DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayeti ve imzaya itiraza ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülerek beyan edilen tarihe göre ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilmiş olup verilen bu karar yönünden istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Davacının imzaya itiraza ilişkin talebi hakkında İlk Derece Mahkemesince HMK.nun 20. Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı imzaya itiraza ilişkin verilen açılmamış sayılmaya ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunda bulunmuş, yenileme dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiğini öne sürmüştür....
Genel İspat Kuralının istisnası Kambiyo Senetleridir. Kambiyo senedine dayalı, menfi tespit davasında ispat yükü davacı/borçludadır. Davacı bedelsizlik, sahtelik, hile, ifa gibi nedenlerle borçlu olmadığını ispatlaması gerekir. Bu minvalde, davacının çek nedeniyle borçlu olmadığını ispatlaması gerekir. Davacı, davalının tefecilikte yaptığına dair iddialarda bulunmuşsa da bu husustaki şikayeti noktasında yukarıda açıklandığı üzere ----- takipsizlik kararı verildiği, davacının ------ para karşılığında çeki verdiğini ve parayı alamaması nedeniyle çekten kaynaklı borçlu olmadığı iddiasını ispatlayamadığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir....
Davacının borca itirazı bakımından; takip alacaklısı, borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatmış, borçlu takip konusu senede ilişkin borcunu ödediğini, bu sebeple borcunun olmadığını belirterek takibin iptalini talep etmiştir. Dava, İİK nun 169/a maddesine dayanan takibe itiraz davası olup, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borcun olmadığının veya itfa veya ihmal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itiraz kabul edilebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde kambiyo şikayeti ve borca ve imzaya itiraza yönelik şikayet niteliğindedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 776/1- f maddesi uyarınca; senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanun'un 777/4. maddesinde ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Hukuk Genel Kurulu'nun 02.10.1996 gün ve 1996/12- 590 sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması zorunlu ve yeterlidir. Öte yandan, keşide yeri unsuru bulunmayan dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK'nun 776/1- f maddesinde öngörülen koşulu taşımayan bu belgeye dayanarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılması da mümkün değildir....
aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla....... 2014/7731 Esas sayılı dosyası ile kambiyo takibi, 2014/7756 Esas sayılı dosyası ile de ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı..." şeklindeki beyan karşısında ve sair belirtilen hususlar gereği, her iki takip dosyasına konu borcun aynı borç olduğu anlaşılmaktadır....
konu takibi başlattıklarını açıkça belirtmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/198 Esas sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine kambiyo takibi başlatıldığını, takip konusu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, imzaya itirazları olduğunu belirterek imzaya itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı hakkında aynı borç nedeniyle ipotek takibi de yaptıklarını, davacının o dosyaya ödeme yaptığını, ayrıca davacının diğer takip borçlusu hakkında herhangi bir şikayeti olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğunu, davacı ile müvekkili arasında yüzyüzelik ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin imzanın kime ait olduğunu bilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....
İcra kefillerinin taahhüdü, kambiyo taahhüdü niteliğinde bulunmadığından, onlar bakımından uygulanacak zamanaşımı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipteki dayanak belge için TTK'nun ilgili hükümleri gereğince uygulanması gereken zamanaşımı süresi değildir. İcra kefilinin borcunun icra kefaletinden kaynaklandığı, icra kefaletinin ise İİK'nun 38. maddesinde belirtilen ilam niteliğinde bulunduğu tartışmasız olup bu gibi hallerde İİK'nun 39. maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımının uygulanacağı tabiidir....
İlk derece mahkemesi tarafından; davacı tarafça 07/07/2008 ve 05/08/2008 ödeme tarihli 2 adet bonoya dayanarak toplam 12.738,00 TL asıl alacak için 21/05/2009 tarihinde kambiyo takibi başlatıldığı, davacı-borçluya ödeme emrinin 25/05/2009 tarihinde tebliğ edildiği, bonolarda zamanaşımı süresinin vade tarihinden itibaren 3 yıl olduğu, 25/03/2015 tarihinde dosyanın işlemsiz bırakılması nedeni ile işlemden kaldırıldığı, 29/07/2016 tarihinde yenilendiği, alacaklı tarafça zamanaşımını kesen işlemler yapılması sebebiyle zamanaşımının kesildiği ve sürenin yeniden işlemeye başladığı, alacağın zamanaşımına uğramadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/12084 sayılı dosyası ile kambiyo yolu ile icra takibi başlatmış, kesinleşen takipte borçluya ait Ankara Keçiören Ufuktepe Mah. 31241 ada 1 parselde bulunan 10 nolu bağımsız taşınmaz üzerine haciz konulmuş ve taşınmazın satışı istenmiştir. Davacının eski eşinin borcundan dolayı hacizli bulunan ve satışı istenen taşınmaz üzerinde Ankara 17. Aile Mahkemesinde 2019/751 Esas dosyasından verilen "3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı" bulunmaktadır. 17. Aile Mahkemesi'nce "dava konusu taşınmazın davalı eş tarafından rızaen 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulduğu, ihtiyati tedbir devam etmekle birlikte tarafların ve davanın niteliği itibariyle icrai satışa engel olmadığı" bildirilmekle ihtiyati tedbir ve aile konutu şerhinin davalı eş tarafından rızaen 3. kişilere devrinin önlenmesi için olduğu, icrai satışa engel oluşturmayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir....