Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı T1 vekili, uygulama kadastrosu sonucunda T1ye ait 106 ada 41 parsel (eski 130 parsel) sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve meydana gelen eksilme miktarının tecviz sınırlarının dışında kaldığını beyanla, uygulama kadastrosuna itiraz mahiyetindeki eldeki davayı açmıştır. Davalı T4 temsilcisi, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ve dava konusu taşınmazın uygulama kadastrosu gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı T1 vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olup, uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir....

Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla açıldığına göre, taşınmaz, 1962 yılında orman kadastro sınırları içinde ise, sonradan yapılan tahdit çalışmasında da bu durumun değişmemesi halinde, davanın orman kadastrosuna itiraza dönüşmeyeceği, ancak ilk tahdidin dışında olup sonradan içeri alınmışsa, bu durumda davalılar yönünden orman kadastrosuna itiraza dönüşeceği düşünülmemiştir....

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “dava konusu taşınmazların sınırlarının tesis kadastro pafta sınırları ve uygulama kadastro pafta sınırlarıyla örtüştüğünü ve uyumlu olduğu, ilk derece mahkemesince uygulama kadastrosuna itiraz yönünden davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığı, uygulama kadastrosu sırasında mülkiyete ilişkin tartışmaların gündeme getirilemeyeceği, davaya konu 22/a çalışmasının yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olduğu belirlendiğinden, dava konusu olarak gösterilen (A) ve (C) bölümleri yönünden davacı isteminin uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olmayıp, mülkiyet ihtilafına yönelik olduğu anlaşıldığından bu kısımlar hakkındaki davaya bakmak görevinin genel hukuk mahkemesine ait bulunduğu ve ilk derece mahkemesince bu bölümler hakkındaki davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesinde de isabetsizlik bulunmadığı ancak dava konusu tüm parsellere yönelik kadastro tespiti...

      Davacı Arif Esmer, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalıya ait 107 ada 3 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Tavşanlı Kadastro Mahkemesince, davacıların keşif ve yargılama sürecindeki beyanlardan taleplerinin hem uygulama kadastrosuna hem de mülkiyete yönelik olduğu anlaşıldığından mülkiyet iddiası yönünden görevsizlik kararı verilerek Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir....

        Dava konusu taşınmaz için yapılan uygulama çalışmalarının kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlığın çözümü konusunda görevli mahkeme ise; dava konusu taşınmaz için kadastro (uygulama) tutanağı tutulmuş olması nedeni ile kadastro mahkemesi olacaktır. Açıklanan tüm bu nedenlerle; tapu iptali ve tescil davası iken aynı zamanda uygulama kadastrosuna itiraz davasına da dönüşen bu dava için; uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin dava tefrik edilip mülkiyete yönelik dava elde tutularak, uygulama kadastrosuna itiraz davası için kadastro mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmeli, kadastro mahkemesinde; uygulama kadastrosu sonucu tesis edilen yeni paftaların kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık çözüldükten sonra genel mahkemede mülkiyete yönelik tapu iptali ve tescil davası görülerek sonuca göre karar verilmelidir....

          Kadastro Mahkemesi'nin 15.09.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/111 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, HMK'nin 353/(1)-b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına, buna göre davacı Hazine'nin davasının reddine, eski 88 yeni 105 ada 46 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastrosu gibi, çekişmeli 105 ada 34 parsel sayılı taşınmazın ise başka dosyada davalı bulunmaması halinde 09.01.2020 tarihli komisyon kararı gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ve bu karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iddianın ileri sürülüşüne göre uygulama kadastrosuna ve uygulama kadastrosu ile birlikte yapılan 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 8. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraza itiraza ilişkindir....

            yoksa 2015 yılında 3402 sayılı Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmalarına mı dayalı olduğunun anlaşılamadığı, o halde Mahkemece HMK’nın 140/3 üncü maddesi gereğince uyuşmazlığın nelerden ibaret olduğunun belirlenmesi ve tahkikatın ön inceleme tutanağı esas alınarak yapılması gereğine değinilmek suretiyle bozulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olduğunun kabul edildiği anlaşılmıştır....

              İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle Mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.(Yargıtay 8. HD. 2021/4030 E., 2022/2191 K. Sayılı ilamı) Uygulama kadastrosuna ilişkin uyuşmazlıklarda, davacı taşınmazının yüzölçümünde meydana gelen azalmanın hangi komşu taşınmazdan kaynaklandığı belirlenebildiği takdirde husumetin o taşınmaz maliklerine yöneltilmesi gerekir....

              DELİLLER : İddia, savunma, tesis ve uygulama kadastro tutanakları, tapu kayıtları , bilirkişi raporu ve dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler. İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava 3402 sayılı Kadastro kanunun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. İlk derece Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiş ise de Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki; Davacıya ait Kayseri İli, Yeşilhisar İlçesi, Kale Mahallesi 121 ada 4 parsel sayılı taşınmaz 1992 yılında yapılan tapulama sırasında senetsizden bahçe vasfı ile 1.309,00 m2 yüzölçümüyle tespit edilmiş, daha sonra yörede 2022 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunun 22/2- a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastro sırasında 2617 ada 4 parsel numarası ve 984,52 m2 yüzölçümüyle tespit edilmiştir. Yargıtay 16....

              Orman Yönetimi, "taşınmaza ilişkin XXVII nolu 2/B madde uygulama tutanağı ve haritasının zemine yanlış aplike edildiğini, bu durumda sınırlarda ve yüzölçümünde yanlışlıklar olduğunu ileri sürerek, XXVII nolu 2/B poligonuna ilişkin tutanak ve haritaların zemine doğru aplike edilerek 3131 nolu parselin sınırlarının ve yüzölçümünün yeniden belirlenmesini ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, konusu kalmayan davada karar verilmesine yer olmadığına ve 3131 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu