WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca davacı borçlu vekilince, müvekkili T1 ile davalı alacaklının herhangi bir alacak ve borç ilişkisi bulunmadığı ileri sürülerek borca itiraz edilmiş ise de; İİK'nın 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı ve itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Somut olayda, davacı borçlu borca itirazlarını İİK'nın 169/a maddesi gereğince ispatlayamadığından davacının borca itirazlarının da reddi gerekir. Ayrıca takibin geçici olarak durdurulduğu ve davalının da tazminata yönelik talebinin bulunduğu hususları göz önüne alındığında, İİK'nın 169/a-6 maddesi uyarınca tazminat şartlarının oluştuğu da anlaşılmıştır....

ın borca ve imzaya itiraz davasının kabulü ile takibin durdurulmasına, birleşen davada borçlu ...'ın borca itiraz davasının reddine karar verildiği, borçlu ... ve alacaklının istinaf yoluna başvurduğu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince Birleşen davadaki borçlu ...’ın istinaf talebinin esastan reddine, alacaklının istinaf talebinin kabulü ile; HMK'nın 353/1-b-2. bendi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, asıl dava yönünden; borçlu ...’ın borca itiraz davasının reddi ile asıl alacağın % 20 oranında tazminat ödenmesine, birleşen dava dosyası yönünden borçlu ...’ın borca itiraz davasının reddine karar verildiği görülmüştür. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502/1. maddesinde "Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir." hükmü düzenlenmiştir....

    DELİLLER: Afyonkarahisar İcra Müdürlüğünün 2020/18368 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Takip arkadaşlığı olması nedeniyle diğer takip borçlusu Salih Hazer yönünden Afyonkarahisar İcra Dairesinin yetkisi kesinleştiğinden yetki itirazının reddine, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesinde sayılan belgelerden birisiyle ispatlanamadığından reddine, kambiyo hukukuna yönelik şikayetinin de yerinde görülmemesi nedeniyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, ciro silsilesinin kopuk olduğu, alacaklının yetkili hamil olmadığı, bu sebeple kambiyo vasfı olmadığından kambiyo takibi yapılamayacağı, takibin iptaline karar verilmesi gerektiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takip borçlusu tarafından açılan kambiyo hukuku şikayeti, yetkiye ve borca itiraz istemine ilişkindir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/09/2020 NUMARASI : 2020/107 ESAS, 2020/221 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen kambiyo şikayeti ve borca itiraz davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçlusu tarafından açılan kambiyo şikayeti yetkiye, borca ve imzaya itiraz davasına ilişkindir. İstinaf sebepleri ile sınırlı olmak ve kamu düzeni yönünden yapılan incelemede, Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; davanın davalı asil tarafından açıldığı, dava dilekçesinde bildirdiği adrese duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin tebliğ edilmiş olmasına rağmen 18/11/2020 tarihli celseye katılmadığı, mazerette bildirmediği, bu sebeple bu celse de dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, daha sonra davanın davacı tarafından yenilendiği, ancak yine kendisine usulüne uygun duruşma gün ve saati tebliğ edilmesine rağmen 02/06/2021 tarihli celseye katılmadığı, mazerette bildirmediği bu şekilde davacının imzaya ve borca itiraz davası yönünden HMK'nun 320/4. Maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kambiyo senedine dayalı ilamsız takipte usulsüz tebligat ve borca itiraz şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile; ... İcra Dairesi'nin 2021/77897 Esas sayılı dosyasında davacıya ödeme emri tebliğ işleminin iptali ile ödeme emri tebliğ tarihinin 06.12.2021 tarihi olarak tarihi olduğunun tespitine, davacının kambiyo senetlerine mahsus takibe ilişkin itiraz ve şikayetlerinin reddine karar verilmiştir. Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      Somut olay ve iddiaların incelenmesinde, her ne kadar takip konusu senette çift vade olduğu nedenle kambiyo vasfında değil ise de davacı dava dilekçesinde borcun tamamını ödediğini iddia ettiği nedenle İİK'nun 170/a-son maddesi gereğince kambiyo vasfının tartışılmasının artık mümkün olmadığı, davacı borçlu mahkemenin borca itirazın reddine ilişkin kararını istinafa getirmiş ise de borçlunun icra mahkemesine başvurusu; İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi kapsamında incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanması zorunludur. Buna rağmen takip borçlusu davacı taraf bu maddede düzenlenen belgeler ile borca itirazını ispatlayamamıştır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesince davanın reddine yönelik kararı isabetli olup, istinaf sebep ve gerekçeleri yerinde değildir....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesine dayalı borca ve İİK'nın 170. maddesine dayalı imzaya itiraz ile borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti ile ödeme emrinde yasal unsur eksikliği şikayetine ilişkindir. İstanbul 19. İcra Müdürlüğünün 2018/39716 Esas sayılı sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacılar ve dava dışı borçlu aleyhine 334.265,75 TL alacağın tahsili amacıyla 30/10/2018 düzenleme tarihli 300.000,00 TL bedelli çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip olduğu, ödeme emrinin davacı borçlulara 22/11/2018 tarihinde ayrı ayrı tebliğ edildiği, davanın yasal süresinde olduğu anlaşılmıştır. İzmir 12....

      Şti. ile ortak şikayeti mevcut olduğunu, Soruşturma dosyasında Erzurum Polis Kriminal Laboratuvarından aldırılan imza mukayese raporumuz soruşturma dosyasına gelmiş ve şikayet konumuzu doğrular netice verdiğini, Artık bu rapor ile sözde çekin bir kambiyo senedi değil suç mahsulü olduğu kesin delille ispatlanmış olduğunu, çekin lehtarına ( DE BA Baharat temsil ve ilzama yetkili kişisine) ait ve elinden sadır olmayan , arka tarafındaki ilk sözde imza ile ciro zinciri bozulmuş olup , lehdardan sonra gelen diğer cirantalar keşideciye karşı kambiyo takibi başlatamayacağını, Cirantalar ve alacaklı Engin Rulman açısından yetkili hamil sıfatı olmadığından ciro silsilesinde kopukluk sebebiyle ciro zinciri kesilmiş bulunduğundan, Alacağına kavuşmak için ne kadar çok cirantaya takip açarsa o kadar menfaatine olmasına rağmen DE BA'yı eksik bırakmalarının nedeni ise hukuken açık olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini dava ve talep ettikleri görülmüştür....

      Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30/05/2001 gün 2001/12- 436 E., 2001/467 K. ve 06/06/2001 tarih ve 2001/12- 466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da aynen benimsendiği gibi; herhangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi...

      UYAP Entegrasyonu