002 tarihinde davacı araçlarına el koyma olup, el koyma nedeniyle maddi tazminat isteminin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği de belirlenerek yapılan incelemede, Bozmaya uyularak yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davanın el koyma tarihi itibariyle el koyma nedeniyle tazminat isteminin yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği gerekçesiyle tazminat isteminin reddine ilişkin hükme yönelik davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar, tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir....
Bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; El koymaya konu olan ve dosya kapsamına göre davacıya iade edilen çaylarla ile ilgili olarak bilirkişi tarafından, el koyma tarihi ile iade tarihi arasında çayların 60 günde bir el değiştireceği ve kar payının %6 olacağı öngörülerek belirlenen miktara, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, el koyma tarihinden itibaren faize hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz...
TEMYİZ SEBEPLERİ Davacı vekilinin temyiz sebepleri; haksız el koyma tedbiri nedeniyle gelir kaybı olmadığına dair gerekçenin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin zarara uğradığını, aracından mahrum kaldığını, aracı kullanmadığından dolayı masraflar yaptığını, davalı vekilinin temyiz sebepleri; el koyma tedbirinin yasal koşullara göre verildiğini, davacının kendi kusurlu eylemleri nedeniyle el koyma tedbiri uygulandığını, davanın reddi gerektiğini, belirtmiştir. III. DAVANIN KONUSU Mahkemece, tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul (kapatılan) 10....
Kabule göre de; davacının talebinin dayanağı haksız fiil olup hukuka aykırılık da el koyma tarihinde gerçekleştiğinden el koyma tarihinden itibaren faiz yürütülmesinde hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte hesaplanan tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, salt aracın vasfı nedeniyle ticari iş olmayan ya da tacirler arası haksız fiilden kaynaklanmayan somut davada, belirlenen davacı zararının ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi, ayrıca davacının haksız el koyma nedeniyle ne şekilde manevi zararının oluştuğunun kararda tartışılmaması da doğru olmamıştır. (emsal için bknz. Yargıtay 4....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davacının maddi tazminat talebine ilişkin davanın kısmen kabulü ile 14.975,24 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Gerekçeli karar başlığında dava türü olarak "koruma tedbirleri nedeniyle tazminat" yerine "5271 sayılı cmk 141 ve devamı gereği tazminat" ibaresine yer verilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir....
tazminata hükmedilmesi, b-) Tazminata konu el konulan aracın kasko değerinin denetime olanak sağlayacak şekilde resmi kayıt ve belgelere dayalı olarak saptanması gerektiğinin gözetilmemesi, c-) Davacı tarafın el koyma tarihini de kapsayan yıllara göre kurumlar vergisi beyannamelerinin tazminat miktarının belirlenmesine esas olarak değerlendirilmesi suretiyle el koyma tarihi ve öncesine ait gelir dağılımı itibariyle gerçek maddi kaybın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kabule göre de; tazminat talebine konu aracın el koyma süresi içerisinde faal olarak çalıştırılması halinde uğrayacağı değer kaybı ve yıpranma payının uğranıldığı varsayılan maddi kayıptan düşürülmesi gerektiği gözetilmeden suretiyle eksik araştırma ve kovuşturma ile varsayıma dayalı değerler üzerinden yapılan hesaplamaları içeren bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde maddi tazminata hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı ve davacı vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddi Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağı olan Suruç Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/319 Esas - 2012/354 Karar sayılı ceza dosyası incelendiğinde, ruhsat sahibi davacıya ait olan 73 SA 998 plakalı araca, 4926 sayılı yasaya aykırılık suçundan yürütülen soruşturma kapsamında 26.11.2005 tarihinde fiilen el konulup, 12.11.2014 davacının iyi niyetli 3. kişi olması sebebiyle müsadere talebinin reddine karar verilerek davacıya iadesine karar verildiği, kararın 25.03.2019 tarihinde kesinleştiği, davanın el koyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununa tabi olduğu; Davacının 5.000,00 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel...
Nedeniyle Tazminat ana başlığı altında, 141 ila 144. maddelerin, tazminat isteme koşulları ve sonuçları yeniden kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir, 5320 sayılı Kanunun 6. maddesindeki Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ila 144. madde hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanacağı, bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağının belirtilmiş olması karşısında, yapılan işlemden kasıt 22.09.2004 tarihinde davacıya ait araca el koyma olup, el koyma nedeniyle tazminat isteminin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği gözetilerek, bu konudaki talebin genel hükümlere göre hukuk mahkemelerinde talep edilebileceği nedeniyle görev yönünden reddine kararı verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları...
Ceza Dairesinin 24.09.2012 tarihli ilamıyla dava zamanaşımı sebebiyle TCK'nın 102/4, 104/2. maddeleri gereğince ortadan kaldırılmasına ve nakil aracının iadesine hükmedildiği, davacının buna dayanarak söz konusu araca el konulması sebebiyle maddi yönden zararının giderilmesi için bu davayı açtığı anlaşılmakla; Haksız el koyma işleminin gerçekleştiği, tarihte yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinin 6. fıkrasında hangi hallerde tazminat istenebileceğinin tahdidi şekilde sıralandığı ve anılan Kanunun 1. maddesi kapsamında haksız el koyma nedeniyle tazminat isteme konusunda düzenleme bulunmadığı, 466 sayılı Kanunun 1. maddesi hükmü nedeniyle haksız el koyma nedeniyle tazminat istenemeyeceği gerekçesi yerine, elkoyma işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK'nın 144/1-c maddesi gereğince değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmiş olması gerekçesi itibariyle yanlış, sonucu...