"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 16. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 02.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli 16. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 02.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
CEVAP Davalılar savunmalarında eldeki davanın kadastro öncesi nedene dayalı olarak açıldığı, taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih göz önüne alındığında davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesini, davacıların kök murisin mirasçısı olduklarını ispat külfeti altında olduklarını öte yandan çekişmeli taşınmazlar üzerinde kendi murisleri lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 11.04.2017 tarih, 2016/8 Esas, 2017/102 Karar sayılı kararıyla; davacının talebinin kadastro öncesi nedene dayandığı, 3402 sayılı yasa uyarınca kadastrodan önceki nedene dayalı davalar yönünden 10 yıllık hak düşürücü süre belirlendiği, somut olayda taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih göz önüne alındığında, dava tarihi itibariyle bu sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.04.2019 tarihli ve 2019/15 Esas - 2019/150 Karar sayılı kararıyla; davacının talebinin kadastro öncesi nedene dayandığı, 3402 sayılı Yasa uyarınca kadastrodan önceki nedene dayalı davalar yönünden 10 yıllık hak düşürücü süre belirlendiği, somut olayda taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih göz önüne alındığında, dava tarihi itibariyle bu sürenin dolduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 2....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.04.2019 tarihli ve 2019/15 Esas - 2019/150 Karar sayılı kararıyla; davacının talebinin kadastro öncesi nedene dayandığı, 3402 sayılı Yasa uyarınca kadastrodan önceki nedene dayalı davalar yönünden 10 yıllık hak düşürücü süre belirlendiği, somut olayda taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih göz önüne alındığında, dava tarihi itibariyle bu sürenin dolduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 2....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. 3. Değerlendirme 1....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir. 3.3....
Hal böyle olunca, davacı tarafın davası niteliği ve içeriği itibariyle tanımlamasını 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmüne dayalı kesinleşen kadastroya karşı açılan dava niteliğinde olmadığı, bir başka deyişle davacı tarafın kadastro öncesi nedenlere dayanamayacağı kuşkusuzdur. Saptanan bu hukuksal olgu dikkate alındığında, davacı tarafın davada kadastro öncesi nedenlere dayanamayacağı tartışmasızdır. Kaldı ki, öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında bu hukuksal olgu, duraksamaya meydan vermeyecek biçimde kararlılık kazanmıştır. Mahkemece bu olgular dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (ONANMASINA), ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 22.05.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Davacı tarafça dava dilekçesinde nizalı taşınmazın 2002 yılında yapılan kadastro çalışmalarından önce satıcı...'nın zilyetliğinde bulunduğu iddiası ile kadastro öncesi nedene dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulduğuna, ayrıca yerel mahkeme tarafından da kadastro öncesi zilyetlik tartışılarak hüküm kurulduğuna göre; Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarih 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'ne aittir. Ne var ki; Yargıtay (16.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Kadastro sonucu ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ... ada ... parsel sayılı taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ..., taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak taşınmazın tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Yargılama sırasında ... ve arkadaşları, davacılar ile aynı nedenlere dayanarak davaya katılmışlardır. Davalı ..., taşınmazın müşterek muristen intikal etmediğini, eşi ... ile birlikte uzun yıllardır taşınmazı zilyet ettiklerini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....