WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı borçlu vekilinin 03/02/2019 tarihinde mahkemeye sunduğu dilekçesi ise, takipte talep edilen işlemiş faiz ve faiz oranına itirazı ve kambiyo vasfına ilişkin şikayeti kapsamaktadır. Sözkonusu dilekçede davacı borçlu vekili açıkça dava dilekçelerini bu konuda ıslah ettiklerini bildirmiş ve ayrıca yine dava dilekçelerinde belirttikleri hususlar da nazara alınmak suretiyle davalarının kabulünü talep etmiştir. Ancak mahkemece 03/02/2019 tarihli dilekçede belirtilen itiraz nedenleri ile ilgili hiçbir değerlendirme yapılmaksızın itirazının ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece davacı borçlu vekilinin 03/02/2019 tarihli dilekçesinde ileri sürdüğü borca itiraz ve şikayetlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir....

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1920 KARAR NO : 2022/2339 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : FETHİYE İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2022 NUMARASI : 2022/117 ESAS - 2022/184 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti, Yetki İtirazı, Kambiyo Şikayeti KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafça müvekkili şirket hakkında Fethiye İcra Müdürlüğünün 2020/9107 E sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus icra takibe başlanıldığını ve müvekkil şirketin adresi olarak Yenikadın köyü Köy sok. No:1 Edirne adresine ödeme emrinin gönderildiğini, 17.12.2020 tarihinde TK 21. maddesi uyarınca muhtara usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkili şirketin eski adresinin Yenikadın köyü Köy sk....

İflas yolu ile takipte, itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK'nun 172. maddesi uyarınca, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu durumda, takibin şekline göre uygulanması gerekli olan İİK'nun 172. maddesi uyarınca, borçlunun zamanaşımı şikayetini icra dairesine bildirmesi gerekmekle icra mahkemesine yapılan başvuru fuzuli bir işlem olup hukuki sonuç doğurmaz. Bu durumda mahkemece İİK'nun 172. maddesi gereğince talebin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde şikayetin kabulüne ilişkin hüküm kurulması isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce maddi hataya dayalı olarak onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

    Takibe itiraz edilmesinden sonra, gerek borçlunun itirazdan vazgeçmesi ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi yahut icra dairesine başvurulup takipten feragat edilmesi tazminat talebinin reddini gerektirmez. Aksinin kabulü halinde itiraz üzerine haklı olmadığını anlayan tarafın talebinden vazgeçmek suretiyle aleyhine tazminata hükmedilmesini engellemesi gibi kabulü mümkün olmayan bir durum ortaya çıkar (HGK'nun 16.10.1996 tarih 1996/601-711; HGK'nun 21.3.2001 tarih, 2001/19-266 esas, 2001/273 karar sayılı kararları)....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ile İİK'nın 169. maddesine dayalı yetkiye ve İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz ve borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayetine ilişkindir. İstanbul 24. İcra Müdürlüğünün 2018/38338 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı hakkında 249.295,89 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihi öğrenme tarihi olarak bildirilen 11/04/2019 olarak belirlenmiş, yetkiye ve imzaya itiraz yönünden esasa ilişkin nedenlerle dava reddedilmiştir. Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, usulsüz tebligat şikayetine ilişkin karar istinafa konu edilmediğinden kesinleşmiştir....

      Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte; borçlu, 26/11/2018 tarihli itiraz dilekçesinde; borca itiraz ve şikayetlerinin yanında, icra müdürlüğünce kendisine yasal olarak yapılmış bir tebligat bulunmadığını da ileri sürmüştür. Borçlunun tebligat hususundaki bu beyanının, ödeme emri tebligatının usulsüz yapıldığına ilişkin şikayet olarak kabulü gerekir....

      Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde itiraz eden borçlu vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur. B. Temyiz Sebepleri Borçlu vekilince, istinaf dilekçesindeki iddialarla kararın bozulması talep edilmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte imzaya ve borca itiraz ile kambiyo vasfı şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İİK'nın 170 ve devamı maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

        GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, takibe konu bononun kambiyo vasfına haiz olmadığı şikayeti ile, imzanın keşideciye ait olmadığı ve borcun olmadığına ilişkin itirazlardan ibarettir. Bir adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, tanzim eden borçlu vekilince takibe dayanak bonoda tanzim yerinin bulunmadığı ayrıca imzaya, borca ve ferilerine ,faiz ve ferilerine itiraz ettikleri belirtilerek takibin iptaline, alacaklının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi talep edilmiş olup ilk derece mahkemesince, davacının (Şikayet edenin) kambiyo hukukuna ilişkin şikayetlerinin REDDİNE, Davacının (Muteriz borçlunun) imzaya itirazlarının REDDİNE, Davalının ( alacaklının) tazminat taleplerinin REDDİNE, karar verilmesi üzerine borçlu vekili tarafından dayanak belgenin tanzim yerinin bulunmadığından bahisle istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

        Davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle beş günlük süre geçirildikten sonra itiraz ve şikayette bulunulduğu görülmekte ise de, dava dilekçesinin 6. maddesinde açıkça davacıya gönderilen ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü ileri sürülmekte ve ödeme emri tebliğinin iptali talep edilmektedir. Bu durumda mahkemece ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet üzerinde durulmalı, öğrenme tarihine de dikkat edilerek süresinde bir şikayet olduğu belirlenir ise ödeme emri tebliğinin usule uygun olup olmadığı tespit edilmeli, ödeme emri tebliğinin usule uygun olmadığı anlaşılır ise uyuşmazlık konusu itiraz ve şikayetlerin süresinde olduğu kabul edilerek bu itiraz ve şikayetlerin esası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli iken, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünün ileri sürülmediği gerekçesiyle itiraz ve şikayetlerin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....

        Açıklanan nedenlerle, davacı tarafın kambiyo vasfına yönelik şikayeti ve imza itirazı yerinde değildir. Davacı taraf, borca yönelik itirazını da İİK. 'nun 169/a-1. Maddesindeki yazılı belgeler ile ispatlayamamıştır. Çekin ibraz tarihinden takip tarihine kadar, avans faiz oranlarına göre ve TTK. 'nun 783/3. Maddesine göre hesaplama yapılmış olması karşısında hükme esas alınmaya elverişli ve yeterli olduğu kanaatine varılan 25/04/2019 tarihli bilirkişi raporu uyarınca talep edilen faiz ve fer'ilerde de fazlalık bulunmamaktadır. Ancak, İİK'nun 170/3. Maddesindeki amir hüküm gereğince; inkar edilen imzanın davacı borçluya ait olduğu bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip geçici olarak durdurulmuşsa davacı borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesi zorunludur. Belirtilen bu husus da kamu düzenine ilişkin olup, istinaf dilekçesinde hiç ileri sürülmese dahi, HMK'nun 355....

        UYAP Entegrasyonu