"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takip üzerine borçlu vekili tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, tahrifata ilişkin şikayet ile birlikte imzaya ve borca itiraz edilmiştir. Mahkemece yalnızca imzaya ve asıl alacak olan borca ilişkin itiraz ile ilgili inceleme yapıldıktan sonra, takibe konu bonolarda tahrifat da olmadığı gerekçesi ile davanın tümden reddine karar verilmiştir....
ben zaten borcumu kabul ediyorum ve ödeme yapıyorum" dediğini beyan ederek haksız yere imzaya, borca ve faize itiraz eden borçluların takibin iptali davasının reddi ile % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, takibe konu senetteki imzalar incelenirken davacının babasının imza örneğininde alınmasını, söz konusu yapıdaki diğer daire sahiplerininde tanık olarak dinlenmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Alınan birbirini teyit eder nitelikte, çelişki içermeyen ve denetime elverişli raporlar ile takibe konu senetteki imzanın davacı eli ürünü olduğu ayrıca itiraz edilen imzanın başka bir belgeden taşınmadığı, renkli fotokopi olmadığı bildirilmiştir. Bir diğer ifade ile tüm raporlar itiraz edilen imzanın ıslak imza olduğunu bildirir niteliktedir. Açılan davada imzaya itiraz edilmiştir. Yargılama aşamasında ise takibe konu senetteki yazıların sonradan bilgisayar yardımı ile oluşturulduğu ifade edilmiştir. Yargılama aşamasında ileri sürülen bu iddialar borca itiraz nedeni olup dava dilekçesinde ileri sürülmediklerinden dinlenilmeleri olanaklı değildir. Dava dilekçesinde açıkça borca ve ferilerine itiraz hakkının saklı tutulduğu bildirilmiştir. İİK 167. ve devamı maddelerindeki yasal düzenlemeler dikkate alındığında borçlunun imzaya, borca, yetkiye yönelen tüm itirazlarını ödeme emri tebliğini müteakip yasal sürede icra mahkemesine bildirmesi gerekir....
İcra Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca İtiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Kambiyo senetlerine mahsus yol ile yapılan takipte, borçlu borcun ödendiğini, bu konuda alacaklı tarafından belge verildiğini, takibin iptalini talep etmiştir. Dairemizce verilen bozma kararında, sözkonusu belge hakkında alacaklının görüşü alınmadan karar verildiğinden bahisle mahkeme kararı bozulmuş ve mahkemece bozma kararına uyulmuştur....
Başvuru bu hali ile, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz olup, itirazın aynı Kanun'un 169/a maddesine göre incelenmesi gerekmekte olup, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca itirazın kabulü halinde takibin durmasına karar verilir. İİK'nun 169/a-3. maddesinde; "Borçlunun ibraz ettiği belge altındaki imza alacaklı tarafından inkar edilirse, icra mahkemesi hakimi, İİK'nun 68/a maddesindeki usule göre yapacağı inceleme neticesinde imzanın alacaklıya ait olduğuna kanaat getirdiği takdirde borçlunun itirazının kabulüne karar verir ve alacaklıyı, sözü edilen belgenin taalluk ettiği değer veya miktarın yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda itiraz dilekçesine ekli olarak sunulan, 12.09.2012 tarihli “kiraya verene yapılan ödemeler” başlıklı belge altında alacaklı ... adına atılı imza bulunduğu, alacaklı ...'nın imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek imzayı inkar ettiği görülmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, kambiyo takibinde imzaya, borca ve ferilere itiraza ilişkindir. Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu şirket vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, imzaya, borca ve ferilere itiraz ettiği, mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine, dair karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 170/3.maddesinde; "İcra mahkemesi 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir" düzenlemesine yer verilmiş olmakla, senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK.nun 26.4.2006 tarih ve 2006/12- 259 E., 2006/231 K. sayılı kararı). Bu konuda borçluya süre verilerek sonuca gidilemez....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bonoda bulunan imzanın el yazısıyla bizzat davacı tarafından atılmış olduğunu, davacının iddiasının aksine kaşe imza olmadığını, elle atılmış ıslak imza olduğunu, bononun kambiyo senedi vasfına sahip olmadığı iddiasının bu dava kapsamında ileri sürülebilecek bir olgu olmadığını, hukuken geçerli ve kambiyo senedi vasfına haiz bir borç ikrarı olduğunu belirterek, davanın reddini ve takibin devamını, davacı aleyhine tazminat ve para cezası yükletilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine, borçluların yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, borca itiraz ettikleri, senedin sonradan doldurulduğunu, borca ilişkin ödemelerin yapıldığına ilişkin belge sundukları görülmüş, mahkemece, davanın iddiaların ispatlanamadığından bahisle reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senedin, teminat amacıyla verildiği iddiası, 2004 sayılı İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, aynı Kanun'un 168/5. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yasal beş günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması gerekir. Bununla birlikte, İİK'nun l70/b. maddesi yollaması ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde de uygulanması gereken aynı Kanun'un 63. maddesi gereğince borçlu, senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerini yargılama sırasında ileri sürebilir. Bu bağlamda senette tahrifat iddiası senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasında olmakla beş günlük itiraz süresi içinde ileri sürülmese bile, süresinde yapılan bir itirazın incelenmesi sırasında da ileri sürülmesi mümkündür....
Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.5.2001 gün 2001/12- 436 E., 2001/467 K. ve 6.6.2001 tarih 2001/12- 466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da işaret edildiği üzere herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi sebeple...