Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda davacı alacaklı, borçlu Nezahat Altın aleyhinde çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatmış, 04/03/2005 tarihinde örnek 163 nolu ödeme emri borçluya tebliğ edilmiş, takibin kesinleşmesi üzerine borçluya ait 109 ada 3 parsel sayılı taşınmaza 16/05/2005 tarihinde tapuda haciz konulmuştur. Borçlunun 19/01/2007 tarihli Keşan İcra Hukuk Mahkemesi’ne verdiği şikayet dilekçesinde takibe konu çeki bankaya ibraz eden Aybars Ürek’ten sonra çekte cirosu yazılan alacaklı tarafından kambiyo takibi yapılmayacağını ileri sürmüş ve şikayet dilekçesi ekinde çekin bankaya ibraz anında alacaklının cirosunun olmadığını gösteren banka yazısına bağlı çek fotokopisi ile İİK'nun 16 ve 167, 171. madde metinlerini eklemiştir. İcra Hakimi İİK'nun 18. maddesi uyarınca takdir yetkisini kullanarak evrak üzerinden karar vermiştir....

    İcra Dairesinin 2022/19496 Esas sayılı dosyasında yaptığı kambiyo senetlerine mahsus takip sonrası 10/08/2022 tarihinde yönetmeliğin aradığı kattan fazla kat barındıran borçlu sitede haczedilen asansör beyinlerinin, binada bulunması zorunlu ve binanın esası unsurlarından olan asansörün parçası olup, TMK 684 mad. gereğince taşınmazın bütünleyici parçası olan asansörün beyninin müstakil olarak haczedilemeyeceği anlaşılmakla, bu nedenle şikayetçinin şikayeti yerinde olmakla kabulüne ve Büyükçekmece 3. İcra Dairesinin 2022/19496 Esas sayılı dosyasında 10/08/2022 tarihinde yapılan hacizdeki ikisi çalışır durumda üç adet asansör beynine yönelik haczin kaldırılmasına, muhafaza işleminin iptali ile şikayetçiye iadesine" dair karar verildiği görülmüştür....

    Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik şikayet, imzaya ve borca itiraz davasıdır. Borçlunun ödeme emri tebliğ işlemi ile ilgili şikayet başvurusunu, İİK'nın 16/1. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük süre içinde icra mahkemesine yapması gereklidir. Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihinin aksi yazılı belge ile kanıtlanabilir. Diğer yandan İİK'nın 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun icra dairesinin yetkisiz olduğu, borçlu olmadığı, veya borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı, imzaya itirazlarını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına ve alacaklının takip hakkı bulunmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir....

    İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte kambiyo vasfı şikayeti üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin süre aşımından reddine karar verilmiştir. Kararın borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlular tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      KARŞI OY YAZISI Davacı-borçlu, davalı-alacaklıya karşı açtığı menfi tespit davasında, aleyhine yapılan kambiyo senetlerine mahsus takip dayanağı çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemişken; 02.02.2016 tarihinde davasını ıslah ederek çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti talebini takip dayanağı çekin keşide tarihi tahrif edilerek ibraz süresi geçtikten sonra muhatap bankaya ibraz edilmesi nedeniyle kambiyo senedi vasfı olmayan belgeye dayanarak kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takibin iptalini istemiştir. Mahkemece, davacı-borçlunun ıslah edilmiş talebinin İcra Hukuk Mahkemesi'nde kambiyo şikayeti yoluyla ileri sürülebileceği gerekçesiyle dava usulden reddedilmiştir. Davacı-borçlu ıslahla ileri sürdüğü talebinde yine menfi tespit istemektedir. Bu nedenle mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddedilmesi doğru olmamıştır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayeti ve imzaya itiraza ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülerek beyan edilen tarihe göre ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilmiş olup verilen bu karar yönünden istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Davacının imzaya itiraza ilişkin talebi hakkında İlk Derece Mahkemesince HMK.nun 20. Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı imzaya itiraza ilişkin verilen açılmamış sayılmaya ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunda bulunmuş, yenileme dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiğini öne sürmüştür....

        Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacı borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde davacının borca itirazının reddi ile hükmedilen tazminat ve yargılama giderleri için farklı bir icra dosyasında ilamlı icra takibi başlatılamayacağı, aynı icra dosyası üzerinden ilamın ibrazı ile tahsilinin gerektiği iddiası ile davalı alacaklı tarafından Bakırköy 7. İcra Müdürlüğünün 2021/2276 Esas sayılı dosyasında başlatılan takibin iptalinin talep edildiği, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği, davalı tarafça takip yollarının farklı olması sebebi ile ayrı icra takibi başlatmakta hukuksuzluk bulunmadığı iddiası ile istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....

        İcra Müdürlüğü'nün 2020/198 Esas sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine kambiyo takibi başlatıldığını, takip konusu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, imzaya itirazları olduğunu belirterek imzaya itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı hakkında aynı borç nedeniyle ipotek takibi de yaptıklarını, davacının o dosyaya ödeme yaptığını, ayrıca davacının diğer takip borçlusu hakkında herhangi bir şikayeti olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğunu, davacı ile müvekkili arasında yüzyüzelik ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin imzanın kime ait olduğunu bilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....

        İlk derece mahkemesi tarafından; davacı tarafça 07/07/2008 ve 05/08/2008 ödeme tarihli 2 adet bonoya dayanarak toplam 12.738,00 TL asıl alacak için 21/05/2009 tarihinde kambiyo takibi başlatıldığı, davacı-borçluya ödeme emrinin 25/05/2009 tarihinde tebliğ edildiği, bonolarda zamanaşımı süresinin vade tarihinden itibaren 3 yıl olduğu, 25/03/2015 tarihinde dosyanın işlemsiz bırakılması nedeni ile işlemden kaldırıldığı, 29/07/2016 tarihinde yenilendiği, alacaklı tarafça zamanaşımını kesen işlemler yapılması sebebiyle zamanaşımının kesildiği ve sürenin yeniden işlemeye başladığı, alacağın zamanaşımına uğramadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

        İcra kefillerinin taahhüdü, kambiyo taahhüdü niteliğinde bulunmadığından, onlar bakımından uygulanacak zamanaşımı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipteki dayanak belge için TTK'nun ilgili hükümleri gereğince uygulanması gereken zamanaşımı süresi değildir. İcra kefilinin borcunun icra kefaletinden kaynaklandığı, icra kefaletinin ise İİK'nun 38. maddesinde belirtilen ilam niteliğinde bulunduğu tartışmasız olup bu gibi hallerde İİK'nun 39. maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımının uygulanacağı tabiidir....

        UYAP Entegrasyonu