Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun, yasal süre içinde icra mahkemesine başvurusunda; imzaya itirazı yanında, senedin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığı şikayeti ile işlemiş faize yönelik itirazını da bildirdiği halde, mahkemece bu hususlarda bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Mahkemece, HMK'nun 297/2.maddesi gözetilmek suretiyle, borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti ile birlikte işlemiş faiz konusundaki itirazının da incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta olumlu veya olumsuz karar verilmemesi isabetsizdir. Diğer taraftan, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, imza itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi ve aleyhine para cezasına hükmedilebilmesi için, icra mahkemesince yapılacak imza incelemesi sonucu imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması ve takibin ikinci fıkraya göre geçici olarak durdurulmuş olması gerekir....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte senedin kambiyo vasfına ve borca itiraz talebine ilişkindir. Dörtyol İcra Dairesinin 2019/4117 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T4 tarafından borçlular T1 ile T2 hakkında 12/12/2019 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla 151.890,41 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacılardan T1 16/12/2019, T2 18/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, dayanak bononun unsurlarının tam olduğu anlaşılmıştır. Davanın 20/12/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Mükerrer takip itirazı yönünden yapılan inceleme; Davacı borçlu alacaklının icra müdürlüğüne sunduğu protokolde atıf yapılan sözleşme nedeniyle düzenlenen 135.000,00 TL miktarlı senede dayanılarak İskenderun İcra Müdürlüğünün 2019/33229 E sayılı dosyasıyla takip yapıldığından Dörtyol İcra Müdürlüğünün 2019/4117 E sayılı dosyasıyla yapılan takibin mükerrer hale geldiğini iddia etmiştir....
İstinafa konu kararın kambiyo senetlerine özgü takipte zaman aşımı şikayeti olduğu, takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim (01/03/2010) tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerektiği, TTK'nun 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörüldüğü, takibin 19/07/2016 tarihinde başlatıldığı, takip talebinin düzenlenmesi ve 28/07/2016 tarihinde ödeme emrinin tebliği sonrası İİK'da düzenlenen zaman aşımını kesen haller ile TTK'nin 661 ve 662. Maddesinde öngörülen zaman aşımını kesen sebep ve işlemlerin bulunmadığı 16/07/2020 tarihine kadar dosyada herhangi bir işlem yapılmadığı nedenle icranın geri bırakılmasına ve davanın kabulüne dair kararın doğru olduğu anlaşılmıştır....
İcra takibine dayanak yapılan senedin teminat olarak verildiği iddiası, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz olup, bu itirazın, aynı Kanun'un 168/5. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekmektedir. (emsal karar; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2020/6025 E 2020/8298 K sayılı kararı) Buna göre, mahkemece davanın, İİK'nın 170/a maddesi kapsamında borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti olarak değerlendirilmesi ve borcun kabul edildiği gerekçesiyle bu iddiada bulunulamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Dava, borçlunun çeke dayalı kambiyo takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası yanında icra dairesinin yetkisine, çekin kambiyo vasfına, imzaya, borca ve takip öncesi/sonrası zamanaşımına ilişkin itiraz ve şikayete ilişkindir. Kendisine ödeme emri gönderilen 3. kişinin tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nın 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince 3. kişinin bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
“İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Anılan itiraz, ödeme, borçlunun borcu olmadığı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır” (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004- İstanbul). Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 Esas 2014/929 Karar sayılı ilamında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir....
Bu süre geçirildikten sonra yapılan itiraz geçersizdir. Bu durumda, mahkemece, öncelikle borçlunun ödeme emri tebliğ işlemine yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp, talebin yerinde görülmesi ve buna göre başvurunun süresinde olması halinde işin esasının incelenmesi gerekirken, tebligatın usule uygun olup olmadığı saptanmadan, senette tanzim yerinin yazılı olmadığı gerekçesiyle sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda borçluya örnek (10) ödeme emrinin 22.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise (5) günlük yasal şikayet ve itiraz süresini geçirerek 27.10.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu, ayrıca usulsüz tebliğ şikayetinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. İİK.nun 71 ve bu maddede atıf yapılan aynı kanunun 33/a maddelerindeki zamanaşımı şikayeti, takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkin olup olayda anılan maddelerin uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek zamanaşımı itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ZA...
Taraflardan her hangi birinin şikayeti sonucu icra mahkemesince iptal edilmediği sürece de geçerliliğini koruyacaktır. Bu durumda kesin aciz vesikasının düzenlendiği tarihe kadar TTK.nun 726. maddesinde öngörülen altı aylık zamanaşımı süresi geçmediğine ve aciz vesikasının düzenlendiği tarihten itiraz tarihine kadar da İİK.nun 143/6. maddesinde düzenlenen 20 yıllık sürede dolmadığına göre mahkemece itirazın reddi yerine isternin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 31.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun, icra mahkemesine müracaat ederek sair şikayeti ile birlikte imzaya itiraz ettiği, mahkemece, imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına ve alacaklı aleyhine asıl alacak miktarı olan yabancı para (EURO) alacağı üzerinden kötü niyet tazminatı ile para cezasına hükmedildiği görülmektedir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 170/4. maddesine göre, İcra mahkemesi, itirazın kabulüne karar vermesi hâlinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır...