Dosya kapsamından ve 10.04.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda tesis kadastrosu ile uygulama kadastrosuna ait paftaların çakıştırılması suretiyle oluşturulan haritadan, uyuşmazlık konusu bölüme ilişkin tesis kadastro sınırı ile uygulama kadastro sınırının bire bir aynı olduğu, başka bir ifade ile uygulama kadastrosu sırasında da tesis kadastrosunda oluşturulan sınırın esas alındığı, dolayısıyla tesis kadastrosu sınırı ile uygulama kadastrosu sınırlarının örtüştüğü, uygulama kadastrosuna yönelik çalışmanın usule uygun olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının tesis ve uygulama kadastrosuna göre davalıya ait çekişmeli taşınmaz içinde kalan bölümün kendisine ait olduğuna ilişkin iddiası göz önüne alındığında, dava her ne kadar uygulama kadastrosuna itiraz edilerek açılmış olsa da, uyuşmazlığın mülkiyete ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
Buna göre; Dosyanın incelenmesinde; uygulama kadastrosuna itiraz davalarında istikrar kazanmış içtihatlarda açıklandığı şekilde denetime veri teşkil etmek üzere, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yöreye ait tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, taraflara ait taşınmazların tüm sınırları ile bu taşınmazlara komşu taşınmazları gösterir kapsamlı tesis kadastrosu paftası, varsa bu haritalarda değişiklik yapan ifraz belge ve haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar ve varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer belge ve haritalar gibi teknik belgeler ile dava konusu taşınmazların kadastro tutanak örnekleri, dava konusu taşınmazlara ilişkin tesis kadastrosuna ait takeometrik ölçü çizelgeleri, hesap cetvelleri ve orijinal ölçü krokileri, sınırlandırma krokileri ile uygulama kadastrosuna ait uygulama tutanakları, ölçü çizelgeleri, hesap cetvelleri ve orijinal ölçü krokileri,...
Mahkemece; davanın devamı sırasında, yörede orman kadastrosuna başlanmış olduğundan görülen davanın orman tahdidine itiraz davasına dönüştüğü ve davaya kadastro mahkemesince bakılması gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek dava kadastro mahkemesine aktarılmış, kadastro mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir. Daha sonra yörede orman kadastrosuna başlanması nedeniyle dava orman kadastrosuna itiraza dönüşmüştür. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde davanın devamı sırasında 01/07/2003 tarihinde 6831 Sayılı Yasaya göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmalarına başlanmış; temyize konu davanın varlığı nedeniyle kesinleşmemiştir....
Dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olup, uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek olup, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki davada ... 2. Asliye Hukuk ve ... Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 22/2-a uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, dava konusu yapılan ve bir bölümünün tapu iptali ve tescili istenen 224 ada 223 parsel sayılı taşınmazın kadastro mahkemesinin 2012/15 E.- 2013/3 K. sayılı dosyasında davalı olduğu ve taşınmaza ait kadastro tutanağının kesinleşmemiş olduğu anlaşıldığından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. ......
Kanun) 297 nci maddesinde öngörüldüğü üzere, kararın hüküm sonucu kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, ne var ki İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hüküm fıkrasında, davacının uygulama kadastrosuna itiraz talebi hakkında hüküm kurulmadığı gibi, hükmün gerekçesi incelendiğinde, davacının tazminat talebine ilişkin olarak gerekçe gösterildiği halde, uygulama kadastrosuna itiraz istemine ilişkin herhangi bir gerekçeye yer verilmediği açıklanarak, öncelikle davacıya, paydaşı bulunduğu eski 43 (yeni 140 ada 5) parsel ... taşınmazın kendisi dışındaki diğer tapu maliklerinin yöntemince davaya katılımını sağlamak üzere süre ve imkan verilmesi ve bu şekilde taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına girilerek hüküm kurulması " gereğine değinilmiştir....
Mahkemece, uygulama kadastrosuna itiraz davalarında husumetin, itiraz eden kişiye ait taşınmazların eksik olarak hesap edilmelerine neden olan komşu taşınmaz veya taşınmazlar maliklerine yöneltilmesi gerektiği; davacının husumet yönelttiği Kadastro Müdürlüğünün davada husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Bu tür davalarda husumetin, yapılan tespit sonucunda, itiraz edenin taşınmazları aleyhine yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerekir. Ancak; uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde ise Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek de dava açılabilir....
Kadastro Mahkemesince; “davanın, orman tahdidine itiraza dönüşen bölümü yönünden kadastro mahkemesi görevli olmakla birlikte, tapu iptal ve tescil istemi yönünden asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu” gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil davası yönünden karşı görevsizlik kararı verilmiştir. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosunda mülkiyete ilişkin haklar tartışma konusu yapılamayacağı ve davacı idare tarafından taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescili talep edildiği için dava, uygulama kadastrosuna itiraz davası olmayıp mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Yargılama sırasında yörede orman kadastrosu yapılmış ve tutanakları askıya çıkartılmış ise de, davanın sadece orman tahdidine itiraza dönüşen bölümü yönünden kadastro mahkemesi görevli olup, taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline ilişkin bölümü yönünden görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir....
Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir....
Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, taşınmaz sınırlarının tek tek değerlendirmeye tabi tutulup, tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmesi faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Uygulama kadastrosunun amacı, tesis kadastrosuna ilişkin mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı gibi aynı nitelikteki uyuşmazlıklar da uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamaz. Somut olayda; mahkemece eldeki davanın 3402 sayılı Yasa'nın 22. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca yapılan uygulama kadastrosundan kaynaklı ortak sınırın belirlenmesine ve uygulama kadastrosunun yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir....