Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının isteminin 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönündeki iddiasına gelince; 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir…” şeklindedir. Görülüyor ki, taşınmazda tersimat hatasının bulunması halinde bunun düzeltilmesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesine göre ilgilinin müracaatı veya Kadastro Müdürlüğünce resen yapılır. Mahkemeden doğrudan doğruya madde kapsamına giren yanlışlıkların düzeltilmesi istenemez....

    Kabule göre ise, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptaline karar verilmesi gerekirken, tutanağının iptaline karar verilmiş olması da doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı kadastro müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 08/05/2012 günü oybirliği ile karar verildi....

      Daha sonra kimlik bilgilerinin düzeltilmesi sonucu ... adına tescili yapılmıştır. 2010 yılında yapılan 3402 sayılı Yasaya 5831 sayılı Yasanın 8 .maddesi ile eklenen ek-4. maddesi uyarınca 2/B madde alanlarında yapılan kadastro sırasında, ... köyü 215 ada 5 sayılı 386,89m2 yüzölçümündeki taşınmaz 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığından söz edilerek beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı ve taşınmazın ...'ün zilyetliğinde olduğu açıklaması yazılarak tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, 215 ada 5 sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik yazıldığı, eksikliğin 89 sayılı taşınmazda kaldığı, 89 sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek Hazine adına tescil edilmesi istemiyle dava açmıştır....

        Ancak 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi, kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarlarına karşı Kadastro Mahkemeleri ile Genel Mahkemelerde açılacak davalarda davalı aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunmayacağı hükmünü içermektedir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 109 ada 1 parsel sayılı 616026,57 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadim kullanım nedeniyle mera niteliği ile sınırlandırılmıştır. Davacı ..., yasal süresi içinde tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın 115000,00 metrekare yüzölçümündeki bölümü hakkında dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile fen bilirkişi krokisinde turuncu renk ile boyalı olarak gösterilen 91727,69 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davacı ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Yerel Mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de, dava konusu her üç taşınmazın kadastro tespitine karşı askı ilan süresi içerisinde Hopa Kadastro (Kapatılan) Mahkemesinin 2012/10 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve dosya kapsamında verilen kararın halen kesinleşmediği, dolayısıyla eldeki davanın açıldığı 04.03.2021 tarihi itibariyle çekişmeli taşınmazın kadastro mahkemesinde davalı olduğu, hal böyle olunca esasen eldeki davanın kadastro mahkemesi dosyasına müdahale niteliği taşıdığı ancak bu hususun gözden kaçırılarak kadastro mahkemesi dosyasındaki yargılamaya devam olunduğu, kadastro tutanağının kesinleşmesinden önce açılan tüm davalara bakma görev ve yetkisinin kadastro mahkemesine ait olduğu, hal böyle olunca eldeki dava bakımından mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın yetkili ve görevli kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken davanını usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu anlaşılmış ve davacılar vekilinin istinaf başvurusunun...

            Ancak kadastro hakimi doğru ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kurmak zorundadır. Dava, kadastro tespitine itiraz davası olup henüz tapu kaydı oluşmadığına göre mahkemece "tespitin iptaline" karar verilmesi gerekirken "tapu kaydının iptali" şeklinde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu yanlışlık bozmayı gerektirmekte ise de söz konusu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "parsel sayılı" sözcüklerinden sonra gelen "tarla vasfıyla davalılar ve davacı adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptaline ve taşınmazın davacı adına arsa vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline" sözcüklerinin hükümden çıkarılarak yerine, "taşınmaza ait kadastro tespitinin iptali ile arsa vasfıyla davacı ... adına tapuya tesciline" sözcüklerinin eklenmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              1. derecede doğal sit alanı içinde kaldığından söz edilerek kadastro tespitinin iptali ile Hazine adına tespitine karar verilmiştir. 159 ada 35 parsel sayılı 6.604,94m2 yüzölçümündeki taşınmaz 1936 tarih 722 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak ... adına tespit edilmiş, daha sonra kadastro komisyonunca taşınmazın 2863 Sayılı Yasanın 11. maddesini değiştiren 5226 Sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca 1. derecede doğal sit alanı içinde kaldığından söz edilerek kadastro tespitinin iptali ile Hazine adına tespitine karar verilmiştir. 159 ada 36 parsel sayılı 6.200,08 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 1936 tarih 722 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak ... adına tespit edilmiş, daha sonra kadastro komisyonunca taşınmazın 2863 sayılı yasanın 11. maddesini değiştiren 5226 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca 1. derecede doğal sit alanı içinde kaldığından söz edilerek kadastro tespitinin iptali ile Hazine adına tespitine...

                Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, çekişmeli 127 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile davacı ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 127 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile davacı ... Oğlu ... adına, 127 ada 2 ve 8 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile davacı ... oğlu ... adına, 127 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile davacı ... kızı ... adına, tapuya kayıt ve tesciline, beyanlar hanesindeki "üzerindeki 4 katlı ev ... Oğlu ... ...'a aittir" ibaresinin "üzerindeki binanın bir katı ... oğlu ... ...'a, geri kalanı ... kızı ...'...

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 164 ada 2 parsel sayılı 603,74 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ... vekili, yasal süresi içinde taşınmazın dere yatağının daraltılması ve üzerinin kapatılması sureti ile kazanılan 4 metre enindeki bölümün tespitinin iptali ve Hazine adına tescili istemi ile dava açmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu