Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE:Alacaklı vekili tarafından bir adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, davacı-borçlu vekili imzaya itiraz ederek müvekkilinin Türkçe bilmemesi , okuma yazma bilmemesi nedeniyle kambiyo vasfına ilişkin şikayette/borca itirazda bulunmuş olup ilk derece mahkemesince imzaya ve borca itirazın reddine karar verilmesi üzerine davacı-borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dairemizce, davacı-borçlunun Suriye uyruklu olması nedeniyle MÖHUK.nun 48/1- 2 maddeleri gereğince teminat alınması için davacı tarafa süre verilmek üzere ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 355/1, 353/1- a-6 maddeleri gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir. Yerel mahkemece yeniden yapılan yargılama sırasında teminat eksikliği giderilmiş olup ilk derece mahkemesince yeniden imzaya ve borca itirazın reddine koşulları oluşmadığından davalı yararına tazminat takdirine yer olmadığına karar verilmiştir....

Dairemizce yapılan değerlendirmede; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2021/27387 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı şirket tarafından davacı borçlu şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu şirkete örnek 10 ödeme emri ve çek suretinin tebliğ edildiği, davacı borçlunun süresi içerisinde imzaya, borca ve çekin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına ilişkin iptal talepli iş bu şikayeti yaptığı anlaşılmıştır. İİK'nun 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir....

Somut olayda; davalının davacı aleyhine, alacağının tahsili için kambiyo takibine geçtiği, davacının dava dilekçesinde açıkça ödeme emri tebligatının usulsüz olması sebebi ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve borca, imzaya itirazının kabulünü talep ettiği halde, borçlunun isteminin gecikmiş itiraz talebi olarak değerlendirilmesi yerinde görülmemiştir. Borçlunun başvurusu, usulsüz tebligata dayalı, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi olarak tavsif edilmelidir. Bu durumda usulsüz tebligata ilişkin şikayet değerlendirilerek sonucuna göre imzaya ve borca itirazlarının da değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK'nun 353/(1)-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın açıklanan hususlar yönünden yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Davacı, çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte kendisine ödeme emrinin tebliğ edilmediği, usulsüz tebliğ edildiğini açıkça ileri sürerek bu iddia ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunmuş, Mahkemece davacının usulsüz tebliğe yönelik iddiası araştırılıp incelenmeksizin ve kararda usulsüz tebliğe yönelik olarak herhangi bir gerekçeye yer verilmeksizin davanın süresinde açılmadığından bahisle reddine karar verilmiştir. Davacının usulsüz tebliğe yönelik istemi incelenmeden doğrudan davanın süre yönünden reddi kararı usul ve yasaya aykırıdır. Ayrıca, İİK'nın 169/a-1. ve 170/2. maddeleri uyarınca borca ve imzaya itirazın duruşmalı olarak incelenmesi gerekirken dosya üzerinde yapılan inceleme ile davanın karara bağlanması da doğru değildir....

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borca itiraz ve senedin teminat senedi niteliğinde olup olmadığı hususunda da bilirkişi incelemesi yapılmadığını, müvekkilinin senet üzerindeki miktarı kendisi doldurmadığını, davalı banka tarafından usulüne uygun olarak hesap kat ihtarı gönderilmediğini, davalı bankaya belirtilen miktarda borcu bulunmadığını, bilirkişi incelemesi yapılarak borca ve faize itirazlarının değerlendirilmesini, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, şikayet ve itirazlarının kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, kambiyo takibinde, senedin kambiyo vasfını yitirdiğine ilişkin şikayet ile borca yönelik itiraza ilişkindir....

Dava, çeke dayalı kambiyo takibinde icra dairesinin yetkisine ve imzaya itiraza ilişkindir. İİK'nın 168, 169 ve 170 ve 170/a maddelerinde; kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre kambiyo hukuku bakımından takip hakkı olmadığını (şikayet yoluyla) beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. Süre ödeme emrinin tebliği ile işlemeye başlar....

İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "....Borçlu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte de şartları oluştuğunda genel hükümlere göre süresiz veya yedi günlük şikayet yoluna başvurabilir. Ancak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, genel hükülreni dışında, bu yola ilişkin özel şikayet halleri düzenlenmiştir. Yani, borçlu imzaya ve borca itiraz dışında, ayrıca bu yola özgü şikayet yoluyla da takibe karşı koyabilir. Bu durumlarda bazen hem sebep hem dsüre bakımından özel düzenleme yapılmıştır; bazen de sebep özel olmakla birlikte, şikayet süresi genel hükümlere tabidir. Zira, icra müdürü, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, senedin kambiyo senedi olup olmadığını, bu çerçevede takip yapanın yetkili olup olmadığının ve senedin vadesinin gelip gelmediğini incelemekle yükümlüdür. Bunlar sebep bakımından özel şikayet halleridir....

İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/606 Esas 2021/274 Karar sayılı kararının kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda davanın kabulüne, müvekkil hakkında başlatılan Elazığ 2. İcra Müdürlüğü'nün 2017/4709 Esas icra takip dosyasına açıklanan nedenlerle icra takibine, ödeme emrine, borca, imzaya, borcun ferilerine, borca uygulanan faize, faiz oranına, vekalet ücretine itiraz ve şikayet edildiğini, Elazığ 2. İcra müdürlüğünün 2017/4709 esas icra takibinin müvekkili açısından durdurulması, ve takibin iptaline, alacaklı aleyhine yüzde 20 oranında kötüniyet tazminatı ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin alacaklı aleyhine hükmedilmesi, fazlaya ilişkin haklarının, ceza dava haklarının saklı kalmak kaydı ile karar verilmesi talep edilmiştir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, tahrifat iddialarının gerçeği yansıtmadığını beyanla borca ve imzaya itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir”, aynı Kanunun “İmzaya itiraz” başlıklı 170. maddesinde de “Borçlu, 168 inci maddenin ... numaralı bendine göre kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı yolundaki itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir.......İcra mahkemesi duruşmadan önce yapacağı incelemede.....” hükümlerine yer verilmiştir. Somut olayda, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya da itirazda bulunmuş olup, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri doğrultusunda itirazın duruşmalı olarak incelenmesi zorunludur....

    UYAP Entegrasyonu