Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesince, artışın ilk tesis kadastrosu sırasında kullanılan ölçü tekniği ile teknolojisi ve alan hesaplama yöntemlerinin farklı olmasından kaynaklandığı, tesis kadastrosu sırasında çekişmeli sınır yönünde bulunan kuru örme taş duvarın, uygulama kadastrosu gününde de, tesis kadastrosu gününde olduğu hali ile zeminde mevcut olduğu, duvarın yerinin değiştirilmediği, uygulama kadastrosu sırasında çekişmeli sınırın sabit sınır kabul edilerek sınırlandırma işleminin yapıldığı, uygulama kadastrosu işleminde, yasa ve ilgili yönetmelik hükümlerine aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine karar verilmiş ve işbu karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir....

    Uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir....

    İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur....

    SONUÇ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2- a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu tespitine karşı askı ilan süresi içinde açılan tespite itiraz davasının yapılan yargılaması sırasında; denetime veri teşkil edecek şekilde tesis kadastro ve uygulama kadastrosuna ait tüm teknik belge, tutanak ve haritalar eksiksiz olarak dosya içine getirtilmeden ve bilirkişilerce incelenip uygulanmadan, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin uygulama kadastrosuna ilişkin emsal kararlarında belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı karar verilmesi isabetsiz olduğundan, davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile eksik hususlar giderilerek, yeniden yargılama yapılıp sonucuna göre karar verilmek üzere mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesinden kaynaklanan uygulama kadastrosuna itiraz olmayıp, davacı ... İdaresi tarafından taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kalması nedeniyle orman vasfıyla Hazine adına tescili istenmekle mülkiyete ilişkin itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 gün ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 31.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi SAYISI : 2017/59 E., 2018/254 K. KARAR : Davanın reddine, mahkemenin görevsizliğine Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz ile tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince uygulama kadastrosuna itiraz davasının reddine ve tapu iptali ve tescil davası bakımından mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Kararın davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 02.11.2022 tarihli ve 2021/9180 Esas, 2022/8746 Karar sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. Davacı ......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 1957 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü 48 ve 49 parsel sayılı sırasıyla 2080 ve 3140 m2 yüzölçümündeki taşınmazların, bağ niteliğiyle belgesizden tespit ve tescil edildiği, 2006 yılında yapılan orman kadastro sırasında ise orman olmadığı halde kısmen orman sınırı içine alındığı iddiasıyla orman sınırlamasının iptalini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6 aylık askı ilanı süresi içerisinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir....

          DAVA: 3402 sayılı yasanın 22/2- a maddesi gereği yapılan uygulama kadastrosuna itiraz mahiyetindedir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dosya kapsamından davacı, adına kayıtlı bulunan 938 ve 2093 nolu parsellerde yapılan ölçümlerde miktarlarının eksildiğini, eksikliklerin düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu parsellerin uygulama kadastro tespitinde hata bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, verilen kararın davacı tarafça istinaf edildiği anlaşılmıştır....

          Yönetiminin davasının yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olduğunun anlaşılması halinde, mülkiyete ilişkin ihtilafların uygulama kadastrosunun konusunu teşkil etmemesi nedeniyle davanın usûlen reddi ile mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, uygulama tutanağının ise kadastronun olağan usûle göre tamamlanması için kadastro müdürlüğüne iadesine karar verilmeli, 3) Davanın, hem uygulama kadastrosuna itiraza hem de mülkiyet iddiasına ilişkin bulunduğunun anlaşılması halinde; uygulama kadastrosu tespitine itiraza ilişkin dava hakkında kadastro mahkemesince işin esasına girilerek karar verilmeli; mülkiyete ilişkin talep yönünden dava tefrik edilerek kadastro mahkemesinin görevsizliğine ve dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir. Diğer taraftan, görevsizlik kararı verilmesi gereken hallerde, görevli mahkemece, davacı ......

            Yönetimi tarafından, uygulama kadastrosundan önce genel mahkemede açılıp sonuçlanan tapu iptal ve tescil davası bulunduğu da gözönünde tutulmalıdır. Mahkemece, davanın niteliği kesin olarak saptanmadan yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru bulunmadığından, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir” denilmektedir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine itiraz yönünden reddine, dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen kadastro uygulama tutanağındaki gibi tapu siciline aynen aktarılmasına, davacı ... Yönetiminin dava konusu taşınmazın ... niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemi yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, dava dilekçesindeki açıklamaya göre uygulama kadastrosuna itiraz ile tapu iptali ve tescil niteliğindedir....

              UYAP Entegrasyonu