Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak dava, kullanım kadastrosunda, kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesi istemine dayalı olduğuna göre, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptaline karar verilmesi gerekirken, kadastro tutanağının iptaline karar verilmesi sabetsiz ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan "tutnağının iptaline" ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine "tespitinin iptaline" ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Yine dava konusu taşınmazın kadastro tespiti, eldeki dava nedeniyle malik hanesi açık bırakılmak suretiyle yapılmış olup Mahkemece hüküm fıkrasının 1 nolu bendinin 2 satırında, doğru olarak, “Dava konusu taşınmazın tespit tarihinde davalı olması nedeniyle malik hanesi boş bırakılmakla 3402 Sayılı Kanun'un 30/2 maddesi gereğince re'sen tespit ve tescili gerektiği” belirtildiği halde; aynı bendin 5. satırında “Kadastro tespitinin iptaline” ibaresinin yazılması da doğru değildir. Ne var ki; Mahkemece verilen kararın hüküm fıkrasının 4. ve 5. bentlerinde davalı ... ve Hazine aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve 1 nolu bendin 5. satırında “kadastro tespitinin iptaline” karar verilmesi doğru değil ise de bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ......

      Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorunda bulunmaktadır. Dava konusu taşınmaz hakkında yapılan tespite itiraz üzerine komisyonca verilen karar ile tespitteki isimlerden farklı kişiler adına tespit hükmü kurulduğu dikkate alındığında komisyon kararının iptaline denmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken kadastro tespitinin iptaline denmek suretiyle infazda tereddüt yaratılması isabetsiz ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde geçen "kadastro tespitinin iptaline" sözlerinin hüküm yerinden çıkartılarak "komisyon kararının iptaline" sözlerinin yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26.01.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Ancak Kadastro Hakimi infazı kabil karar oluşturmak zorunda olup kararın fen bilirkişisi raporu ile irtibatının kurulmaması isabetsiz ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın hüküm fıkrasının 1 ve 2 numaralı bentlerinin tümü karardan çıkartılarak yerine "çekişmeli Mutki İlçesi Ekizler Köyü 106 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 16/09/2011 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde 287 parsel sayılı tevzii parseli kapsamında gösterilen toplam 184,56 m2 yüzölçümündeki bölümünün kadastro tespitinin iptali ile Hazine adına tapuya tesciline, çekişmeli taşınmazın geriye kalan 431,82 m2 yüzölçümündeki bölümünün tespit gibi davalı adına tapuya tesciline'' sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde düzeltilerek ONANMASINA 12.09.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Somut olayda; dava konusu 117 ada 31 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağında taşınmazın mera vasfında olduğunun belirtilmesi ve taşınmaz hakkında kadastro komisyon kararı bulunmaması nedeniyle, hüküm yerinde taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın komisyon kararı gibi tapuya tesciline karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; çekişmeli 117 ada 6 parsel sayılı taşınmaz hakkında kadastro komisyon kararı bulunmasına rağmen infazda tereddüt oluşturacak şekilde kadastro tespitinin iptaline şeklinde karar verilmesinin de usul ve yasaya uygun bulunmadığı, bu nedenle temyiz incelemesi sırasında anılan hususların düzeltilmesi suretiyle onama kararı verilmesi gerekirken bu hususlar gözden kaçırılarak hükmün onandığı anlaşıldığından, karar düzeltme isteğinin kabulüyle onama kararının kaldırılarak hükmün açıklandığı şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

            Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazın geldisi olan kök ...ada ...parselin kadastro çalışmaları sonucu malikleri adına 19400 m² yüzölçümlü olarak tespit gördüğü, davacı murisi ...nunda taşınmazda hükmen satış yoluyla 23.08.1955 tarihinde malikolduğu anlaşılmıştır. Tapu senedinde kadastro tespitinin kesinleşme tarihi 31.07.1952 olarak yazılı ise de; Dairemizin geri çevirme kararı sonrası Tapu Müdürlüğünün 09.05.2016 tarihli cevabi yazıları ve dosya içindeki tapulama tespit tutanağından kadastro tespitinin 18.11.1956 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Davacı tarafın dava hakkı kadastro tespitinin kesinleştiği 18/11/1956 tarihinden sonra doğduğundan 221 sayılı yasanın uygulanma imkanı olmadığı gibi taşınmazın ... m²'lik bölümünün su toplama güzergahında kaldığından bahisle İSKİ tarafından açılan Üsküdar 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/744 Esas sayılı dosyasıda hasımsız olarak yürütüldüğünden verilen tescil kararıda yolsuz tescil hükmündedir....

              Tapu senedinde kadastro tespitinin kesinleşme tarihi 31.07.1952 olarak yazılı ise de; Dairemizin geri çevirme kararı sonrası Tapu Müdürlüğünün 09.05.2016 tarihli cevabi yazıları ve dosya içindeki tapulama tespit tutanağından kadastro tespitinin 18.11.1956 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Davacı tarafın dava hakkı kadastro tespitinin kesinleştiği 18/11/1956 tarihinden sonra doğduğundan 221 sayılı yasanın uygulanma imkanı olmadığı gibi taşınmazın 4943 m²'lik bölümünün su toplama güzergahında kaldığından bahisle İSKİ tarafından açılan ...Üsküdar 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/744 Esas sayılı dosyasıda hasımsız olarak yürütüldüğünden verilen tescil kararıda yolsuz tescil hükmündedir....

                Ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca Kadastro Hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorunda olup, Mahkemece dava konusu 197 ada 6 parsele ilişkin dava kısmen kabul edildiği halde hüküm kısmına yazılmaması ve dava konusu taşınmazlar hakkında tespitler, komisyon kararları ile değiştirildiği halde, Mahkemece, hüküm yerinde çekişmeli taşınmazlar hakkında düzenlenen kadastro tespitinin (kadastro komisyon tespitinin) iptaline karar verilerek infazda tereddüt oluşacak şekilde hüküm kurulması isabetsiz ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle sair temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (2) numaralı bendinin "iptaline" ile sona eren 1. cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine “Dava konusu Giresun İli ... Kent İlçesi ......

                  Mahkemece yapılan yargılama sonunda; asli müdahil Hazine tarafından açılan davanın kabulüne, davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabulüne ve kısmen feragat nedeniyle reddine, 212 ada 4 nolu parselin kadastro tespitinin iptali ile aynı ada ve parsel numarası verilerek mera vasfı ile Hazine adına tesciline ve özel siciline kaydına, 201 ada 43 nolu parselin kadastro tespitinin iptali ile aynı ada ve parsel numarası verilerek davacı ......

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında Uran Köyü 106 ada 6 parsel sayılı 147,85 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden intikal ettiği ve toprak tevzi komisyonunca oluşturulan tapu kaydı bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ve çekişmeli taşınmazın 67,82 metrekare yüzölçümündeki kısmının tespitinin iptali ile Hazine adına; geriye kalan 80,03 metrekare yüzölçümündeki kısmının ise tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu