olmadığını, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini belirterek itirazının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : İcra dosyasının incelenmesinde alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığı,borçluya ödeme emrinin 21.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. 2004 Sayılı İİK nun 168. maddesine göre kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca itiraz ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılabilir. İstinaf incelemesi talep edilen olayda dava 28.08.2019 tarihinde açılmış olup yasal beş günlük süre aşılmıştır....
Yapılan müzakeresi sonucunda ; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP : Davacı borçlu vekili 26/04/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Hakkari İcra Müdürlüğünün 2021/486 takip sayılı dosyası ile bir adet çeke istinaden müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, takip alacaklısı ile mal alım satımı konusunda şifai anlaşmaya varıldığını, takibe konu çekin alacaklıya verildiğini, ancak alacaklının müvekkiline herhangi bir mal teslimi yapmadığını, müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle borca işlemiş faize, faiz oranına ve borcun ferilerine ve takip masraflarına itiraz ettiklerini beyanla, takibin durdurulmasına ve alacaklının %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....
bir borç ilişkisi bulunmadığını ve müvekkillerinin borcunun bulunmadığını, haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak çekin muhteviyatının teminat çeki olması hasebiyle kambiyo takibi başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, çekin kambiyo vasfına haiz olmadığını, teminat senedinin, bir ödemeye ilişkin teminat alınması gereken her durumda düzenlenmesinin mümkün olduğunu belirterek davanın kabulüne, icra takibinin iptaline, davalının %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesi taraflarına tebliğ dahi edilmeden hüküm kurulduğunu, hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, Ankara icra dairelerinin yetkisiz olduğu yönündeki itiraz hukuki dayanaktan yoksun olduğu gibi bu itirazın reddi gerekirken kabulü yönünde hüküm tesis edilmesi de kanuna aykırı olduğunu, vekil olmayan dosyada vekalet ücretine hükmedilmesinin de fahiş hata olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü takipte, borca itiraz ve yetki itirazına ilişkindir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/11/2020 NUMARASI : 2020/358 ESAS, 2020/395 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle , aleyhine İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğünün 2020/14459 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takip dayanağı 25 adet bononun geçerli olmadığını, usulsüz bir şekilde Hacı Mehmet Bozali tarafından üçüncü şahıslara verildiğini, esasen kendisinin alacaklı olduğunu, aralarında düzenledikleri protokolde senetleri hükümsüz saydıklarını belirterek takibe ve borca itiraz etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir....
Kambiyo senetlerine mahsus takibe yönelik itiraz ve şikayetlerde icra mahkemesi; varsa, önce borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazı, ardından senedin kambiyo vasfını haiz olmadığı ya da alacaklının yetkili hamil olmadığı iddiasına dayalı İİK'nın 170/a maddesinde yazılı şikayeti, ardından imzaya itirazı ve son olarak da borca itirazı değerlendirmek suretiyle sonuca gitmelidir. Somut olayda; davacının talepleri içerisinde yukarıda sayılanlardan yetki ve imza itirazı bulunmamaktadır....
İlk derece mahkemesi tarafından; “….davalı alacaklının borçlu hakkında kayıtsız şartsız ödeme vaadini içeren ve kambiyo senedi niteliğini taşıyan bonoya istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığı, borçlunun yasal süresi içinde borçlu olmadığından bahisle İİK'nun 168/5 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz davası açtığı, İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanması gerekmesine rağmen borçlu tarafından borçlu olmadığının ispatı yönünde İİK'nun 169/a-1. maddesinde aranan nitelikte bir belge veya delil sunulmadığı, davacı borçlu tarafça sunulan belge de senede yönelik herhangi bir ibarenin olmadığı, alacaklı tarafın da bu konuda bir kabulü bulunmadığı, davacının iddialarının genel yetkili mahkemelerde yargılamayı gerektireceği……” gerekçesi ile “1- Borca Ve Faize itiraza ilişkin ispatlanmayan davanın REDDİNE, 2- Şartlar oluşmadığından davalı tarafın tazminat...
Buna göre, davacı borçlular kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibin iptalini talep etmiş olup, ilk başlatılan takip kambiyo takibi olmakla bu takibin mükerrer olmadığı gözetilerek, şikayetin reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. B-DAVACI TARAFIN SENEDİN KAMBİYO VASFINA YÖNELİK ŞİKAYETLERİ VE BORCA İTİRAZLARI YÖNÜNDEN YAPILAN İSTİNAF İNCELEMESİNDE; Davacıların diğer başvuruları 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 168/3- 5. maddesine dayalı, kambiyo vasfına yönelik şikayet ve borca itiraz niteliğindedir ve aynı maddeye göre itiraz ve şikayetin beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz ve şikayet edene tebliğinden itibaren başlar ve hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir....
ile icra takibi başlatıldığını, ancak yetkili icra dairesinin İzmir İcra Daireleri olduğunu, bu sebeple takibe itiraz ettiklerini, takibe konu belgenin de kambiyo vasfında olmadığını, senedin kambiyo vasfında olmaması ve takipteki usuli eksiklikler nedeniyle takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....