Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan tüm bu nedenlerle; tapu iptali ve tescil davası iken aynı zamanda uygulama kadastrosuna itiraz davasına da dönüşen bu dava için; uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin dava tefrik edilip mülkiyete yönelik dava elde tutularak, uygulama kadastrosuna itiraz davası için kadastro mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmeli, kadastro mahkemesinde; uygulama kadastrosu sonucu tesis edilen yeni paftaların kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık çözüldükten sonra genel mahkemede mülkiyete yönelik tapu iptali ve tescil davası görülerek sonuca göre karar verilmelidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/05/2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2- a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olduğu, davalının davacıya ait çekişmeli taşınmaza komşu herhangi bir taşınmazının bulunmadığı, kaldı ki davacının da beyanlarında sınırda arazisi olduğu için değil kadastronun yapıldığı sırada muhtar olarak görev yaptığı ve kadastro çalışmalarından kendisini haberdar etmediği için davalıya karşı iş bu davayı açtığını beyan ettiği, davacının uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin iddialarının muhatabının davalı olmadığı anlaşılmakla, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: İlk derece mahkemesince verilen nihai karara karşı davacı T1 tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    Dava, altı aylık sürede açılan orman kadastrosuna itiraz, tescil ve arazi kadastrosuna itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasaya esas olmak üzere 6831 sayılı Yasaya göre 1999 yılında yapılan ve 02.01.2008’de ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Dava, orman kadastrosuna itiraz olarak açılmış, bölgede arazi kadastrosu yapılınca arazi kadastrosuna itiraza dönüşmüştür. Davacının dava dilekçesinin tetkikinde; taşınmazın orman tahdidi içerisinde bırakıldığı zannıyla dava açıldığı, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada ise çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğunun belirlendiği, bu nedenle davacının orman kadastrosuna itirazda hukuki yararının bulunmadığı, genel arazi kadastrosu sırasında kendi adına tespit edilen taşınmaza yönelik bir davasının olmadığı anlaşılmaktadır....

      HMK'nın 31. maddesi gereğince hakimin davayı aydınlatma görevi çerçevesinde davacı tarafa uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin davası yanında ayrıca mülkiyete yönelik bir itirazı bulunup bulunmadığı da sorularak davacının davasının salt (uygulama kadastrosuna) sınır ve yüzölçüme ilişkin olması ve davanın askı ilan süresi içinde açılmış olması halinde mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi, davacının sınır ve yüzölçümüne ilişkin davası yanında mülkiyete ilişkin bir itirazının da bulunması halinde ise mülkiyete yönelik tapu iptali ve tescili davasının tefrik edilerek elde tutulması, uygulama kadastrosuna ilişkin davada mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi, ayrıca davacı tarafın tapu iptali ve tescili yönünden talebi bulunması halinde taraf teşkilinin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun ve dava konusu parsellerin kadastro tutanaklarının yapılan arazi kadastrosu sonucunda 12/03...

      Eldeki dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca, uygulama kadastrosunun, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi amacına yönelik olduğu belirtilmiş olup, şu halde bu tür davalarda taşınmazların mülkiyetinin kim ya da kimlere ait olduğu hususunda bir değerlendirme ya da yargılama yapılmamaktadır. Diğer yandan 4721 sayılı TMK'nin 693/3. maddesinde, paydaşlardan her birinin, bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabileceği belirtilmiştir....

        Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.Daha sonra yörede orman kadastrosuna başlanması nedeniyle dava orman kadastrosuna itiraza, 08/12/2005 tarihinde genel arazi kadastro tutanağı düzenlenmesi nedeniyle de kadastro tespitine itiraza dönüşmüştür. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde davanın devamı sırasında 01/07/2003 tarihinde 6831 Sayılı Yasaya göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmalarına başlanmış; temyize konu davanın varlığı nedeniyle kesinleşmemiştir....

          Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacının uygulama kadastrosuna itiraz talebi yönünden davasının reddine, çekişmeli 220 ada 3 parsel sayılı taşınmazın uygulama tespiti gibi tapuya tesciline; davacının mülkiyet iddiasına yönelik talebi yönünden kadastro mahkemesinin görevsizliğine ve talep halinde dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... beldesinde ilk tesis kadastrosu 3402 sayılı Kanuna göre yapılarak 05.10.1993 tarihinde kesinleşmiş; ... kadastrosu, 6831 saylı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B maddesine göre yapılmış ve 02.10.1990 tarihinde ilân edilmiştir. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapıldığına; uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin davada çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı belirlenerek, ......

            Yönetimi, 25.2.2008 tarihli dilekçe ile Hazineyi taraf göstererek dava dilekçesine ekli krokide işaretlenen taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmesi istemiyle kadastro mahkemesinde 2008/3 esas sayılı davayı açmıştır. Mahkemece, dava edilen tüm taşınmazların tutanak asılları, orman kadastrosuna itiraz dosyası ile birleştirilip taşınmazların zilyetleri davaya dahil edilmiştir. Daha sonra, 317 ada 4 ve 12 sayılı taşınmazlara ilişkin dava ayrılarak yukardaki esasa kayıt edildikten sonra davanın reddine, dava konusu 317 ada 4 parsel arsa niteliği ile 317 ada 12 parsel tarla niteliği davalı adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasayla değişik 4. maddesine göre yapılıp kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır....

              Asliye Hukuk Mahkemesi ise davanın 22/2-a uygulaması ile oluşan yeni pafta ve çapa ilişkin 30 günlük askı ilân süresi içersinde açılan kadastro tespitine itiraza ilişkin olduğu, Kadastro Kanununun 25. maddesine göre sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına kadastro mahkemesinin bakacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan tesbitte; taşınmazın mülkiyeti, çapı ve yüzölçümü tartışma konusu edilemez, bu işlemde uygulama kabiliyeti bulunmayan ve harita tekniğine uymayan haritalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritalar düzenlenerek, bu tesbitin kesinleşmesi halinde tapu malikleri adına tapuya tescil edilir. Yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davada kadastro mahkemesi görevli olup, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin davalarda kadastro mahkemesi görevli değildir....

                Eldeki dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca, uygulama kadastrosunun, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi amacına yönelik olduğu belirtilmiş olup, şu halde bu tür davalarda taşınmazların mülkiyetinin kim ya da kimlere ait olduğu hususunda bir değerlendirme ya da yargılama yapılmamaktadır. Diğer yandan 4721 sayılı TMK'nin 693/3. maddesinde paydaşlardan her birinin, bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabileceği, TMK'nin 702/son maddesinde ortaklardan her birinin topluluğa giren haklarının korunmasını sağlayabileceği belirtilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu